zeybek
-
"zeybek giyimi neden yasaklandı?
-etem oruç-
osmanlı devletiyle aydın efelerinin yıldızı hiç barışmadı.
ekmede, dikmede olmayıp da yemede ortak olan, savaş çıktığında oğullarını zorla alıp götürüp de geri getirmeyen, türk’ün dilini, kültürünü, geleneğini hor gören osmanlı’yı da efeler sevmediler.
zeybeklerle mücadelede başarılı olamayan osmanlı bu kez de ege bölgesinde yaygın olan ve direnişin simgesi haline gelen zeybek giyimini çeşitli dönemlerde yasaklama girişiminde bulunmuştur.
bu tür girişimler çoğunlukla 2. mahmut döneminde, atçalı kel mehmet’in vurulduğu (1830)ve sinanoğlu efe’nin idam edildiği (1854) yılları arasında, yani dağların boş kaldığı zamanlarda yasaklanmıştır.
bu tür giyimler “ahlaka ve dine” uygun değildir diye yasaklayarak zeybekliğe engel olabileceklerini düşünmüşlerdir.
bu tür girişimler ayaklanmalara yol açınca geri adım atmak zorunda kalmışlardır.
aydın sancağına 1838 yılında merkezi yönetim tarafından gönderilen bir başka hükümde bu istek açık şekilde belirtilmiştir. fermanda zeybekler “ kafasız ve akılsız köpekler” olarak nitelenmekte, “dağda bazı rezil ve eşkiyaların külah, kısa dağ donu, dizlik giydikleri” belirtilerek yöneticiler tarafından buna çekidüzen verilmesi ve “islam ülkelerindeki gibi giyinilmesi” istenmektedir.
bunun anlamı açıktır. osmanlı yöneticilerine göre zeybek giyimi islami giyim tarzına uymayan bir giyimdir. bunu “rezil, kafasız ve akılsız eşkıya ve derme çatma zebek makulesi ve haşaratı”na haddini bildirmeli. kısacası zeybekler ezilecek, kırılacak, ne pahasına olursa olsun ortadan kaldırılacaktır.
bugün anadolu folklorünün zenginliğinden söz ederiz ya osmanlı başarılı olsaydı bugün dünyanın gözlerini kamaştıran bu güzel giysilerin pek çoğu olmayacaktı.
”kısa kes aydın abası olsun, osmanlı’dan dost olmaz,” sözü de o günlerden gelmektedir.
aydın efelerinin kıyafetleri öbür efelerden daha farklıdır. dağ donları daha kısa, feslerindeki dağ çiçek işlemeleri ve daha görkemlidir.
bugün “muhteşem yüzyıl” dizisini televizyonda izleyenler,” osmanlı padişahları böyle miydi?”diye tepki gösteriyorlar.
onlar hakkında derinlemesine bilgileri olsaydı.
örneğin, 36 osmanlı padişahından sadece ikisini anasının türk olduğunu, hirstiyan anaların topkapıdaki kilisede ibadet ettiklerini, hiç biri padişah dini dillerinden düşürmemelerine karşın, hacca gideninin hiç olmadığını, kendileri dört duvar arasında her tülü içkiyi içmesine karşın halka yasakladıklarını, osmanlı’nın yönetim çevresinde pek türk olmadığını, korumalarının bile, çerkez, arnavutlardan oluştuğunu bilseler neler düşünürler bilemem.
her yıl görkemli olarak kutlanan kurtuluş günlerinde efelerin attığı yalancı mermiler yasaklandı. (bu mermiler sadece barutla yapılan, ses çıkaran mermiler) halbuki bu günlerin farklı güzellikleri vardı.
efeler ellerinde silah, arkalarında efe giysileri, atlarını koşturarak girerlerdi nazilli kurtuluş meydanına. halk büyük bir coşku içinde alkışlardı onları.
tüfekler atılır, karalara sarılmış, zincirle bağlanmış türk kızını kurtarırlar, altından al bayrağımıza sarılmış türk kızı selamlayınca yer gök inler, insanlar ağlardı.
milli birliğimiz daha da pekişir,gurur duyardık.
geçen yıllarda padişah özentili yöneticiler nedense silah atmayı da yasakladılar, ardından da ulusal bayramlarımızı yasaklamaya kalktılar. bilgisiz düşünmek büyük bir bela, çalıkakıcılar doldu meydana.
bir toplumun doğru olarak tarihini bilmemesi kadar kötü bir şey olamaz. çok iyi tanıdığım, yurtseverliğinden hiç tereddüt etmediğim bazı arkadaşlar, okuma zahmetini katlanamadıkları için, içgüdüsel olarak derinlemesine bilgi sahibi olmadan tepki gösteriyorlar.
gerçekleri bir öğrenseler, biliyorum ki benden daha çok yanacak içleri.
