• kaciranlar icin 1. golun tekrari:

    http://www.youtube.com/watch?v=rosbr3tism0

    büdüt: (:
  • hakeminin, burnunu kırmızı kartların yanından çıkardığı mendille silip sonrada mendili bıyıklarına sürdüğü maçtır.

    kırmızı kart yerine çıkartsa sümüklü mendili, böyle halay ortamı yaratsa, al ordan eduyu da halay başı olarak tey tey...

    bir de hakemde, hülya avşar ın içkisine ilaç atan ve sonrada diskoda onla oynayan bi tip var.(betimleme kötü ama anladın...)

    edit: tamam lan hakem 80 lerden yaa...slip mayo,kolormatik gözlük, altın kolye..gördüm ben bunu yat turunda...
  • biliyorum maç daha bitmedi ama birşey olacağını sanmıyorum bundan sonra.

    bir yıldır tek bir entry girmeden sözlüğü uzaktan izler dururum ama dayanamadım artık. (yeminimi bozdum ulan)

    hayır sorun zico'nun gereksiz bir teknik direktör olması ve artık çağdışı sayılacak bir futbol oynatmaya çalışması değil. (kendisini en iyi savunma hücumdur anlayışından dolayı tebrik ediyoruz ancak elindeki takım lyon değil ki birader?) sorun forvet hattına iki takviyeyi lig başladıktan, şampiyonlar liginde gruplara bile kalamadan yapmayı tercih eden yüzüncü yıl hayalleri yüzlerinde patlayacak yönetimde de değil. sorun randers'ı amatör küme takımları ile eş görüp, adamların mütevazı yorumlarını aptal bir gururla manşetten sunup fark beklentileri yaratan ama bir türlü tarihten ders almayan medyada da değil. (mtk diye bir şey vardı bir zamanlar değil mi?) sorun neye destek verip neyi adam gibi protesto ederek doğru bir yönlendirme yapacağının ayırdına bir türlü varamayan taraftarlarda da değil... -ne yazık ki sorun ilker yasin uğursuzluğunda da değil- sorun hiçbirinde ve sorun hepsinde. fenerbahçe is not a solution to our problems, fenerbahçe is the problem belki de...

    yine aynı senaryo yaşanacak, ilk turdan elenilecek bütün gözler lige çevrilecek. peki gerçekten lig şampiyonu olacağımıza inanıyor musunuz siz? bu kadronun ve bu oyun tarzının ancak ligde başarılı olacağına ilişkin çok bilmiş medya yazarı yorumlarına inanıyor musunuz gerçekten? kayseri deplasmanından, trabzon deplasmanından, manisa deplasmanından bu oyun dizilişi, bu taktikle oynayıp ikişer tane yiyerek elimiz boş döndüğünde, ligin tepesindeki beşiktaş'la aramızda açılacak puan farkının "farkında" değil misiniz henüz?

    yoksa artık günümüzde barcelona'nın bile ön liberolu tek santraforlubir sistemle oynadığını bilmiyor musunuz?

    ne olacağı belli. gelecek yılın nisan ayına yakın, uefa'dan çoktan havlu atıp, ligde de birşey olmayacağını anladıktan sonra zico kovulur, appiah gitmek istediğini açıklar, yeni alınan taze forvetler satışa konulur, başkan istifa eder... ben bu filmi daha önce defalarca gördüm.

    sahi ne olacak bu fenerin hali?

    (kişisel notlar:
    1- yahu biz daum'u niye gönderdik?
    2- farkettiniz mi, kezman'da çocukken sokakta top oynarken top kaçtığında, cebindeki çakmağı-tarağı döke döke dudağındaki sigarasıyla topa koşup vuran abilerin oyun tarzı var. gelecek sezon kendisini göremeyiz sanırım.
    3- maçı televizyonda izledim, emin değilim ama sanki saraçoğlu cehennemden çok yazlık sinema havasındaydı?
  • kanal d' nin yayınıyla, ilker yasin' in (doğal olarak) sunumuyla, ibrahim tatlıses' in reklamıyla heder ettiği karşılaşma.

