• "hayattaki en büyük mutluluk olduğun gibi sevilmek,daha doğrusu sana rağmen sevilmektir."
  • victor marie hugo. fransa'nın yıllar süren karışık siyasi tarihine ve sosyal adaletsizliğine birebir tanıklık eden, jane austen, michael faraday, theodore gericault, william blake, ludwig van beethoven, charles darwin, goethe, charles dickens, gogol, alexander dumas, dostoevsky, karl marx, flaubert, turgenyev, edison, bizet, balzac, edgar allan poe, alfred nobel gibi önemli insanlarla aynı döneme denk gelen yazar, devlet adamı, şair.
    hatta balzac'ın cenazesinde konuşma yapmıştır.
    romantizm ve klasisizm tartışmaları sürerken
    notre-dame'ın kamburu yayımlanmasıyla itibarı katlanmış hatta meşhur olmuş ve fransız akademisi'ne girişi kolaylaşmıştır. fransa'da ikinci cumhuriyetin ilanıyla parlamentoda halk için mücadele etmiştir. birkaç yıl sonra hükümetin devrilmesiyle belçika'ya kaçmıştır. daha sonraları ise guernsey'ye yerleşmiştir.
    1862'de ise başyapıtı les miserables yayımlandı. fransız imparatorluğu'nun tamamen yıkılmasıyla paris'e döndü.
    83 yaşında, paris'te zatürreden öldüğü cenazesine iki milyondan fazla insan katıldığı söyleniyor. alexander dumas ve emile zola ile aynı mezar odasını paylaşmaktadır.
  • yıl, 1887… gazetecinin biri, victor hugo’ya soruyor: “eserleriniz ve siz bugüne de çok olumlu eleştiriler aldınız, çok övüldünüz. bunlar arasında sizi en çok hangisi hoşnut etti?”

    hugo anlatıyor: “karlı bir kış gecesiydi. eş dostla yiyip içmiştik. mesafe kısa diye, evime yaya olarak dönüyordum. fena halde sıkışmıştım. hızlı adımlarla, malikanemin bahçe kapısına vardım. kapı kilitliydi. var gücümle uşağıma seslendim: ‘igooooooor!’ defalarca haykırmama karşın igor’un beni duyduğu yoktu. sidik torbam atlas okyanusu büyüklüğüne ulaşmıştı. altıma kaçırmak üzereydim. yaşlılık işte. çaresiz, bahçe duvarına yanaştım, etrafa bakındım, görünürde kimse yoktu, pantolonumu indirdim ve su dökmeye başladım. tam o sırada arkamda bir at arabası durdu. hiç kıpırdamadan, sessizce işiyordum. arabacı nefret dolu bir sesle ‘seni haddini bilmez, buruşuk o… çocuğu! o işediğin, sefiller’in yazarı victor hugo’nun duvarıdır!’ dedi. işte, hayatımda duyduğum en iltifat dolu söz buydu.”
  • "je t'ai autant revé que tu n'es qu'une reve maintenant..."
    seni o kadar hayal ettim ki artık bir hayalsin...
  • iyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. - victor hugo
  • bir biyografisinde şöyle bir şey geçiyordu,

    "ilk şiirleri, henüz 12 yaşındayken yayınlanmaya başladı. 20 yaşına geldiğinde ilk eseri "od'lar ve çeşitli şiirler" ile adını duyurdu. bu eserini okuyan fransa kralı 18. lui, hugo'ya 1000 franlık maaş bağladı ve kendisinden bütün enerjisini yazmaya vermesini istedi. o da öyle yaptı ve fransanın en büyük lirik şairi olduğunu ispatladı."

    (burası az biraz levent kırca skeçleri gibi olacak ama, idare edin)
    türklerden neden üst düzey sporcu, müzisyen, yazar çıkmıyor sorusunun cevabı kesinlikle yetenek değildir. bir fransız kralı gördüğü cevheri işlemek adına böyle bir tutumda bulunuyor ve seneler sonra dünya edebiyatına damgasını vuracak bir victor hugo doğuruyor... güzel ülkemdeki nice yazar, yazdıklarını bastırabilmek için matba kapısında yatıyor. ondan sonra bizim onlardan neyimiz eksik? beyin amına koyum beyin.
  • aldığı en iyi iltifatı kendisine orospu çocuğu denmesi olarak tanımlayan yazar kişi.

    victor arkadaşları ile biraz içki içer ve evine dönmek için yürümeyi tercih eder. evinin kapısına vardığında ise aldığı alkol ile çok sıkışmıştır ve çişi gelmiştir. kapıyı yumruklar ama açan yok. evin bahçesine işemeye karar verir ve yola sırtını verir ağaçın dibine işer. yoldan geçen atlı arabadan ise bir ses yükselir; '' heeyy seni gidi orospu çocugu napıyosun!!! o işediğin bahçe büyük insan sefillerin yazarı victor hugo'nun bahçesidir. defol burdan'' der.
  • facebook'ta okuduguma gore
    "aşk; karşındakini bulunmaz hint kumaşı sanmanla, onun sersemin teki olduğunu anlaman arasında geçen zamandır."
    seklinde bir vecizesi varmis (!)

    fransiz ihtilali, 1830-48 devrimleri falan. zor zamanlar tabi. les miserables'i yazmanin yani sira demet akalin'a sarki sozu de yazarak ek gelir saglamis olmak isteyebilir, anlayisla karsiliyorum.
  • "şöhret, gençlik ve gurur... mezar hepsini alır"
  • ''öldükten sonra yaşamak istiyorsanız; ya okumaya değer şeyler yazın, ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın!'' sözünün sahibi öldükten sonra yaşayan insan.
hesabın var mı? giriş yap