ırkçı değilim ama türkçüyüm. ta ortaasya’dan bu yana türk tarihini doğru öğrenmeye çalışıyorum.
ilk türk adı orhun anıtları’nda geçiyor. ikinci türk adı da mustafa kemal atatürk’ün kurduğu son türkiye cumhuriyeti’nde geçiyor. atatürk’ümüz de türk sözcüğünün “türkiye cumhuriyeti kuranların ortak adı” olduğunu belirtiyor.
kimliğini, kültürünü, gelenek ve göreneklerini sahip çıkmayan, tarihini iyi bilmeyip başkalarının maşası, uydusu olan ulusların, ulusal sınırlarını düşmanları çiziyor.
bugün abd’nin yapmak istediği gibi. efe torunları, atatürk sevdalıları, yurt sevdalıları, yarın çok geç olabilir. parti, etnik köken, din, dil, farkına bakılmaksızın, anadolu’yu sevenler, emperyalizme karşı güç birliği oluşturalım.
abd ve ab insan hakları dediği zaman kendi halklarını kastediyorlar.
bizleri insan olarak görmüyorlar. bağımsızlığımızı, ülke bütünlüğümüzü sahip çıkarak kurtuluş savaşı’nda olduğu gibi sömürgecilere tekrar ders vermenin zamanıdır."
yararlanılan kaynaklar:
1- a. haydar avcı, zeybeklik ve zeybekler. sayfa 196, 197, 198, 199. sayfalar.
2- h. 1134 (1721) tarihli anadolu beylerbeyi ali paşaya
gönderilen hüküm.
3- dr. sabri yetkin batı anadolu’da eşkiyalık olaylarının
yapısal bir incelemesi.
4- mehmet avni özbek, zeybek, islam ansiklopedisi, cilt 13
5- dr. sabi yetkin, ege’de eşkiyalar
6- tuncer baykara, zeybekler ( zeybek elbisesi giyme yasağı)".
görsel -
zeybek aslında televizyonda görüldüğü gibi belli bir kurgu içinde oynanmaz. yuvarlak oluşturup yavaş bir biçimde dönme hareketi vardır fakat efelerin yaptığı hareketler birbirinden farklıdır. özellikle farklı değildir, sadece kafalarına göre takılırlar. fakat bu dönme hızını etkilemez.
efelerin yaptığı hareketler için "bir ağaç gibi tek ve hür", yuvarlak oluşturup yavaş bir biçimde dönme hareketi için de "bir orman gibi kardeşçesine" nitelemesi uygun gibidir sanki be! -
bence en asil halk oyunlarımızdandır.(egeliyim diye demiyorum.)
-
zeybekler , kizanliktan zeybeklige gecerken oldukca ilginc bir seremoni yasarlar. kizanlar bir daire olusturur , sadece zeybek olacak kizan ayakta durur. yataganini belinden ceker , 3 kez oper , basina kor ve efesinin onunde diz coker. akabinde efe zeybek adayina su yemini ettirir :
-bu koca daglarin sahibi kimdir ?
-erimiz.
- yigidi kimdir ?
-efemiz.
-yigit kime derler ?
-sozunun erine , efesiyle can verene.
-korkak kime derler ?
-sozunden donup , aman dileyene.
-varyemeze acimak mi , dayak mi haktir ?
-dayak haktir.
-susuz derede kavak biter mi ?
-bitmez.
-bitkisiz diyarda duman tuter mi ?
-tutmez.
-adem kusagina bel baglanir mi ?
-baglanirsa aglanir.
-seytana bel baglanir mi ?
-yardimcimizdir , baglanir.
-yigitlerde ne yok ?
-merhamet yoktur.
-sozunde durmayan kahpe bacinin kizani olsun mu ?
-olsun.
-su duali yatagan bogrune saplansin mi ?
-saplansin.
-dogruyu dedigine nasuh tovbesi olsun mu ?
