• her maçtan sonra ''hayır yazmayacağım, futbolla ilgili entry girmeyeceğim'' diye söz veriyorum kendime ama artık doldum ve patlama vakti.. maç oynanıyor, nedendir bilinmez evdeyim. vicdanım sızlıyor, kendime işkence yapıyorum üzerimde klasik çubuklu formam altımda şort kıçım dondu donacak. müstahak.. 1-0 fabio luciano.. özlenen adam sahnede. daha da önemlisi taraftarımız sahnede, kıçları donarak.. baskı üzerine baskı golü yedik yiyeceğiz, marcio nobre yine kaçırıyor. tribünler sanki gol olmuşcasına ayakta.. nobre nobre nobre marcio nobre.. bir yandan da kıçları donuyor hala.. 1-1, 1-2 yazık.. belliydi golün geleceği ama yazık.. 2-2 gurur meselesi olmuş sanki maç. tribün yine ayakta.. ''haydi bastır sarı kanarya, ölümüne sarı kanarya, yenilsen bile, maçın sonunda sırıksıklam olsun o forma..'' ne mümkünki kuru kalmak. bir yandan hırs diğer yandan sağnak.. tribünler hala buz gbi.. camı açmak en iyisi sanırım. belki bu biraz rahatlatır beni. ne kadar bağırırsam acaba sesim gider stada kadar? denemekten ne kaybederim ki.. yapma volkan. yap volkan ne yaparsan yap volkan canın sağolsun, helal olsun sana. 2-3. sessizlik. derin sessizlik ve öldürücü soğuk. sanırım formanın altındaki uzun kolluyu çıkarmanın da vakti geldi.. ''volkan! volkan! volkan!'' zaten susturamamıştıki doğa ana. 3-3. volkan'da ağlamaklı bir bakış nobre ona doğru koşarken. kirpiklerime düşen bir damla ıslaklık.. yağmur geldi sandım. unutmuşum evde olduğumu.. kaçanlar, gidenler, bitenler.. teşekkür ederim fenerbahcem sana. beni sözümden döndürecek kadar büyük olduğun için.. yenilmenin bile nasıl bir gurur verdiğini gösterdiğin için.. yarın da beni güne boynu dik başlatacağın için.. herşey için teşekkürler.. volkan'ından alex'sine, steve'inden tuncay'ına, daum'undan aziz başkanıma herkese teşekkürler..
  • çok enteresandır ki medya kuruluşlarımız bu maç öncesinde "ailton schalke'nin tüm zaaflarını dauma anlattı" gibi bir haber yapmamışlardır. buradan anlıyoruz ki bu daum işi bilmiyor.

    daum- alooo naaber tosun?
    ailton- bu tosun sana... töbe töbeee. kimsin lan sen?
    daum- eki eki sinirlenme lan hemen benim ben christoph.
    ailton- e ööle desene. nooldu gözüm?
    daum- ya diyom ki şu schalkeyi sen bana bir anlatsan. bizim hem bilgisayarlar hem de televizyonlar bozulmuş izleyemedim ben hiç maçlarını. bilet bulamadık adamda gönderemedik izletmeye. ha ne dersin?
    ailton- tamam aga dur tamam bi sigara yakiim hele...
  • maçtan 2 gün sonra gazetelerin spor sayfalarına yansıyan azeri spikerlerin yorumlarını yazayım da tam olsun;

    - sevgili tamaşacılar (seyirciler), şimdi tribünlerde f.bahçeli başbakan recep tayyip erdoğan gözlenir. ancak, erdoğan’da pek sevinç hissiyatı yoktur. herhal, avrupa birliği’ne girme, ülkenin ağır meseleleri onu keyifsiz gösterir.

    - luciano’nun golü. şükrü saracoğlu’ndaki tamaşacılar ve özellikle karılar (kadın taraftarlar) büyük sevinç yaşırlar...

    - (ilk yarının son düdüğü çalınca): ilk hesapta, f.bahçe 1-0 ileridedir.. (2. yarıda schalke peş peşe ataklar yapınca): schalke’den bir an önce topu sökmek lazımdır. tuncay darbeli olduğu için bugün oynamamaktadır.

