• hamd olsun hürmetli sultanimiza ki 8 bugunu de say 9 senedir kadikoyde fenerbahce cemaatini yenemedigimizin tecellisi olan mactir.. saolsunlar artik üzülmüyoruz bile..

    mactan evvel galatasaraylilar derbiye hazirlanirken icten ice "allahim sen bizi 6-0 in üzerine cikarma" diyorlardi.. digiturk saat 3 gibi canli yayina baslamis saracoglu stadinda yabanci gazteci ariyordu. dünyanin en büyük derbisine katilan 3 yabanci gazeteci, caycinin ispiyonlamasi ile yakalandi.. hemen melih sendil in canli yayinina alinan yabanci gazeteciler "ee where is the atmosfer.. yani how do you find atmosfer" gibi sorulara "very good very good" gibi yanitlar veriyor bizim de bu galaksinin en büyük derbisi ile gogsumuz kabariyordu.

    saat 4 gibi canli yayina tesrif eden yilmaz hoca her zamanki aymazligi ile "bugun fener favori gibi" diyordu ama alttan "fenerin basinda ben olsam..." li cümleleri gozlerinden okunuyordu..

    macin baslamasina 1 saat kala sporcular sahaya ciktilar.. kenan evren lisesi tarafindaki tribun bir an bos bulunarak mac icin ozel diktirdikleri sari lacivertli pankarti aciyor on taraftaki reisten küfür yiorlardi.. küfürü yemesiyle saskina donen 14 yasindaki fenerbahceli vedat reise "nah" cekip hemen tüyüordu..

    tribunlerin sari lacivert sahanin da yesil olmasiyla birlikte fenerbahce dogal bir "brezilyaliyiz" imgesi veriyor bunu tvden goren mehmet agar "ulan bizim takimin da tribunleri sari kirmizi saha da yesil.. yillardir boluculuk propagandasi yapiormusuz" diyerek hanimina takiliyordu..

    mac bu sartlar altinda baslamak üzereydi ki fenerbahceli arkadaslar alinmasinlar hayatimda gordugum en sikko karaografi maraton tribunde yapildi.. koltuklarin bos halinin sekli, eldeki grafon kagitlari ile tribunlere yapiliyor galatasaray a "belki tribunleri bos gorurseniz rahatlarsiniz" kiyagi cekiliyordu..

    galatasaray in yine kenan evren (adi batasica) lisesinin oradaki tribunde konuslandiklarinin ve hep bir agizdan
    "küfüre karsiyiz/hem de cok karsiyiz/futbol baris futbol kardesliktir/ herseyin üstüne vuralim bir kemer/ama son bir kez/yarraimi ye fener" tezahuratlari ile hem dolly parton i aniyorlar hem de 8 sene evvelki maci "those were the days" diyerek yad ediyorlardi..

    velhasil mac.....

    fener, genc osmanin allah allah diyerek bagdatin kapisina dayanmasi misali,allah allah diyen genc semih'in goluyle one gecti....

    başladi...

    golu yiyen sari kirmizili takim "biz fark yememeye gelmistik zaten" edasi ile hiiiç bozmuyor feneri kendi sahasina kapiyordu.. bu sirada tribunler sagli sollu olarak "yusuf yusuf" diye bagiriyor 6-0 lik macin kahramanlarindan yusuf simsek boylelikle aniliyordu..

    ilk yari cok da ilginc olaylara mahal vermeden böylelikle sonlandi..

    devre arasindan birbirinden sikko reklamlar sunan digiturk yilmaz hocayi cileden cikartiyor "fenerin dizilisindeki hatalari soylemek istiyorum" diyen yilmaz vural musa cozen tarafindan sakinlestiriliyordu..

    ikinci yari yilmaz hocanin "cakar fener ya ikinci yarida" demesi ile basliyor o sirada wederson oyuna giriyordu.. ankara büyük sehir belediyesinin kendisine verdigi yetki ile sag kanattan deli gibi gelen wederson galatasaray'i sirkulese ediyor,bunlarin sonununca fener ikinci golu de buluyordu.. tribunler ikinci yarida oynanan oyunla yusuf yusuf diye bagirmayi kesmis bu sefer cok severek izledikleri besiktas tribunlerinin sarkilarini soyler olmuslardi..

    bu andan itibaren papazin cayirinin aslen bir yatir olmasindan dolayi fenerbahce 3. golu asla bulamiyordu. türlü aksilikler nedeniyle top kaleye girmiyor galatasaray da hucum varyasyonlarina giremiyordu (ömer üründül olsa da kafa atsam)

    hülasa bir kez daha anlimiz dik olarak,fark yemeden cikiyorduk kadikoyden. ve uefaya mektup yazmaya basliyorduk