    öncelikle şu yayın konusundan bahsetmek gerek; " 7 saat boyunca futbol yayını, uefa gecesi, sporun ekranı " yaygarası yapan kanal d, reklamlar yüzünden maçın ilk 5 dakikasını nasıl kaçırır anlamak mümkün değil.. hıncal uluç, topu görüntüden kaçırdıkları için lig tv' den yakınırken, adamlar maçı kaçırdılar yahu !

    bir de ilker yasin faktörü..
    oyuncuların ismini doğru söyleyemeyen, sesini maç temposuna uyduramayan, anlamsız anlamsız yorumlar yapan bir spiker mi ararsın, işte burada.
    hani çaylak spiker falan olsa anlarız da, bu ne böyle.. adamı bir de çok anlıyormuş gibi spor müdürü yapmışlar, saç baş yolmamak elde değil..

    maç sonrası futbol yorumcuları..
    bunlar da işten o kadar iyi anlıyorlar ki, hiç kimseyi beğenmiyorlar. bozuk plak gibi sürekli aynı saçmalıkları tekrarlıyorlar; bilmemne ile bilmemne yanyana oynar mıymış, pivot santrfor şu muymuş bu muymuş (patrick ewing' den bahsediyorlar sanki anasını satayım), yok tuncay defansa koşar mıymış, lugano çıkar mıymış, bloklar yardımlaşır mıymış..
    futbol basit bir oyun; tıpkı cruyff' un dediği gibi.. bu adamları dinlesen, sanırsın ki savaş stratejisinden bahsediyorlar.. bir havalar bir havalar.
    yahu, zaten dünyanın en basit işinde çalışıyor bunlar. oturduğun yerden futbol yorumla; maçlara git, haftada bir yazı yaz, televizyon televizyon gez..
    onu beğenme bunu beğenme..
    bu adamların söylediklerinin hepsi hemen hemen aynı. çok da dikkate almamak gerek, zira onlar kadar yorum yapabilen; şu ülkede 20-25 milyon kişi var.
  • belki "eskiden böylemiydik lan biz" diyemediğimiz tek muhabbet fenerbahçedir. yani anti-nostaljiktir fenerbahce. artık iyice ezberimize yerleşti ki fenerbahçe; her kim oynarsa oynasın ya da her kim yönetirse yönetsin ruhuyla, yüreğiyle top oynamaz. vefakar ve cefakar taraftarlar da salak gibi her defasında bu kez değişecek der ve stadı doldurur. değişmiyor lan işte, kendimi bildim bileli fenerbahce böyle. her maç öncesi rüya takımız ama her maç başladığında daha ilk dakikalardan itibaren zınk diye uyanıyoruz rüyanın ortasında, en güzel yerinde belki. ve maç sonrası kabuslar. evet kazansak da kaybetsek de başımızı yastığa koyduğumuzda huzursuzuz ve kara bir kabusa kapıyoruz gözlerimizi. nasıl oluyor da bu istenmeyen durum bir takımın değiştirilemeyen karakteri oluyor? neden hiç kimse bu tatsız durumu değiştiremiyor. iddia edilebilir ki fenerbahçe üst üste şampiyon olduğu, leblebi yer gibi maç kazandığı yıllarda bile taraftarın bu tatminsizliği, dışarıya yansıtamadığı bu ikircikli durum vardı. artık taraftar koşan, mücadele eden, yenilgiyi hazmetmeyen hırslı futbolcular seyretmek istiyor. sonuç çok da önemli değil.

    yönetim balon şişirme konusunda hakikaten çok marifetli bu doğru. e be madem şişiriyorsun, daha ilk dakikadan patlatma be çocuğum di mi? şu kesin ki; 100. yılımızda balon şişirme konusunda kesin tüm kuparı -hem de avrupa rekorlarını alt üst ederek- alacağız.

    maça gelince bik bik bik bik de bik şeklinde konuşmak mümkün. hadi canım derler adama, önceki gün lyon maçını seyreden bünyeler dün doksan dakika maçın başlamasını bekledi durdu. lakin maç hiç başlamadı.
  • ilk yarısı 1-1 biten maçtır.

    ilk yarı bitimi ile ilker yasin : "evet sayın seyirciler sizlere şimdilik müsaade ediyoruz"

    (bkz: nasıl yani)
  • kanal d denilen igrenc televizyon kanalinin reklam alma sevdasina besinci dakikadan itibaren yayinlamaya basladigi, her bes dakikada bir ibrahim tatlisesin kafasi ile ekranin yarisini kapladigi ve bunlar yetmezmis gibi yorumculuk ozurlu ilker yasine anlattirarak pic ettigi mactir.
  • fenerbahçe seyircisinin bu maçtaki suskunluğu, yönetim için çok ciddi tehlike işaretidir. niye susuyorlar peki ?