    - (f.bahçe beraberlik golünü yiyince): eyvahh... kapıya (kendi yarı alanına) bu kadar kapanmamalıydı. lincoln ile hesap 1-1 olur.

    - (volkan 3. golü yiyince): ne ettin volkan.. neye lazımdı bu hareket? hem gülmeli, hem ağlamalı. f.bahçe hesabı berabere getirmek için çok debelenecek (çaba harcayacak)

    - (skor 3-3 olunca): appiah goool.... hakikaten bu neydi? oyyy oyy, oyy... dehşet güzel bir goldü. yağmur gibi hayırlı bir gecedir.

    - (alex kırmızı kart görünce): şimdi bune ne gerek vardır. gelsenkirchen’de alex olmayacak. alex’siz f.bahçe, gelinsiz toy (düğün) gibidir. kalan 3-4 dakikada türkler çok müşkülat çekecek.

    - (maç bitince): çok muthiş bir gece böylece bitir.
  • 1'i hasta 1'i çocuk 5 tane bayanın arasında seyretmeye çalıştığım, izlerken sonradan ortama dahil olan erkeğin de "abi ben nefret ederim futboldan" demeciyle hepten hakimiyetimi yitirdiğim ama inatla izlediğim ve izlediğim kadarıyla keyifli bir maç oldu.

    ilk yarıda fenerbahçe'nin avrupada kolay kolay gol bulamıyacağını düşündüğüm duran toptan geldi ilk gol. türkiye'de önemsenmiyordu bu organizasyonlar ve fenerbahçe'nin duran top çalışmalarına gölge düşürüyordu bana göre. fenerbahçe'nin attığı duran top golleri sonrası "konsantrasyon eksikliğimiz yüzünden yedik golü" demeçleriyle karşılaşıyorduk lakin bu maçta gördük ki fenerbahçe biliyor bu duran top işini. lakin duran top işini ne kadar biliyorsa 4'lü savunmayı da o kadar bilmiyor. iki tane sadece bulunduğu alanı savunabilen stoperi var. ilk müdahaleleri asla yapamıyorlar. bulundukları alanı nefis savunuyorlar ama o kadar. forvetlere çok rahat top aldırıyorlar hatta topu aldıktan sonra kaleye döndürtebiliyorlar. oyun kurmalarına izin veriyorlar. oyun kurulduktan sonra da savunmaları gereken alandaki kontrollerini kaybediyorlar darmadağın oluyorlar. ve bu yumuşak karnı iyi gözlemleyen herkes rahat rahat oynayabiliyor o bölgeye kadar gelebilirse. dün schalke'nin bunu yapacağı golü yedikten sonra iyice belli oldu. zaten amacı en başta fenerbahçe savunmasına yüklenip oyunu sindirip kontrolü altına almaktı lakin duran toptan golü yiyince oyunu kontrol altına almaktan çok saldırgan bir oyunu tercih ettiler ve fenerbahçe savunmasını allak bullak ettiler.

    maçın en kritik anlarından biri hatta belki de anı volkan'ın topu kaçırması değil nobre'nin golü kaçırmasıdır zannımca. zira deli gibi saldıran bir takım karşısında 1-0 öndesin, 2-0'ı bulursan papatya gibi açılacak bir takım karşısında oynuyorsun. o golü kaçırmayacaksın. volkan'ın hatasına her türlü kefil olurum ama bu hataya hiç bir şekilde kefil olmam. ondan sonra ne kadar parçalasan da kendini olmaz. türkiye'de tamam kaçır bunları ama avrupada hele hele şampiyonlar liginde olmaz.

    lincoln denilen adam fenerbahçe'de alex'den beklenilen işleri yaptı dün schalke için. alex'i de çaba içerisinde gördüm ama çabasını yanlış yansıttı sahaya ve deplasmandaki schalke maçında en önemli kozundan yoksun bıraktı fenerbahçe'yi. volkan'ın yaptığı hata çok önemli evet ama her zaman savunduğum gibi volkan'ın bu hatalarına kefil olmak durumundayız. türkiye'nin şu andaki en iyi kalecisi ve gelecek yıllarda da ihtiyacımız olacak kalecisi. daum bu ve bunun gibi bir kaç hatadan dolayı zamanında çok kaleci harcamıştır. volkan'ı da aynı şekilde hiç etmez umarım.

