• üniforma insanın özgürlüğünü, hareketlerini, düşüncelerini ve bireyselliğini kısıtlar. üniforma giyen kişiler üniformasını giydiği kurumun adabına göre davranır ve kendilerini üniformalara göre şekillendirir ve tanımlarlar: asker, polis, öğrenci, doktor, öğretmen. böylelilkle bazı insani kimliklerini unutur ve unuttururlar. kişiler üniformanın kimliğine bürünür ve rolüne girer. üniformasız insanlarlar da üniformalıları insan olarak değil de üniformaları ile tanımlarlar. insani özelliklerini dolayısla hata yapabileceklerini örten üniformalar doktor, öğretmen, asker ve polisleri daha güvenilir, ulaşılamaz, uzlaşılamaz yapar, diğerlerini de itaatkar. istenilmeyen işleri yapan temizlikçi, üniforması ile insan olmaktan çıkar, böylelikle o pisliklerimizi temizlerken bizler de mahçup olmayız. öğrenciler daha çabuk tektipleşir ve itaat eder, üniforma giymeyi ve üniforma(lı)ları kabullenmeyi öğrenir. üniforma giyen, giymeyen herkese geniş çaplı bir evcilik oynatır.
  • "bu otelin kapısından girip üzerlerine bu üniformaları geçirmeden önce bu insanlar hangi evlerden çıkıp geliyorlar? şehrin hangi mahallesinden? dünyanın hiçbir otelinde anlayamazsınız bunu, o üniformalı insanların bu otel dışında nasıl ve nerede yaşadıklarını. çünkü yoksullar, zenginlerle karşılaşmadan önce kılık değiştirirler. zenginlere hizmet etmek için girdikleri mekanlarda yoksullara giydirilen üniformalar, insanlar arasındaki eşitsizliği estetize ederken yoksulluğun "kirini" örter. bu yüzden işte, otelin, havuz kıyısındaki kahvaltı salonunda lacivert-beyaz üniformalarıyla masaların arasında dolaşan kadınlar ve erkekler, sabahın çok erken saatlerinde barrio'lardan tıkış tıkış minibüslere binip bu lüks otele geldiklerini hiç belli etmiyorlar."

    ece temelkuran, "biz burada devrim yapıyoruz sinyorita". s. 85-6, istanbul: everest yayınları, 2006.
  • uniformanin amaci hiyerarsiyi gorunur kilmak ve akabinde de ozgurluklerin sinirlandigini belli etmektir. uniforma giyilen her ortamda farkli uniformali 'ust' bir kesim de mutlaka bulunur: okulda giyilen formalarin ust duzeyi takim elbiseli ogretmenler ve muduriyettir, kolluk kuvvetlerinde rutbeyle belirginlesen bu yapilanma is yerlerinde de patronlarin calisanlardan daha luks kiyafetler giyerek kendilerini belli etmeleriyle ortaya cikar. cizgi roman kahramanlarinin uniforma giymelerinin en onemli sebebi gucler arasinda var olan hiyararsiyi belirgin kilmaktir.

    gunluk hayatta da uniforma modunda ,kendi sectikleri dahi olsa, ayni kiyafetlerle dolasan insanlar vardir ki bu tarzin secilmesinde en buyuk etken ozgur olmayan ruhun durumunun belli edilmesi ve bu sekilde cekilen acinin azaltilmasidir. ogrenciler, tutuklular, alt konumdaki kolluk kuvvetleri, calisanlar ozgur degildir belki ama kendilerini ust duzey olarak konumlandiranlarin da ozgur olma sansi yoktur. uniforma sirf varligiyla bile ozgurlukleri elden almaya yeterlidir.
  • uni=tek ve form=bicim sozcuklerinin birlesiminden olusan, birbirinden farksizligi ifade eden kavram.
  • çok güçlü bir şeydir çünkü insanı güdüleyen korunma ihtiyacına seslenir. üniforma bir aidiyet duygusu yaratır; bir yere, bir şeye ait olma, bir şeyin parçası olma. zaten itaate eğilimli olan insanlar için bu adeta tanrının lütfudur. kendinden daha büyük bir şeyin parçası olmak onun korunmasından da yararlanmayı beraberinde getirir. bunun karşılığında verilen bedel ise özgürlükten, o daha büyük şeyin istediği ölçüde feragat etmektir. üniformanın diğer çekiciliği ise insanın hayatını anlamlandırmasıdır. üniformayı giyen için ona hizmet etmek neredeyse -belki neredeyse bile fazladır- kutsaldır.

    300' ü izleyenler bilir; ephialtes 300' den biri olmadığı halde sparta üniformasını giyer ve savaş alanına kadar onları takip eder. kral leonidas'a sparta için ölmeye hazır olduğunu söyler ama reddedilince zerhas' a gider ve ondan özellikle istediği şey ise bir üniforma olur. ephialtes için önemli olan sparta ya da pers imparatorluğu ya da cesaret, kahramanlık, zenginlik, saygı değildir. onun istediği şey aidiyettir.
  • bunsuz yaptığımızı mı sanıyoruz? hiç kimse bundan âri değil. akademisyendeki bot, memurdaki takım elbise, öğrencideki salaş hal, albaydaki apolet, ulus baker'in belindeki ip... çekiciliğini kim yadsıyabilir ki? taşıyan, kendisine bakanda bu çekicilik duygusunu uyandırdığı ya da uyandırmayı umduğu için önemser bu takıp takıştırmayı. çok mühimdir. o kadar ki, bu kabil olmayan bir şey bile bu hale dönüştürülüverir.