    birincisi; insanlar salak değil, hedef koydum demekle o hedefe yürünmeyeceğini biliyorlar. uefa kupası fenerbahçe için hayal, takım şu anda bir amaca yürümüyor, sadece formalite maçları yapıyor.
    ikincisi; kendi evindeki bir maçta, bu düzeydeki bir rakip yine ilk golü atıyorsa artık skor neye gelirse gelsin fb taraftarından coşku keyif vs bekleyemezsiniz. bu golu yemek fenerin en kronik hastalığının devam etmesi demek. üzerine 2 gol atsanız ne olur 5 gol atsanız ne olur? hastalık hala ortada.. randers ilk golü atıyor, maçta toplam 8 veya 9 korner kullanıyor ve doğru düzgün bir atağı bile yok.

    maç ile ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok, fb ise önümüzdeki günlerde hücumda kezman ve deivid in daha iyi anlaşmasıyla, alex in varlığıyla gol bulmaya devam edecektir. fakat 11 kişi takım oyunu oynamak, sağlam ortasaha ve defans kurgusuna sahip olmak, presli ve hızlı oynamak, fb nin yakın geleceği için hayalden öteye geçmeyecektir muhtemelen.

    kanal d ye söyleyecek birşey bulamıyorum, ellerindeki reklamları vermek için maçın ilk 5 dakikasını göstermediler, daha sonra da maç içinde her 20 saniyede bir ekranın ortasına dayadıkları reklamlarla bir çok pozisyonun görülmesini engellediler. maç yayının kesilip reklam kuşağı girilmesinin serbest olduğu günlerden bu yana yayıncılık açısından hiç bu kadar rahatsız edici bir maç seyrettiğimi hatırlamıyorum.
  • gecen sene zenit macinda yasadiklarimizin aynisini fenerbahce taraftarinin da yasadigi mac olmus.
    kendilerine gecmis olsunlarimizi iletiyoruz. olay uzun surdugune gore direnis de baski da saglam olmus demektir, umarim ciddi yaralanan bir taraftar yoktur. artik bu ulkede stadlarda gorev alan polislerle ilgili ciddi calismalarin bir an once yapilmasi icin birileri harekete gecer umarim. zararsizca yakilan iki mesale icin yuzlerce insanin canini tehlikeye atabilecek bir polis teskilatina sahibiz ne yazik ki. biz cevik kuvvet beyaz desene dedigimizde vali istifa dedigimizde capulcu oluyoruz ama gerginligi cikaranin kim oldugu stadlarda belli oluyor televizyon basinda degil.

    kimbilir belki bu olay besiktas taraftariyla fenerbahce taraftarinin arasinin biraz da olsa yumusamasina vesile olur. taraftarlar bir gun bulusup cevik kuvvetten kaptiklari ganimetleri degis tokus edebilir mesela; coptur, cirtcirtli uniforma yazilaridir, kasktir vs. artik su yoneticilerin basinin gazina gelmesek de, hepimizin ayni yolun yolcusu oldugunu bir anlasak.

    bu arada belirtmeden gecemeyecegim bizim taraftar polisle daha tanisik oldugu icin polisi 5 dakikada puskurtmustu tabii bunda girdikleri tribunun alt da olsa kapali olmasi en buyuk etkendir.

    bizimkisi klasik olarak yanki bulmamisti basinda, umarim bunun uzerine gidilir de bundan sonra gerginlik cikmaz.

    (bkz: 1 aralik 2005 besiktas zenit st petersburg maci)
  • maç ve kurayla ilglil olarak bağlanıyoruz:
    danimarka’nın randers takımı ile eşleşmesinin ardından asbaşkan şekip mosturoğlu şu açıklamalarda bulundu: “rakibimizi daha yakından tanımak için hazırlıklarımıza başladık. uefa kupası kura çekimlerinde gördük ki rakiplerimizin en korktuğu takımlarından biriydik. şampiyonlar ligi hedefimizi gerçekleştiremedik ancak yeni hedefimiz uefa kupası’nı kaldırmak."
    kaptanımız ümit özat ise uefa kupası’nda eşleştiğimiz randers takımı ile ilgili olarak, “rakibimiz danimarka takımı. danimarka, isveç gibi ülkelerin belli futbol stilleri bulunuyor. biz rakibimizi en iyi şekilde analiz edip disiplinimizden taviz vermeden turu geçmek için mücadele edeceğiz. uefa sürprizlere açık bir kupa ummadığınız takımlar final oynayıp kupaları kaldırabiliyorlar. şampiyonlar ligi’nin en önemli telafisinin uefa kupası’nda başarı sağlamak olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
    http://www.fenerbahce.org/detay.asp?contentid=4510
    fenerbahcemizin klasik gidebileceğimiz yere kadar gideceğiz demeçleri devam ediyor. bir kere de gidin şu gidebileceğiniz yere de biz de başımız dik yürüyelim biraz.
hesabın var mı? giriş yap