-olsun.
bundan sonra efe kalkar , zeybek adayinin yataganini defne agacina saplar. aday kizan sadakate and icerek 7 kez yataganin altindan gecer; pesinden tum zeybekler de. efe yatagani agactan ceker , yeni zeybege verir. -
türkiye sınırları içerisinde oynanan pek çok halk oyunu içersinde en çok zeybek oyunu dikkatleri çeker. zira bilinen ve uygulanan pek çok oyun bir kaç kişiye ve yer yer kızlı erkekli grup halinde senkronize hareketlere ihtiyaç duyar. buna rağmen zeybek çok daha bireyseldir ve görünüş itibarıyla egeli'nin asi ve özgür karakterini yansıtır. bir düğünde veya toplantıda tek başına ortaya fırlayıp hakkını da vererek zeybek oynayan er kişinin karizması müthiş bir tırmanışa geçer. diğer yandan zeybeğin topluca ve özellikle kadınlar tarafından oynanması da cumhuriyetin ilk yıllarında teşvik edilmiştir.
ulu önder atatürkün de zeybek konusunda şöyle bir anısı vardır.izmirde selim sırrı tarcan ile bir kız öğrencinin sergilediği bir zeybek performansı sonrası şunları demiştir:
" selim sırrı bey zeybek raksını ihya ederken ona bir şekl-i medeni vermiştir. bu sanatkar üstadın eseri hepimiz tarafından kabul edilecek milli ve içtimai hayatımızda yer tutacak kadar tekemmül etmiş, bedii bir şekil almıştır. artık avrupalılara " bizim de mükemmel bir dansımız var " diyebiliriz ve bu oyunu salonlarımızda,müsamerelerimizde oynayabiliriz. zeybek dansı her içtimai salonda kadınla beraber oynanabilir ve oynanmalıdır da." -
atatürk'ün en sevdiği türk raksı.
-
"sözlü yahut sözsüz olabilen; temposuna göre ağır (largo), ağırca (andante) ve yürük (moderato) olmak üzere üç başlıkta toplanan; 9 zamanlı kırık havalardır. "
en kısa ve öz haliyle zeybek formunun tanımını yapmaya çalıştım. bu tanım duradursun şimdilik. bu müzik bildiğiniz gibi bir paramiliter grupla özdeşleşmiştir. bu son derece ilginç bir durumdur çünkü böylesi bir vakanın pek az benzeri vardır. mesela ermeni fedailerinin de kendi müzikleri vardır: hay heghapokhagan yerker denir. bir örnek iliştiriyorum, isteyen dinler. bu şarkılarda bir kimlik göremezsiniz. bizim vicdan-ı muazzam marşı ile aynı havadadır. avusturalya'daki eşkiyaların (bushranger) da kendine has müzikleri vardır. ermeni fedailerinin müziklerinden epey farklı. neden? çünkü düzenli orduları yok bunların. bunlar başıbozuk tabir edilen tipler. dolayısıyla kendi dillerini ve kimliklerini koruyabilmişler. keza rum çetecilerin müzikleri de sıradan marştan epey farklıdır. hatta bizdeki zeybekleri andırırlar. klefti derler bu çetelere. şarkılarına da kleftiko denir. az evvelki iki örneğe göre çok daha zengin bir külliyatı vardır bu şarkıların. çünkü 400 küsur yıl boyunca dize gelmemişler. bir kültür ve dil oluşturmak için muazzam zaman. keza arnavutlara ait kangë kreshnikësh de dinlemeye değer, özgün bir müziktir. fakat buna karşın güney avrupa'daki hajdukların veya haidamakaların hatta iskoçların kendilerine has müzikleri yok. işte bu sebeple zeybekler önemli.