    "dear uefa..
    may i speak in turkish? hah.. biz mesela ligde fenerle mac yapmasak da onlara garanti 4 puan yazsak nasil olur? 5 de yazabiliriz.. ya da kadikoyde mac oynamayalim direk 3 yazalim ama ali samiyende de bazen oynamayabilelim.. yeter artik bu çile..."
  • maç sonrasi zico'yla roportaj yapan lig tv muhabiri muhabbet açayim derken batirdikça batirmiştir:

    muhabir: geçen bir arkadaşim arjantin'e gitmiş botafago maçina gitmiş, herkes zico formasi giyiyormuş, zico bu klube bi gun başkan olucak diyormus?

    samet: brezilyaya gitmiş olmasin arkadaş, botafago brezilya takimi

    muhabir: evet evet hem brezilyaya hem arjantine gitmiş, brezilyada botafago maçina gitmiş

    samet zico'ya soruyu sorar, zico cevaplar, samet cevirir:

    samet: flamengo maçi olmasin o botafago yerine? ben 20 yil flamengo da oynadim

    muhabir: ah evet evet flamengo maçiydi..

    (bkz: ahahahhahahah ben buna guluyorum ya)
  • fenerbahçenin taraftarlarını msnde çevrimdışı, telefonda ''ulaşılamıyor'' kıldığı maçtır. aç telefonlarını kaldır başını ey fenerli bu utanç senin değil, maçı 2-0 da bırakan futbolcularındır.
  • carsamba olmasina ragmen ne mahmut uslu nun ne adnan polat'in cikip tek kelime etmedikleri mac.. üzülüyorum arkadas. ben yani ben mi gericem ortami? ben boyle haz almiorum ki futboldan. derbi arkadas bu. cikip mahmut uslu dese ki "galatasaray kalesinin arkasina pota koyacagiz" adnan polat da tak yapistirsa cevabi "yanimizda yatak getiricez. cumartesi günü mac degil porno olucak kadikoyde.. fenerin ah degil oh demesini bekliyoruz" dese boyle bir senlensek..

    sahsen ben bu yonetim boslugunu gorup ortami kendi basima germeye calisiorum. ne kadar fenerli arkadas varsa telefonla, msn den falan taciz ediorum "cumartesiden sonra insallah cska macina kadar poponuzun ustune oturabilirsiniz" seviyesizligine giriyorum.. derbi maci yahu bu.. biraz daha gergin lütfen pls tsk..
  • fenerbahçeliler 2. devrenin ortalarında cömertliğin kralını yapıp, birbirlerine "al sen at" demek yerine 2-3 tane şut çekselerdi bile farka giderdi maç. 2. devrenin başında kaçan pozisyonları saymıyorum bile. 4 forvet ile oynayıp ortasahayı boşlamanın ofansif futbolla, hatta futbolla, alakasının olmadığını görmüş olduk. allahtan deivid kırmızı kart gördü de, biraz atak yapmış gibi gözüktü galatasaray.

    2. golden sonra fenerbahçeli futbolcuların çalışılmış bir gol sevinci sergilemeleri de gösterdi ki: fenerbahçe antremanlarda taktik yerine, "nasılsa yeneriz" dercesine gol sevinci çalışmış.

    bi de eklemeden geçemicem: duran topların bir başka usta ismi sabri. bu böyle biline. neyse ki, iyi vurdu da spikerin yüzünü kara çıkartmadı.
  • hakkinda iki hafta onceden ilginc bakis acilariyla dolu degerli futbol entrylerini bizden esirgemeyen yazarlarin nesillerinin

    7 8 8 9 8 6 8 7 9 7 7 8 8 8 8 8 6 8 8 8 8 7 8 9

    seklinde oldugu ve entry giren iki 6 nesilden birinin karmasinin -450 civarinda oldugu mactir. bence bu mac hakkinda milyon defa tekrarlanmamis en ilginc istatistik budur ve gercektir.

    butun 8inci ve 9uncu nesilin ustune alinmamasi dilegiyle.
  • iki takım arasındaki kalite farkının en çok gözlemlenebildiği maç oldu şu son 10 sene içerisinde. basit bir kıyaslama durumu daha iyi açıklar.

    galatasaray sahaya küme düşen kayseri erciyesspor'un kalecisi orkun usak, sivasspor'dan alınan servet çetin, kümede kalmayı son haftalarda garantileyen manisaspor'dan hakan balta, küme düşen antalyaspor'un sol beki volkan yaman, almanya ikinci liginden barış özbek ve serkan çalık, henüz gelecek vaat eden oyuncu statüsünü güncelleyememiş altyapı mahsulü uğur uçar'dan mütevellit bir kadroyla çıktı. stres yükü yüksek maçların tecrübesine nail olabilecek sadece song ve nonda vardı ilk 11'de. arda ve sabri de genç olmalarına karşın yeteneklerini belli oranda ispat etmiş fakat gereken devamlılığı bir türlü sağlayamamış oyunculardı.

