• az önce, ankara seferinde karşılaştığım insan modeli. karı koca yaşlı bir çifte, uçak doluluğundan dolayı ayrı yer vermişler. teyze de eşiyle birlikte oturmak istediğinden dolayı, nezaketen yanında oturan gence "evladım eşim iki arkanızda, acaba onunla yer değiştirebilir misiniz" diye sordu. öküz, anadolu çomarı gencimiz, "yoog teyze, orası goridor, ben geçmem oraaa". teyze de garibim kaldı öyle oturdu.

    mal oğlu mal, mal geldi, mal gidecek böyle. hani tam tersi olsa, cam kenarından korkuyordur diyeceğim, neymiş gökyüzünü seyredecekmiş. lan senin nefes alman hata bu dünyada.

    edit:uçuş anadolu jet, koltuj seçimi yok yani parasını verip almış olamaz, güç bela cam kenarı rastlamış kısmına gelince anadolu çomarı işte hayatında uçağa binmemiş, nezaket nedir bilmeyen davar, hayır işin garibi bu tarz tipler sözlükte de varlar. altı üstü 40 dakikalık uçuş, herkes nasıl profili var biliyormusun? değitirmeyeceğin durumlarda olur, keyfine biri istemiştir vermezsin anlarım. uzun uçuştur, para vermişsindir anlarım. benim söylediğim durumun genelleştirilmemesi gerekir. 65-70 yaşında kadın, belki rahatsız. davar işte, bir de savunuyor aklınca. aklınca küfredip prim yapacak.

    edit: biride demiş önceden ayırtsalarmış. 65-70 yaşında insanlar, sanmıyorum ki bilgisayar kullanmayı bilsinler. bir insan cahil okumamış olabilir, ama insan olmak, nezaket sahibi olmak başka birşey.

    edit: vayy vayyy neler dönmüş serhat yaa, ölmedim ulan buradayım. buradaki olayı kişiselleştirip mal mal yorum yapanlara söyleyecek lafım yok. olaya siyasi bakıp küfür edenlerin haysiyeti yok. kendi keyfinden prim vermem lan banane banane diyenlerin vicdanı yok. olaya mantıkla bakmaya çalışıp yok sigortasıymış yok uçak düsseymiş gibi yorum yapanların gerçekten aklı yok. olayı abartıp yok ben değiştirdim param çalındı, yok zencilere verdim şu bu diye saptıranların anlama kabiliyetleri yok. olay basit, benim aklıma gelen tek senaryo, kadın yaşlı ve muhtemelen hasta, belki belli sebeplerden dolayı, henüz genç ve tek başına oturan gençten, kendi zevkinden feragat etmesini istemesidir. kişi de bunu yapmadığı için ısrar ediyorum mahodur, çomardır. nokta. son olarak bir şahsın gelen mesajı çok hoşuma gitti onu paylaşacağım. söylediklerine de imzamı atarım.

    "ne oldu çerçeve gözlüklüm, fuların mı bozuldu!! beklediğin desteği göremedin mi? anadolu çomarı diye etiket koyunca entel sandığın burdaki dallama sürüsünün desteğini alacağını mı sandın?

    buradakiler bırak yaşlıya pozitif ayrımcılık yapmayı; ensestin, swingerın, uyuşturucunun meşruiyetini tartışan adamlar. hemen hepsi bireyci ve ağızları sadece laf üretir. ahlak yok.

    eğer bir ahlak kırıntısı arıyorsan o burda yok. hakaret etmek için cümle içinde kullandığın o anadolu'nun derinlerinde ara onu. buradakilerin ağzı sadece laf üretir."

    not: bu arada, fularım yok, çerçeve gözlüğüm de yok, sıradan biriyim işte.

    son edit: zorunda mıyım diyenlere cevabımdır: tabiki zorunda değilsiniz, yer vermemek sizi çomar yapmaz, sadece nezaketsiz biraz da vicdansız biri yapar, ama size nazik bir şekilde sorulan bir soruya, o şekilde cevap vermek evet sizi çomar yapar.
  • güç bela cam kenarı rastlamış ya da parasını verip koltuk seçmiş almışım. bir tane amca da 40 yıllık karısıyla 1 saat ayrı vakit geçiremem diyip ısrarla yerimi istiyor ve koridor kenarına otur diyor. vermezsem de alakasız adamın biri arkamdan deve oğlu deve, mal oğlu mal diye saydırıyor. olaya bak. durumu özetleyen ifade bu olur heralde(bkz: siker misin sabaha mı bırakırsın)

    hakkı olan koltukta oturuyor ve oturmaya da devam ediyor olmasında sıkıntı olmayan insan.
  • kesinlikle ben olmayan insan. hatta kendim teklif ederim gerekirse insanlar birlikte oturabilsinler diye. karsima bu kadar kolayca bir baskasini mutlu edebilme firsati cikmis, hic kacirmam, iki saat koridorda otururum, ama icim rahat olur, hatta mutlu bile olurum.
    ısteyene sirami da veririm, iyi bahsis de veririm, elimdekini severek paylasirim, herkesten iyilik beklemem, kendi tercihidir der gecerim.

    not: ıstismar edeni anlarim, uzerim, kalbini kirarim, o kadar da olgunlasamamisim demek.
  • yer vermek zorunda olmadığı halde, vermek zorundaymış gibi aşağılanmayı gerektirmeyen insandır. vermediğinde arkasından hakaret eden de ayrı bir lümpendir.
  • hemen yaftalayın amk. he anadolu çomarı.