neden çok az örneği kalmış isyan ya da çete şarkılarının? ya da zümre müziği diyelim buna. pek az zümre kendine ait bir müzik/dil geliştirmiş ya da muhafaza edebilmiş. yukarıda da bahsettim, sebebi zeybeklerin uzun süren varlıkları olsa gerek. osmanlı devleti'ne karşı gelen türkmen veya yörükler sonuçta zeybek denilen insanlar. etnik azınlık değiller. belki dini azınlık gibi görebiliriz ama etnik olarak kurucu unsurlar. oysa dünya tarihinde ayaklanmalar bu kadar uzun sürmezler. ya başarılı olur ya başarısız olur ama bir nihayete varır. iş bu kadar uzayınca zeybeklik hiyerarşisi, teamülleri, kültürü olan bir kuruma dönüşmüş. samuray veya şövalyelerle daha fazla benzer noktaları var. farkları da var tabii. samuray iktidara sadıktır. milli kimliği, imparatoru vs. için canını ortaya koymuştur. şövalye de bir ülküye adar kendini. ne bileyim güzelliğe adar mesela. düello böyle çıkmadı mı ortaya? din obsesyonunun yerini güzellik ve aşk obsesyonunun almasında şövalyelerin payı büyüktür. rönesansı hazırlayan etkenlerden biridir mutlaka. fakat her iki zümre de kendi sanatını yaratamamıştır. onlara adanan bir sanat da yoktur bildiğim kadarıyla. bu haliyle zeybekler oldukça farklılar. ne güzelliğe ne de iktidara adıyorlar kendilerini. inanç ve milli kimliğini muhafaza etse de savaşı bu değil. başına buyrukluğun muhafazası desek yeridir. bu kadarla kalsın. yörelere göre zeybekleri tasnif ettim. trt'nin repertuvarını esas aldım. bazı icraları beğenmesem de alternatif yoktu, mecbur kaldım. alternatifi olanlarda da en beğendiğimi seçtim. mahalli çalgıcıları kayırmaya çalıştım.
--------------
afyon
--------------
sahan sahan höşmerim
çemberim darda kaldı
köprünün altı testi
haydi güzelim
haydi güzelim kunduranı tek bas
çay kenarında inadına bitiyor kestane (seslendiren kimseyi bulamadım)
entarine peş olam
karanfil dallanır mı
--------------
ankara
--------------
ankara zeybeği
karaşar zeybeği
mendil zeybeği
vara vara vardık bağa
--------------
antalya
--------------
beydağı zeybeği
teke zeybeği
has bahçe zeybeği
çaya vardım çaylarım
desti doldurdum çaydan
erende yaylasında yaylayamadım
ak çeşmeden sular içtim (sinanoğlu zeybeği)
çay benim çeşme benim
gökte yıldız yüz altmış
--------------
aydın
--------------
alıverin martinimi odamdan
abdal zeybeği
elifoğlu zeybeği
aydın zeybeği
yörük de yaylasında yaylayamadım
yörük ali zeybeği
tavas zeybeği
yağmur yağdı zeybeği
milas zeybeği
karaali zeybeği
kocaarap zeybeği
dumanı da vardır şu dağların başında
çaktım çaktım yanmadı
iki parmak zeybeği
kerimoğlu zeybeği
ördek suya dal da gel
kuruoğlu zeybeği
abalı zeybeği / abalımın cepkeni
kadıoğlu zeybeği
soğukkuyu zeybeği
yeni harmandalı
sinanoğlu
sabah namazı zeybeği
çay içinin milleri
ataköy zeybeği
tekeler zeybeği
ortaklar zeybeği
minareden at beni
yörükali (şu dalmadan geçtin mi)
--------------
balıkesir
--------------
sabai
balıkesir zeybeği
balıkesir bengisi
ikili güvende
yağcılar zeybeği
bağyüzü zeybeği
pamukçu zeybeği
ayvalık zeybeği
gönen zeybeği
baylan nazmiye
kemeraltı
evleri var üst başta
kocakuşun yüksektedir oyunu
kayalca’nın daşları
edremit güvendesi
mendili oyaladım
--------------
bilecik
--------------
bilecik zeybeği
bir incecik duman tüter bacadan
et koydum tencireye
kekliği vurdum taşta
söğüdün erenleri
--------------
bolu
--------------
göynük zeybeği
köylü zeybeği
--------------
burdur
--------------
kesinti zeybeği
avşar zeybeği
tefenni zeybeği
sabuncu zeybeği
onikidir şu burdur’un dermeni
ardıçtandır kuyuların kovası
mezer arasında harman olur mu
feracemi al isterim