    "k., mübaşirin üzerindeki sivil kıyafete baktı; giysinin üzerindeki yegâne resmi işaret, normal düğmelerin yanı sıra eski bir subay paltosundan sökülüp dikildiği anlaşılan altın renkli iki düğmeydi." *
  • giydiginiz anda ic dunyanizla dis dunya arasindaki baglantiyi kesen / kesmesi gereken; profesyonellik ve disiplin alameti giysi. ıstisnasi yoktur. ıdeolojisini ve kisisel goruslerini uniformaliyken gosterecek kadar laubali adamin da uniforma icinde bulunma hakki yoktur. zaten bu kisiye uniformali bir meslek de uygun degildir zira uniforma acik ve net olarak bireysellik ve sahsiyet uzerindedir. bunu kabul edemiyorsaniz uniforma giyilecek meslekler yapmamanizi oneririm. herkes temsiliyet mesuliyeti tasimak zorunda degil.

    "cok sicak ya ne var gomlegimi kivirsam, ne var utulemesem, ne var kravatimi gevsetsem" ya da "ne var su el kol isaretini yapsam" diyorsaniz sivilde de kisitli olmak uzere secenekler mevcut. buna izin veren patron bulursaniz isterseniz pantolununuzun pacalarini kesersiniz, isterseniz el kol isaretiyle ortada gezersiniz, isterseniz de sosyalist enternasyonel soylersiniz.

    uniforma kimseye san, seref ve disiplin vermez bilakis bunlari talep eder.
  • her zaman güzel ve kullanışlı olduğunu düşünmüş olmama rağmen bu fikre sahip tek ekşi sözlük yazarı benim sanırım.

    üniforma tek tipleştirir özgürlüğü alır , kişiyi köle kimliğine sokar demişler yetmemiş üniforma sevenler aciz kuvvetsiz yaratıklardır deyip bir de bunların hepsi ephialtes'dir demeye getirmişler. bu kadar ağır ithamlar altımda kaldığımı hatırlamıyorum. düz yoldan bazı orospu çocuklarının hoşuna giden kıyafet deselermiş daha az alınırdım. hem alışık olduğumuz hakaret , zaten bu ortamda bazen hangimiz bazı orospu çocuğu olmuyoruz ki.

    ben bu kadar derin düşünmediğim için düz adam olarak artı yanlarını liste halinde yazayım ki halkın anlaması kolaylaşsın %50 benim yanımda olsun. haklı olayım.

    1- her sabah ne giyeceğim derdi olmaz
    sıcak yataktan uykulu kalktıktan sonra belkide en zor şeylerden biridir neyin üstüne ne giysem nasıl uydursam deri. bu dert üniformada hiç olmaz yataktan kalkıp askıdan alıp giymek 60 saniye. ayrıca beyni açmaya gerek de yok uyku modunda yapılabilir bu işlem.

    2- kıyafet masrafı inanılmaz azalır
    çalıştığınız yere göre aldığınız maaşa göre bir şeyler almak zorundasınızdır. ucuza kaçayım desen olmaz.
    (bkz: lc waikiki'den giyinen insan)
    ayrıca her gün aynı kıyafeti gitmeyi geçtim iki gün arka arkaya giydiniz mi olmaz.
    (bkz: iki gün üst üste aynı giysiyi giyen insan)
    bu da en az 30 günlük kış 30 da yaz için kıyafet ihtiyacı doğurur kıyafetler de eskiyip durduğu için sürekli bir kıyafete para harcama durumu olur. ayrıca kıyafet alışverişi denen eziyet durum sık sık yaşamak zorunda kalırsınız. bayanlar hariç onların hobisi. ama üniforma öylemi zaten şirket veriyor. tatil günleri için için 3 5 set kıyafet almak yeter de artar bile. çok giyilmediği için eskimezler de.

    3- üniforma benim giyeceğim kıyafetten şıktır
    özellikle erkekler için konuşursak büyük çoğunluğumuz giyinmekten anlamıyoruz. ben de dahilim. ne giysem şirketin vereceği üniformadan şık olamam , o kadar dikkat çekemem. ayrıca üniformalar bir tasarımcı elinden çıkıyor. büyük bir çoğunluğu diyelim zabıta üniforması gibi bir gerçek var maalesef. bu sebepten üniforma gene artı bir puan daha alıyor.

    4- her sabah ne giyeceğim derdi olmaması tek seferde yazılıp geçilecek bir şey değil o yüzden onu bir kere daha yazıyorum.

    anlattığım bu kadar artılara rağmen hala üniforma kötü diyen varsa ben köle ruhlu ezik ve ephialtes olmayı kabul ediyorum.

    ephialtes nedir amk ya. sen de notre dame'ın kamburusun o zaman pezevenk. sinirlendim durup dururken.
  • dünya üzerinde en bilinen ve en havalıları nazilerinki (görüldüğü üzre linke bile gerenk yok) en palyançosu isviçreli muhafızlarınki olan tek tip kıyafet türü.

    bir de askerler üniformaları olmasa/çıkarsa savaşlar olmaz diye tırışkadan bir laf vardır üniforma lafı geçti mi illaki sokulur, yok öyle bi şey.
  • üniforma, yani tek tip giyim, özüne indiğin zaman "hizmetkarlığın" sembolüdür ama türkiye'de tam aksine "efendiliğin" sembolü olmuş durumda.
hesabın var mı? giriş yap