• ertesi gün havyar yemek zorunda olmasam gideceğim konserdi ama işte ertesi gün ahh olmadı... 100lük dolarlardan metalika yazıp duvara uhuladım onları izleyip iç geçireceğim artık... güya american express'im var... hani ne işe yaradı??? laf.
  • metallica'nin performansi ve konserin buna bagli yorumundan önce; güldüren, eglendiren, heyecanlandiran, hayran birakan ve malesef üzen ayrintilarini paylasmak istedigim unutulmayacak konser. bu ayrintilar;

    - cengizhan yeldan*'in "aramizda 2000 kadar da yabanci var. saginiza - solunuza bakarsaniz onlari rahatlikla görebilirsiniz. 'welcome' falan demeyecegim, türkçe ögrensinler" sözü.

    - içimden tam da "meksika dalgasi yapsak" derken karsi tribünde baslayip yarim kalan meksika dalgasini, vip altindaki numaralida baslatip bütün tribünlerde 5-6 muhtesem tur döndürmemiz. saha içinin gerek yere oturup kalkarak, gerek kollarini kaldirarak bize katilmasıyla tamamlanan muazzam tribün gösterisi. (numarali tribünden, saha içindeki herkese bitmeyen enerjileri için tesekkürler iletiyorum. biliyorum siz de bizi sevdiniz numarali olmamiza ragmen.)

    - konser baslamadan önce ve bittikten sonra (metallica üyeleri dakikalarca sahneden seyirciye tesekkür ederken) bütün stad tarafindan bagira çagira söylenen "metalika oley" tezahürati.

    - lars ulrich'in zillerindeki isiklar. ayrica davul çalarken giydigini pek görmedigimiz siyah pantalonu, oxs ayakkabilari, zincir ve bileklikleriyle ortaya çikan kusursuz şıklığı.

    - james hetfield'in "sarkilarimizi çok güzel söylediniz. kendimizi evimizde hissettik" demesi. seek and destroy'u "scanning the scene in istanbul tonight" seklinde söylemesi. alkol tedavisinden sonraki tüm konserlerde oldugu gibi, hemen hemen hiç küfür etmemesi. (sarkilari söylerken ekledigi klasiklesmis seyler bile dahil.) konserden sonra muhtesem seyirciyi, sahnenin en önüne gelip dizlerinin üzerine çöküp egilerek selamlamasi.

    - james hetfield, "metallica'yi ilk kez izleyenler parmak kaldirsin" dedikten sonra saha içinin neredeyse %90'inin parmak kaldirmasi.

    - enter sandman baslamadan önce, kameramanin james hetfield'in sag elini yakin plan almasi ve sahnede herkes hareketsiz duruyoken james metal isareti yaptigi anda bütün stadin bagirmasi. 3-4 kez tekrarladiktan sonra orta parmak gösterip diger eliyle üzerini kapatmasi. son kez metal isareti yaparak enter sandman'e girmesi. (bkz: iki parmak hareketiyle tüm stadi delirtmek)

    - tüm grubun, ilk sarki olan creeping death'deki muhtesem seyirci performansina hayran kalip yüzlerine saskin bir mutluluk gülümsemesi kondurmasi. (seyirciler olarak bizim de, bitmeyen enerjimizle o gülümsemeleri konser boyunca devam ettirmemiz.) konser bitiminde sahnede dakikalarca kalip, gördükleri saygi ve sevgiye ayni sekilde cevap vermeleri.

    - robert trujillo'yla kirk hammett'in bir sarkida hafifçe çarpismasi ve rob'in elini uzatarak özür dilemesi.

    - yine rob'in (seek and destroy'da olsa gerek, yanlissa düzeltin) bas gitarini vücuduna dikine dayayip defalarca kendi çevresinde dönmesi.