    ülke milli takımlarının stoper mevkilerinde oynayan edu, lugano gibi formda oyuncularla, carlos, alex, deivid gibi uluslararası maç tecrübesi yüksek oyunculardan oluşan bir kadroya karşı hele de 8 yıl gibi bir sürede deplasmanda kazanamamanın verdiği stresin altından kalkabileceği umulan 22 yaş ortalamalı bir kadro. ikinci lig b kategorisi çanakkale dardanelspor'dan alınan ve geçen yılki liverpool maçının ilk 45 dakikası hariç gerçek anlamda önem düzeyi yüksek bir maça çıkmamış mehmet topal'ın eksikliğini hisseden bir kadro aynı zamanda.

    buna karşın fenerbahçe'nin oyun kalitesini bozmakla itham edilen selçuk bile konfederasyon kupasında dünya şampiyonu brezilya'ya, avrupa şampiyonu fransa'ya karşı oynamış, appiah takıma katılana kadar türk milli takımının da banko önliberosu olup olmayacağı tartışılan bir oyuncuydu. genç denilen semih 7 senedir bu takımda iyi kötü forma şansı buluyor, bu tür maçların atmosferini ilk kez yaşamıyordu.

    bu tablo iki takım arasındaki ekonomik uçurumun gitgide açıldığı son 10 yıllık dönemin bir sonucuydu. fenerbahçe transfer günlerinin bitimine saatler kala 4 kalburüstü oyuncuyu bir anda transfer edebiliyor, beğenmediğini gönderip yenisini alabiliyordu. 8 milyon dolar bonservis verilen appiah, chelsea'de, atletico madrid'de oynamış kezman yedekte oturabiliyorken, fenerbahçe'nin boşa çıkardığı tomas'ı çok fazla para alıyor diye yollamak zorunda kalıyordu galatasaray. fenerbahçe takım oluşturma sürecinde ekonomik gücüne güvenmekteyken galatasaray ince eleyip sık dokumak, bir dönem yıldız olmuş fakat parıltısını kaybetme sürecine girmiş, ya da yıldız olma potansiyeli gösterip çeşitli sebeplerden ötürü potansiyelinin müjdelediklerine ulaşamamış oyuncuları transfer etmek ve altyapısına güvenmek durumundaydı.

    gençlerden ve stratejik tecrübeli oyunculardan oluşan bir takım oluşturma sürecinin pek gizemli bir yanı yoktur. sebat etmek, arzulu olmak, eleştirilere karşı dirençli olmaktan başka yapabilecekleriniz sınırlıdır. duvarınıza danny blind'li, patrick kluivert'li ajax posterini asıp sakatlıkların ve başka etmenlerin bozmayacağı bir kolej takımının hayalini kurarsınız. bu sezon da bu sürece paralel gelişiyordu. farklı olan yabancı oyuncuların kalitesiydi. son iki sezondur ön libero ve forvet arkası mevkilerinde inamoto-iliç oynarken bu sezon sponsorların da yardımıyla linderoth-lincoln ikilisini oynatabilecekti galatasaray. bunlara bir önceki paragrafta anlatılan prototipe uygun nonda da eklendiğinde ortaya fena bir tablo çıkmıyordu. pratikteyse bu tür bir ahengin oluşması hemen hemen imkansızdı. son on yıl başarılarla geçmişti. ne medyanın ne de taraftarlıktan müşteriliğe evrilen genç kesimin sabırlı olmak gibi bir lüksü yoktu. sakatlıklar nedeniyle yeni transferlerden de verim alınamıyordu.