    fenerbahçe seyircisi avrupa arenasında maç nasıl izlenir iyice öğrenmiş. top rakipteyken ıslıklıyor top fenerbahçedeyken tezahuratlar başlıyor hakemin yanlış kararlarında küfür değil de uğultu yükseliyor. zira edilecek küfürün ne rakip takım için ne de hakem için bişey ifade etmiyeceğinin sanırım farkındalar. o stada başka türlü bir seyirci de yakışmaz zaten. bu çizgiyi bozmasınlar daha da yukarı taşısınlar isterim.

    kazanılmış 1 puandan çok kaybedilmiş 2 puan var bana göre. almanya'da bunu telafi etmek gerekir. zira kendi evinde kaybedilmiş her puan çok büyük dezavantaj sağlayacaktır bir sonraki maçlar için.

    maç boyunca maça ve bana katlanmış olan 5+1 insana teşekkürlerimi sunuyorum. bir daha da öyle bir ortamda maç izlemiyeceğimi öğrenmiş oluyorum bu maç vesilesi ile.
  • şimdi bu maç sonrası fenerbahçe , 4 puan ve +1 averajla şampiyonlar liginde 4. torbadan gelen en iyi takım konumuna ulaşmıştır. buna ek olarak yine fenerbahçe şampiyonlar liginin en çok gol atan takımıdır. 3 maç 7 gol, fenerbahçenin peşinden arsenal, barcelona, juventus vs... gibi devler gelmektedir.
  • ozellikle ikinci yarisinda atilan bes golle heyecan firtinasi yasatmis mactir. lakin fazlasiyla gol yedigimizden bize yaramamistir.
    defans kurgusunun yine icler acisi oldugu ortaya cikmistir. ikinci yari ilk gol yenene kadar defansin diger adamlari hic bir topa mudahale edemezken, sadece onder turaci'nin ustun performansi ile ataklar karsilandi. hatta mac bir ara oyle bir duruma geldi ki, ben schalke ile onder arasinda geciyor sandim. golun ''geliyorum'' dedigi buradan belliydi, zaten orta sahadan kaptirilan bir top ile gelisen atakta onder arkadaslarina guvenip topa mudahale etmek icin gitmeyince gol ve hatta goller geldi.
    psv macinin yildiz adami serkan o gunkunun yarisi kadar oynamayinca ve de umit top tasiyamayinca alex, anelka ve nobre'nin de yapacak bir seyleri kalmadi aslinda. gerci nobre biraz da attigi gol ve istekli oyunu sebebiyle hucumda kotu denemez ama anelka belki de bu sezon en kotu oyunlarindan birini izlettirdi bize. genis denilen kadroya ragmen takimin hala doksan dakikayi 11-12 kisiyle oynamasi da bir eksi tabi ki. tuncay'in maglup duruma dusene kadar alinmamasi da bir daum hatasi sayilir cunku orta sahanin ileriye top tasiyamadigi yetmis milyon gozun gorduguydu.
    bunlarin ustune nobre'nin atamadigi, volkan'in yedigi, bir de geldigi topraklari unutmayan bir hakem eklenince beraberlik kacinilmaz oldu. maalesef sayilan butun eksilere ve eksikliklere ragmen talihsiz bir macti.
  • nobre'nin iki tane yüzde yüzlük pozisyonu gole çeviremeyip maçin kopmasini saglayamadigi mac. fenerbahce'yi ne milan ne de baska bi takim karsisinda bu kadar kötü ve panik gormemistim. ilk yari boyunca geliyorum diye bagiran golü göremeyen ve duruma müdahele etmeyen daum'a da selam ediyorum buradan. du bakalim daha 20 dak var. cikmadik candan umit kesilmez.*

    ahanda 2-2 oldu. ohh bee

    edit: schalke 04'ün kalecisi dışında ilk 11'inde alman futbolcu yoktu. hatırlatayım dedim.
  • mactan aklımda kalan tek sahne son dakikalarda umit ozatın düşüşü. o nasıl bişidi öle...
hesabın var mı? giriş yap