    - içimizi acitan ayrintilar: one'in girisinde seyircileri aglatacak kadar etkili kullanilan patlamalarin, istanbul'un baska bir semtinde insanlari acidan aglatmasi*. saha içinden birkaç kisinin sedyeyle ambulansa, hatta hastaneye götürülmesi. (patlamada hayatini kaybedenlere allah'tan rahmet, iki yerdeki tüm yarali ve hasta arkadaslarimiza da acil sifalar diliyoruz.)
  • o zamanlar el kadar çocuk olduğum için gelemediğim 93 konserinin acısını çıkardığım konser. yu san ov biçız ! fak yooo ! sörçiiiğnk siiğk en destroyhh !

    bütün mecidiyeköy şöyle inlemiştir herhalde:

    (bkz: obey your master)

    oh tanrım. hayata dönesim yok.

    edit: çok uzun sürmedi hayata döndüm ve televizyonda bir adamın "12 yaşında çocuk elimde öldü" diye ağladığını gördüm. ecdadını sikeyim senin dünya ne biçim yersin. ne biçim hayat.
  • büyük grup metallica'nın 9 sene aradan sonra 3.kez istanbul'da vereceği konserdir.

    (bkz: 13 haziran 1999 metallica istanbul konseri)
    (bkz: 25 haziran 1993 metallica istanbul konseri)

    edit: sakat bir durum olmazsa bir kaç gün sonra www.metontour.com ve www.metallica.com'da da okuyabileceğeniz doğa olayı.
    fütüristik zihniyet siz de zamanın ötesine yollamaya devam edin. müjde verdik de kötü ettik..yok size konser falan, gidin tokio hotel dinleyin..

    edit2: the sword grubunun ön grup olarak çıkacağı konserdir ayrıca.
    (bkz: #13036208)

    edit3: are you alive? how does it feel to be alive?

    http://www.metallica.com/index.asp?item=600778
    son bir avrupa turu duyurusu

    4/10/2008

    2008 avrupa yaz tatilimizin son konser duyurusu oldugu icin uzgunuz. bu, haftalardir hakkinda konustugunuz konser... 27 temmuz'da ali sami yen stadi'nda bir konser icin 'tallica tarihinde ucuncu kez olmak sartiyla istanbul / turkiye'ye geri donuyor olacagiz. dostlarimizdan down ve the sword'un bize katilimi ile yolculugumuzun ikinci bolumunun son konserini tamamlayacagiz.

    tum tercumanlari evlerine gonderebiliriz artik... sizleri orada gormek dilegi ile!!

    edit 4: bilet fiyatları aşağıdaki gibidir;

    1.kategori: 350,00 ytl sahne önü
    2.kategori: 150,00 ytl vip
    3.kategori: 85,00 ytl saha içi
    4.kategori: 90,00 ytl num./kapali trb.
    5.kategori: 75,00 ytl num./kapali trb.
    6.kategori: 50,00 ytl yeni açik trb.
  • tam anlamıyla kudurtmuş olan konserdir diye söze girmek istiyorum. aklımda kalanları paylaşmam lazım.

    - stada girerken yaşanan izdihamdan pek kimse bahsetmemiş, tam bir felaketti. ayrıca hava da uçan prezervatiflerde işin ayrı bir geyiği. bunlardan biri patladı ve tam 8 numaralı kapıdan giren benim üstüme şöbelek diye yapıştı. iki saniyelik bir şokun ardından çevremden kopan kahkahalar eşliğinde onu üstümden aldım ve başka bir şanslıya doğru fırlattım.

    - tam 11 kişilik arkadaş grubuyla girdik stada. ama konser bittiğinde 5 kişi kalmıştık, o karmaşada buda bir başarıdır. böö.

    - sağdaki büyük ekranın yaklaşık 7-8 metre berisindeydik.

    - pentagram daha iyi olabilirdi, sanki bişeyler eksik gibiydi. ses veya başka birşey ama tam verim alınamadı. ama candır pentagram, o koca sahnede adını görmemiz bile yeter de artar.

    - anselmo seyirciye "biz geldiğimiz zaman bizim için de gelecekmisiniz uleyyn" dedi. seyirci de tabi ki neden olmasın diye karşılık verdi.