    2007'nin son gs-fb derbisi bu şartlar altında oynandı. maça dair söylenebilecek pek fazla bir şey yok. zico'nun inatla yerleştirmeye çalıştığı iki çakılı stoper ve önlerindeki iki savaşçı ortasaha oyuncusunun rahatlattığı teknik kapasitesi yüksek oyuncularla sonuca giden sisteminin karşısına hala emekleme dönemindeki yeni bir jenerasyon çıktı. mücadele açısından iki takımın da yapabileceklerinin azamisini gerçekleştirmeleri kalite faktörünün öne çıkmasını sağladı ve fenerbahçe derbi maçlarının klasikleşen ilk pozisyonda gol bulma klişesini hayata geçirmesiyle erken koptu. kalli'nin yapabileceği müdahaleler de sınırlıydı. fenerbahçe orta sahasının rakip yarı alanda basacağı ve galatasaray savunmasının hücuma uzun toplarla çıkacağı belliyken hücumda topa sahip olup saklayabilecek bir oyuncu oynatması doğruydu. nonda bu tipe uygun bir santrfor olmasına rağmen yanında oynayanların gerektiği ölçüde ona yardımcı olamamaları sebebiyle herhangi bir hücum organizasyonu gerçekleştiremedi galatasaray. ilerleyen dakikalarda da tecrübesi ve oturmuş sistemiyle fenerbahçe daha da rahatladı. söz konusu rahatlıktan galatasaray'da eser yoktu. barış özbek'in tıngır mıngır kaleciye giden şutundan sonra gösterdiği taraftar tepkisi bile durumu özetlemeye yeter aslında.

    bu maçtan sonra galatasaray'ın yaşayabileceği en kötü senaryo paniğe kapılıp uygulayabileceği tek planı uygulamaktan vazgeçmesi olur. sansasyon bağımlısı medyanın gazlamaları bu konuda yönetimi çok zorlayacak gibi görünüyor. zico'nun inatla yerleştirmeye çalıştığı sistemin başarısını görmezden gelip transfer döneminde sağda solda ne kadar vasat futbolcu varsa saldıracaklarından korkulabilir açıkçası. zira ntv gibi "kanalımda kıro reklam oynatmam ne kadar para basarlarsa bassınlar" mottosuyla "işte ilkeli kanal budur lan hemen cv'mi yollayayım" refleksi uyandıran bir kanalda devamlı programlara çıkabilen bildiğin cahil yazar gürcan bilgiç bile bugün "hayatın gerçekleri var. futbolun da değişmez tavırları. saraçoğlu bir geleneğin ortasında duruyor. bazı şeyler değişmiyor, bazı ilkler yaşanıyor, bazı dersler veriliyor, bazıları yerlerini hatırlıyor " diye yazıyorsa galatasaray futbolunun başındaki yöneticilerin soğukkanlılıklarını koruyabilmesi oldukça zor görünüyor. aydemir akbaş'ın ntv'deki spor programlarına katılmasının önünde bir engel de göremiyorum şu haliyle ama konumuz bu değil neyse.

    peki galatasaray 96-2002 arasının tozunu atan bir jenerasyon daha yaratabilir mi? bence yaratır. bu işin ilkelerine bağlı kalmak kaydıyla. bu politikayı takımın tamamına yaymak kaydıyla. hakan şükür'ün bu tür bir takımda edineceği rolü futbolu sezon sonunda bırakacağını ilan ettiği güne kadar anlayamamış olması bu politikanın şu ana kadar son derece başarısız olduğunu özetliyor. bundan sonrası içinse umutlanmaktan başka bir çare yok. kiralık tecrübeleri başarısızlıkla sonuçlanan aydın yılmaz'ın rehabilite edilmesi, oğuz sabankay'ın artık anlamsız takımlara yollanmaması, sabri'nin ta fatih terim'in ikinci dönemindeki çıkışından beri düzeltemediği yanlışlarının kalli tarafından sona erdirilmesi ve bunun gibi daha bir sürü şey. olur mu olur fakat sabırla, soğukkanlılıkla.
  • nonda nın 5. hakem olduğuna kanaat getirmiş durumdayım, zira kendisi ne galatasaray ne de fenerbahçe için hiçbir şey yapmamakta delidana misali koşup durmaktadır.tebrik eder yeni görevinde başarılar dilerim.
  • galatasaraylıların kendilerini kandırmaktan vazgeçmeleri gerektiğini gösteren maçtı.

    kabul edin kardeşim: bu fenerbahçe şu anda türkiye'nin en iyi takımı. üstelik bu galatasaray'dan da 3-5 gömlek daha üstün. avrupa maçları iyi bir göstergeyse ki öyle; fenerbahçenin 2 maçta da yendiği anderlecht uefa grubundan çıkmak üzere.

    peki galatasaray nasıl? panioniosun yenilmesini bekliyor ki turu geçsin. kendi evinde, trömsö den azıcık iyi helsinborg'dan 3 yiyor, helsinborg kim ya?. gruplara başlarken, kendilerini uefa şampiyonluğuna hazırlıyorlardı. çok komik. fenerin grubunda rusya şampiyonu cska sonuncu. 2 sene öncesinin uefa şampiyonu bu cska, 7 sene öncesinin değil ha....

    kabul etmeleri lazım, bu gidişle fb-gs maçlarında artık sürpriz olmaz. fenerbahçe her bakımdan galatasaray'dan daha güçlü ve üstün.
hesabın var mı? giriş yap