armut dalını eğmeli 2:26'da başlıyor türkü
bahçen bozuk değil mi
gemideyim gemide
iğnem düştü yerlere
güyer bostanım güyer
kavaktan bir dal kestim
ceylan cemilem (kaydını bulamadım)
al yazmamı düreyim
tek zeybek
serenler zeybeği
dirmil efe
bahçe bahçe gezersin
--------------
çanakkale
--------------
ada zeybeği
alay zeybeği
çanakkale zeybeği
edremit zeybeği
karanlık dere zeybeği
kusköy zeybeği
kaba güvende
karyolamın demiri
patlak zeybeği
--------------
denizli
--------------
buldan zeybeği
gireniz zeybeği
ibrahim usta zeybeği
gaylı zeybeği
memeli zeybeği
mercanköşk zeybeği
sarayköy zeybeği
tavas zeybeği
kızılhisar zeybeği
al yazmamı düreyim
ağır tavas
beyler bahçesinde gandiller yanar
eğil kavağım eğil
eski tavas
et aldım elim yağlı
gül ıslattım billura
osmanımın mendili saman sarısı
siyah makara da ipliğim
yağar yağmur yer yaş olur
zobalarında guru da meşem yanıyor efem
--------------
eskişehir
--------------
kırka zeybeği
eskişehir zeybeği
bu dağlar bağ olmaz
entarisi kırmızı
galkı da vermiş martinimin galeği
--------------
ısparta
--------------
alıverin dabancamı doldurem
ay doğar aşmak ister
evlerinin önü mersin
kesinti zeybeği
şu aydının uşağı
ısparta zeybeği
--------------
içel
--------------
ceviz arasında vardır evimiz
çaya vardım çay bulanık
portakalım tekerlendi
yaktım mangalımı
--------------
izmir
--------------
kordon zeybeği
bayındır zeybeği
bergama güvendesi
bergama zeybeği
saba güvende zeybeği
bergama bengisi
dağlı zeybeği
bergama'da pazarım
gündoğdu zeybeği
kasnak zeybeği
kozak zeybeği
soma zeybeği
yalabık zeybeği
ötme bülbül zeybeği
çandarlı zeybeği
hürmüz hanım zeybeği (karaburun zeybeği)
soğukkuyu zeybeği
dağcılar zeybeği
nazoğlu zeybeği
kuruoğlu zeybeği
burgaz zeybeği
sürmeli zeybeği
çaktım çaktım yanmadı
yaş pıynar köklenir mi
kalenin bedenleri
gökçe karga olaydım
karanfil yalakları
yunt dağı
entarisi mavili
aman aman bergama
zahide molla
ferizler’in gülleri
arpazlı
asmalı pencere
hantuman
kırmızı buğday
koca solak
kaba hava
kabak havası
süslü jandarma
bademli’ye bir incecik kış oldu
ince memed
yeşil gey yeşil guşan
harmandalı
minarede ezan var
izmir’in kavakları
kör bayram
ata binesim geldi
mavi krep başında
--------------
kastamonu
--------------
çıkabilsem şu yokuşun başına
sepetçioğlu
kıyıktan çıktım yoruldum
kadifeden kesesi
şu çıraktan gece geçtim
gadife yastık yüzü
şu çırdaktan öğlen geçtim
hozurdayor aşağı imaret arası
et aldım dirheminen
üç kuş idik uçar idik havada
a benim mor çiçeğim
konaklar yaptırdım
--------------
konya
--------------
fırın üstünde fırın
beyaz fesli esmer
bermende zeybeği
--------------
kütahya
--------------
kar mı yağdı kütahya'nın dağına
yağmur yağar her dereler sel alır
hisarlı zeybeği
havada durna sesi gelir
ben kendimi gülün dibinde buldum
ay oğlan yiğit misin
feracemin ucu sırma
elif dedim be dedim
manisa’yla bergama’nın arası
bir gider de beş ardıma bakarım
delhadır başındayım
--------------
manisa
--------------
sipil zeybeği
kayalıoğlu zeybeği
bozdağ zeybeği
kabartan zeybeği
soma zeybeği
korucu zeybeği
kırkağaç zeybeği
kara göze baktıran zeybeği
eski harmandalı zeybeği
mermere’nin yolları
koca ümmet
düz ovanın çamları
dam üstünde kestane
nalbandım
yeni harman dalı
yörük ali
bakırlı
odam kireç tutmuyor
aşağıki tarlanın darısı
--------------
muğla
--------------
alı da verin benim baruduma, saçmama
al yazmanın oyası
kadıoğlu zeybeği
ince hava
gök soğanın cıpcığı
sürmeli zeybeği
feraye
yansın bodrum
gide gide yoruldum
çekirge zeybeği
yeni de cami önünde öğle ezanı okundu
pembeli basma