    - konserden önce yapılan tribün şov o kadar renkliydi ki, bir ara millet konseri unuttu, kendi dalgasına baktı, az daha alen sahaya diyecektik ki, neyseki bu olmadı.

    - ecstasy of gold girmeden 3-4 dakika önce şöyle arkamı döndüm ve süper duygularla stadı izledim. görünen manzara gerçekten muhteşemdi. stad tamamen doluydu, 55 - 60 bin civarında seyirci vardı.

    - ışıkların sönmesi ve ecstasty of gold 'un ilk notalarının girmesiyle dönüşü olmayan bir yoldu artık bu.

    - creeping death.. orgazmdan daha zevkli anlar varsa, bu parçanın girişi ve akabinde yaşananlar kesinlikle bu duruma adaydır.

    - master of puppets 'da onbinlerin hep bir ağızdan master diye haykırması açıkcası o 2 megawatlık hayvani ses sistemini bile neredeyse bastırır gibiydi. stad yıkılmadıysa allahü tealanın takdiridir.

    - adamlar sanki yeni meşhur olmuş bir grup gibiydi, son derece istekli ve canlı. sound mükemmel, ses muhteşem, sırıtan tek birşey yok. allahtan belamızı mı arıyoruz ya.

    - çalınan playliste kötüdür demek ise ayıptır, günahdır. resmen giren her şarkıda çıldırdık. ancak bu kadar harika olabilirdi.

    - james ve kirk bir ara seyircinin o muhteşem ambiansına o kadar hayran kaldılar ki, kendi aralarında bununla ilgili kısa bir diyalog bile oldu.

    - istanbul, metallica, istanbul, metallica, istanbul, metallica.. beynimin bir köşesindeki yerini çoktaan aldı.

    - jamesın seyirciye övgü dolu sözlerini her fırsatta dile getirmesi, ve o şaşkınlıktan yüzünde muazzam bir gülümseme olması , bizim de onu görüp daha da kudurmamız çılgınca birşeydi.

    - one 'ın girişinde yapılan yaklaşık 2-3 dakikalık görsel şov ağızları açık bırakan türdendi.

    - ve konserin sonunda jamesin dizlerinin üzerine çöküp ellerini birleştirip bize şükranlarını sunması, grup olarak sahneyi terketmek istememeleri aslında geceyi özetliyor.

    kesinlikle bir rüyaydı dün gece. muhteşemdiler. istanbul ve metallica, inanılmazdı.
  • bunyemin gozlemledigi bazi ayrintilar:

    -yeni aciga fenerbahce formasiyla katilan arkadas. isim yerinde hetfield yaziyordu. onumuzden gecerken yuzumuzde tebessumle orta parmaklarimizi gostermekten kendimizi alikoyamadik.

    -metallica sahneyi terk etmeden once son karsilikli alkislarda, james'in dizlerinin uzerine cokerek alkislamasi.

    -yarin is var amina koyim cikin artik diye bagiran muzikseverlerin varligi.

    -james'in "welcome back" pankartina karsilik vermesi.

    -konser girisinde gorevlinin kizlari onden almasi. kiz arkadaslari onden alinan cocugun soylenmesi uzerine: "kizlar guvende merak etme" demesi.

    -metalci kizlarin goguslerinin eskiye nazaran daha kucuk olmasi. (sosyal arastirma)

    -portatif tuvaletlere ayni anda giren ciftler.

    -vip bolumunde kazaklarini sallayan seyirciler. (bkz: sallasana sallasana mendilini)

    -sahneden inmeden kirk'un "you motherfuckers fucking rock" gibi bi laf soylemesi. konser boyunca fuck kelimesi duymamistik, birden nerde oldugumuzu anladik. kendisine cevabimiz cem yilmaz'dan geliyor: "fuck you, see you next project!"
  • james'in orta parmagindan sonra turk usulu kizarmis bir nah beklemedim degil.
  • 91'deki konsere yasim cok buyuk, kafa sallasam boynum kopar diye gidememistim. 99'daki konserde ise civa gibiydim, is problemim yoktu, para boktu, shop and miles kartim, sex drugs and rock n roll felsefem vardi. fakat metallica metalcidir, rock n roll baska sey dediler, gidemedik o yuzden. ha bir de kkk toplantilari vardi ertesi gun. simdi bu 2008 konseri icinse yasim tutmadigi ve ailem izin vermedigi icin gidemiyorum. kendilerini kiyma yapip yemeyi dusunuyorum, tarifi olanlar ve bir de fazla bileti olanlar mesaj atsin.