    esas çomar olayı bilmeden buraya taşıyıp, adamın arkasından küfür edendir. madem sen çomar değilsin, kalk durumu efendice izah et ama yok gelip burada prim yapacak elit pezevengimiz.

    bu teyzeler otobüste de aynı uçakta da. kimisi erkek yanına oturmaz, kimisi ters koltuğa oturmaz.
    ben olsam yerimi değiştirirdim ancak yerini değiştirmiyor diye kimseye de mal, öküz, deve diye saydırmazdım.
  • ilk defa uçağa binmiştim. thy'den uçuyoruz diğer firmaların helsinki'ye seferi olmadığı için. hatta birlikte gittiğim arkadaşımı da ikna ettim cam kenarına ben oturacağım diye. son dakika bir aile geldi, son dört kişilik boş yeri almışlar ama dağınık vaziyette koltuklar. ikisi bizim yanımız. (4+4 şeklindeydi uçak)
    çocuklu bir aile oldukları için çocuklarla birlikte oturmaları gerektiğini söylediler. çok rica ettiler, kabul ettik yer değiştirmeyi. ne diyebilirsin ki?

    cam kenarının bir yanı denk geldi bana. arkadaşımla ayrıldık, arkalı önlüyüz bu kez. cam yanında oturan adam müslüman ülkelerden birinden gelme, elinde kur'an. uçak kalkarken mırıldanmaları artıyor. benim de psikolojimi alt üst ediyor resmen. hasta yatağında yasin okunan insanlar gibiyim, kendimi ölüme hazırlıyorum. sonra kendi kendime "saçmalama, adamı ciddiye alma dışarı bakmaya çalış." ama hemen o tarafta olduğu için, adamın yanlış anlamasından da çekiniyorum. kendimi biraz öne verip dışarıya bakmaya çalışıyorum. 5 dakika geçmiyor, adam benden rahatsız olup uçağın perdesini aşağı çekiyor. bulutlar ince bir çizgiden görünüyor sadece.

    aklıma arkadaşım geliyor. arkama dönüp "iyi misin?" diyorum. "ehh" diye cevap veriyor. onun da ilk uçak seferi. deli gibi korkuyordu, destek olacağıma söz vermiştim halbuki. sakinleştirirdim en azından...

    o saniye pişman oluyorum yerimi o aileye verdiğim için. bir ay önce aldığım bileti son dakika uçağa alınan insanlara feda etmiş oluyorum. sanki uçakta başka insanlar yokmuş, sanki başkaları yerlerini veremezmiş gibi...

    yemek servisi başlıyor. arkadaşım vejetaryen. aşçı nereden bilsin bizim yerlerimizi değiştirdiğimizi. ikimizin de seçtiği yemekler başka... sonradan ayıkıyoruz, aşçıya söylüyoruz ama "bir daha mı yapacağım?" tepkisinden hallice bir cevap alıyoruz. bana sorun değil ama onun yiyemeyeceğini biliyorum. bütün günümüz yollarda geçecek zaten, tekrar rica ediyoruz aşçıdan. hostes araya giriyor. bizim yardım eden taraf olduğumuz açığa çıkınca yemeklerimiz düzeltiliyor. ama o arada yine moralimiz bozuluyor.
    üç buçuk saat süren yoldan sonra, uçak inişe geçtiğinde yine benzer şeyler... helsinki'ye inerken şehre yukarıdan bakamadığım için üzülüyorum. inişte yanımda okuduğu surelerle uçağı havada tuttuğunu düşünen insana sitem ediyorum. plansız programsız aileye sinir oluyorum. ve bu karışık duygularla ilk uçuşumu tamamlıyorum.

    tanım: öküzse bile doğru yapmış öküzdür. otobüs mü lan bu, uçakta yerini verecek. herkes aynı yere gidiyor. otursun gitsinler işte.
  • benim bu.

    sebep vermek zorunda degilim. lakin benim icin ucagin belli noktalari daha tercih edilir, pozitif bir katki yaratacaksa degistirebilirim yoksa cik.

    boyle bi degisiklige ihtiyacim oldugunda da mesela orta siradan kalkip cam veya koridor talep etme curretine girismem bile. arkada ve ortada olan kisiye on kisimdan koridor teklif ederim. arkada koridor olana on taraflarda cam. yada en azindan camsa cam koridorsa koridor koltugu teklif ederim.

    ıkisi de orta olan koltuktan baska yere yan yana oturma istegiyle transfere curret etmeyiniz efendim.

    hele 3 saat uzeri yolculuklarda, sakin ha.
  • sıkıldığım insan grubudur,heryerde aynı muhabbet,markette elinde tek su şişesiyle gelir izin bile almaya gerek görmeden kasada en öne geçer,uyardığındada haklıdır onunki tek parçadır,allahın çomarı 10 kuruş az ödeyecek bir suya diye bedelini sen ödersin bekleyerek,elektrik telefon faturası ödemeye gidersin gelir arkadan en öne geçmeye kalkışır,uyarırsın,acelesi vardır,onun için yer vermeyen arkadaşı çok kınayamayacağım...
  • ilgili olayda yeri değiştirmek nezaket örneğidir bu kesin ama değiştirmemek kesinlikle nezaketsizlik değildir. biraz kurallara saygı gösterin ulan.
    eğer elzem bir durum varsa o bindiğin kabinin içinde görevliler ve onların amiri var.
hesabın var mı? giriş yap