• yedigün iyidir, hastır, fanta'ya her zaman tercih ederim. daha portakal suyu, mandalina suyu gibidir. ama sonra pepsi satın aldı yedigün'ü sanırım ya da isimleri hep beraber geçmeye başladı, işkillendim.

    halen de ayrıksı tercihlerimden biridir yedigün, aslanım.

    yalnız şöyle bir yamuğu vardı, eskiden şu tip esprilere neden olmuştu yedigün markası.

    - sana iş buldum, müjde?
    - bismillah. hayırdır yahu, ne işi?
    - bi büfede "yedigün" vereceksin. ahıaıhaıh.

    ahıhah tabii. sonra pazar payı düştü yedigün'ün.
  • 1930'larda ve 40'larda çıkmış haftalık mecmua. o zamanlar günlük hayata dair pek mecmua olmadığından, siyaset, sanat, aşk-meşk vs. konuların hepsinin işlendiği bir dergiydi..
  • candice swanepoel gibi bir victoria secret meleğiyle tek başına bir reklam yapıp satışları 3 e katlayabilecekken o reklama murat bozu sıkıştımış ve ikinci sınıf bir reklam haline getirmişlerdir. tebrikler.
  • grup vitaminden nereye düştü adamlar. bırak amk reklam falan yapmayın ne gerek var? seda sayan, pepsi. gülben ergen, panda. şimdi de bu çıktı başımıza. şu reklam piyasasında kimler para kazanıyor amk. bu reklamı yapanlarda reklam ajansıyız biz diye geçiniyorlar. hedef kitlesinden bu kadar mı uzak olur bir 'marka' reklamı amk. şu saatten sonra ne içerim, ne satılan mekana giderim. o derece rezalet amk.
  • fantaya 10 basar. açık ara en iyi sarı kola.
  • fanta ve diğer gazlı içeceklere göre artısı, asit oranıdır. 1'er litrelik fanta ve yedigün'ü açıp birer bardak içince fanta daha lezzetli gelebilir. fakat daha sonra açılıp yeniden kapatılmış bu şişeleri buzdolabına koyup, kalan gazozları 2 saat sonra içtiğinizde fanta'nın neredeyse asidinin kalmadığını, yedigün'ün ise hala boğaz yakacak kadar aside sahip olduğunu farkedersiniz..
  • sedat simavi'nin hürriyet gazetesi'ni çıkarmadan önce haftalık olarak çıkardığı bir dergi.
    biyografi.net'te "bu dergi edebiyattan magazine, bir aydının ihtiyaç duyacağı her konuda yazılar, haberler yayınlardı. bu derginin 1939-1941 yıllarında çıkan sayılarında “edebiyatçılarımızı tanıyalım” başlıklı bir dizi de yer almıştı. bu dizinin yazarı, o dönemin ünlü edebiyat öğretmenlerinden ve araştırmacılarından mehmet behçet yazar idi. o, her hafta bir edebiyatçının hayatını anlatıyordu, bu yazılarda. yazdıkları doğrudan o edebiyatçılarla yaptığı konuşmalarla tesbit ettiği, yâni onlardan dinlediği verilere dayanıyordu. bu bilgileri kendi edebiyat imbiğinden geçiriyor, süzüyor, onlara yeni edebî çeşniler katarak yazıyordu. böylece o yılların ünlü veya tanınmamış 97 (doksan yedi) edebiyatçısının “özgeçmişi” hakkında önemli bilgiler sunan bir yazı dizisi ortaya çıktı. fakat yedigün dergisi ile birlikte onlar da unutulmaya mahkûm oldular." denilmiş.

    yayın hayatı biten bu dergideki yazılar 60 yıl sonra edebiyatçılar âlemi: edebiyatımızın unutulan simaları adıyla prof. ali birinci'nin gayretleriyle bir araya getirilmiş. sait faik abasıyanık yedigün dergisi için röportajlar yapmış.
  • sait faik, sabahattin ali, kemal tahir, halide edip gibi isimlerin zamanında yazılarının yayınlandığı, en çok kapağındaki rita hayworth resimlerine hasta olduğum dergi.
  • ramazan temalı ambalajlarında halt etmiş içecek firması. minaresiz ayasofya olayına girmişler.
    http://opereysin.com/…80-bu-nasil-ayasofya-yedigun/
hesabın var mı? giriş yap