    (bkz: the confessions of max tivoli)

    edit: ilk konser 91 degil 93'teymis. ihtiyardik tabii, karisiyordu yillar.
  • konser alanının* yakınlarındaki bir büfeye gidildiğinde şöyle bir diyalog yaşanmıştır:

    arkadaş: winston soft var mı?
    büfedeki adam: yok kalmadı.
    bill: peki box?
    b.a.: yok o da kalmadı metalikler bitirdi hepsini marlboro verelim?!
  • istanbul dışında okuyan erkek kardeşe haftalar öncesinden bilet alınmıştır ve bilet itinayla saklanmaktadır kardeş için. kardeş koyu bir metallica hayranıdır. küçüklüğünden beri dinler, sever, bayılır falan filan amma gel gör ki bileti alan ve saklayan bu insan da sevmektedir metallica'yı. konsere gitmek istemektedir içten içe. ama kardeş katiyen ablayı konsere götürmek istememekte, bi arkadaşıyla konsere gitmeyi planlamaktadır. abla 'lan olum ben de geliyim lan. yanınızda dururum. size karışmam lan. hadi be hacı' falan demekte fakat kardeş nuh demekte peygamber dememektedir.

    ablanın arkadaşlarından bir allahın kulu da metallica konserine gitmeyi istememektedir. böyle de hande yener , demet akalın fanı arkadaşları olan bi insandır abla. yani yalnız da gidemeyeceği için bu konuyu kapatır. hayatın akışına bırakır kendini.

    neyse efendim tarih olur 26 temmuz 2008 cumartesi akşamı. kardeş ablayı arar ' abla benim yaz okulu sınavım var pazartesi. ben yarın gelemicem oraya' der. abla ' olum manyak mısın salla sınavı mınavı bu konsere gel ' der. kardeş 'yok mümkünatı yok. yoksa dersten kalırım' der. telefonu kapatır.

    ablayı alır bir telaş. şimdi yarın ne yapacaktır. gitse bi dert gitmese bi dert. elindeki bilete bakıp uyuyakalır... pazar öğlene doğru uyanır. anne ve babayla konuşulur. git bileti konserin kapısında birine sat derler. güya böylece olay halledilecektir. en azından para kurtarılacaktır. konsere gitmek isteyen de bir tek erkek kardeştir ya. o da gelmemiştir. bilet elde patlamasındır. he baba ke baba he anne ke anne denir. fekat siyah pantolon, siyah tişört giyilir. siyah ojeler sürülür. saç ve makyaj yapılıp evden çıkılır. karar çoktan verilmiştir. bu konser tek başına da olsa izlenecektir.

    neyse efendim çok uzattım otobüse binilir mecidiyeköy'de inilir. ali sami yen önündeki o uzun kuyruklardan hangisi saha içi sorulur bulunur beklenir. saha içine girilir. konser tek başına gayet güzel izlenir. şarkılara eşlik edilir. kafa sallanır. james o güzel kahkahasını atınca tebessüm edilir. bir tane arkadaş da bulunur. hatta erkek kardeş aranır şarkılar ona da dinlettirilir telefondan.

    ertesi gün klinikte hastalara dolgu yaparken bi önceki gece hatırlanır. james'in kahkaha attığı zamanki gibi bi tebessüm oluşturur insanın yüzünde. kardeş ise uğruna konseri feda edip girdiği o sınavdan kalmıştır. acıdır ama gerçektir.
hesabın var mı? giriş yap