demirciler demir döver tunc olur
satı zeybeği
gemiler posta posta (
rodos zeybeği
balıkçı zeybeği
uzun selvi ne uzarsın boşuna
eyüb’üm zeybeği
beş kaza zeybeği
tek zeybek
beş parmak’tan inmem ben
marmaris zeybeği
inceoğlu zeybeği
çıktım tepe zeybeği
cerit osman zeybeği
abdal zeybeği
eski ferayi
ben susadım sular isterim
ula zeybeği
bağlamam var üç telli
--------------
rumeli
--------------
evlerinin önü handır
dolama dolamayı
--------------
sakarya
--------------
geyve zeybeği
--------------
tokat
--------------
biner atın eyisine
yörü güzel yörü
--------------
uşak
--------------
islice
islamoğlu
garanfil oylum oylum
nazoğlu zeybeği -
zeybeğin ortaya çıkışı tamamen bağbozumu şenlikleriyle ilgilidir. ilkçağ anadolusunda, şarap, şarap içme, üzüm ezme gibi olaylar değişik şölenlerle, festivallerle ve danslarla kutlanır, yüceltilirdi. zeybek oyununda ayakların daha çok performans göstermesinin nedeni üzüm ezme ritüelininin taklit edilmesine bağlanır. ayrıca zeybeklerin, başlarına bağladıkları oyalı ve işli bir takım aksesuarların üzüm taneleri, asma yaprakları gibi bir takım ilişkili öğeleri simgeledikleri bilinir.
-
millet gerine gerine "ben salsaya gittim"," ben tango yaptim" falan derken delikanli gibi cikip "calsin zurna vursun davul bir harmandali oynayalim be vre aman!" demek icin ogrenmeye calistigim dans.. yani sonucta gogsumuzu gere gere soyluyoruz, izmirliyiz diyoruz.. hatta kücük capta bir izmir asigi sozluk yazari misali "yasar aksoy" misali olduk bir zeybek bilmeden olmaz diye düsündüm..
efendim dizlerim acidi.. kahroldum mahvoldum. ne zor imis ozellikle harmandali.. tek ayak üzerinde durmaya calisirken 3 kere kafami vurdum yere küt diye.. acidi.. dizimi vurmaya calisirken ayri düstüm.. dizim ayri acidi..
harmandali zor hadi dedim güneye inelim. aydin olsun, mugla olsun o daglarda yapilan zeybeklere goz gezdirelim dedim.. bi kere aydin havasi cok daha "kalinka" misalinde, muglada ise tek ayak üzerinde durma olmamasina ragmen dizleri yere vurmak hatta resmen kollar havada bir sekilde emeklemek gerekiyor. o da cok zorladi beni..
mugla zeybeginden bahsetmisken, dedelerimden birinin (dedem olmadigi icin hayatimda hic her gordugume dede demisligim vardir.. sean connery'e bile dede dedim zamaninda) zeybek üzerine, zeybek in cikis hadisesi üzerine anlattigi bir hikayeyi bir kissayi paylasmak isterim:
bu zeybekler, gerek osmanli candarmasi ile gerek yunan ile kursun atarken siper yapar, sonra da günlerce haftalarca o siperlerden cikamazlarmis catisma uzun surdugunden.. işte o catisma sirasinda saga sola büyük aptestlerini yapmak zorunda kalan zeybekler "aman burada kaka var basmayayim aman burada pislik var es geceyim, aman kaydim düsüyordum dizim yere deydi" derken bu harmandaliyi, bu mugla zeybek ini bulmuslar..
her neyse en kisa zamanda soyle dizi yere vura vura bir zeybek oynayacagim akliniz kacicak.. once zeybegi ogrenin sonra tangoyu efendiler!!!! -
izlemesi ve belki de oynaması inanılmaz keyifli bir halk oyunu olmasına, hatta çok asil bulmama rağmen düğünlerde oynanasından rahatsız olduğum batı anadoluya ait bir halk oyunudur.
yani bilemiyorum, herkesin kendi tericihi sonuçta ama bana artık çok zorlama, çok özensiz ve suni geliyor. işte gelin hanım şuh bakışlar eşliğinde erkeğine kur yapıyor, erkek kişisi ayrı havalarda. senkronizasyon sıfır, his sıfır. bayağı yapmacık yani.
bu kadar ele ayağa düşmese daha iyi olurdu. gerçekten bir değer çünkü bana kalırsa. bunu gerçekten hissedebilen kişiler yapsın.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap