• şarkılı türkülü porno.
    ayrıca film izlenirken gelişen diyalog için:
    - abi benim memelerim bile bu kadınınkinden büyüktür.
    - adamın zikiyle yarışamadın, kadının memesi ile mi yarışıyorsun?
  • 9 şarkı arası 9 posta şeklinde özetlenebilecek film... antartika analojisi yataktaki iki kişinin hem klostrofobi hem de agorafobi yaratabileceği şeklinde açıklanmaya çalışılsa da bence gereksiz ve de yetersiz... ama michael winterbottom'un bunu çok taktığını zannetmiyorum, lynch'lik yapıp kendi istediği gibi bir film çekmiş, neyi ne sembolle vermek istiyosa öyle vermiş işte adamcağız. ama ben tatmin oldum mu, yok olmadım.* filmin posterinde de güzel gönderme var bu arada.*
  • afişinde gözümüze çarpan "2 lovers, 1 year, 9 songs" yazısıyla gayet güzel özetlenebilen film.*filmde sözkonusu ilişkinin bir yıl içindeki gidişatı, sırayla dinlediğimiz şarkıların sözleriyle ve çiftimizin sevişme sahneleriyle anlatılmaya çalışılmış bu anlamda başarılı olduğu da söylenebilir. cinselliğin dozunun yüksek olması bazılarının bu filme porno yakıştırmasını yapmasına neden olsa da porno sıfatını hakedecek şekilde mezbahada koyun keser gibi bir tavır yok bu filmdeki sevişme sahnelerinde. matt ve lisa aslında herkes gibi sevişiyorlar.

    --- spoiler ---
    ilişkiyi antarktika semalarında uçan matt'in ağzından dinliyoruz ve zaten filmin başında matt "lisa'yı düşündüğümde giydiği elbiseleri hatırlamam, ne yaptığı işi ne de nereli olduğunu söyledi bana, kokusunu tadını düşünürüm, tenime değen tenini düşünürüm" diyor dolayısıyla film boyunca da o ilişkiye dair düşündüğü, hatırladığı şeyleri anlatıyor. son olarak lisa'nın amerikaya gidişiyle, antarktika'nın kalbinden kopan buz parçalarının, eriyecekleri denizlere doğru yaptıkları yolculuklar arasında bir bağlantı kuruluyor ve love burns diyerek perde kapanıyor.
    --- spoiler ---

    sonuçta ingiliz sineması için cesur bir film ve sırf bunun için de michael winterbottom'ın elinden çıkması çok da şaşırtıcı değil. müzikleri, görüntüleri ve özellikle iç mekanlardaki ışığıyla görülmeyi hakeden bir film. içinde "sadece mutsuz insanlar dans etmekten nefret eder" lafı geçen film
  • içerdiği oral seks ve boşalma sahneleri münasebetiyle memleketinde film hakkında dönen bu bir seks filmi midir nedir tartışmaları bir yana, içerdiği primal scream, dandy warhols, franz ferdinand, black rebel motorcycle club, super furry animals canlı performanslarıyla şimdiden merakımızı fazlasıyla celbetmiş bir filmdir bu.
    amerikalı kadını oynayan 20 yaşındaki -daha önce hiç oyunculuk denemesi olmayan- amerikalı hatun kişinin ismi krediler dahil hiçbir yerde açıklanmıyormuş. yönetmen guardiana filmle ilgili tepkilere cevap verirken bakın ne demiş*: "books deal explicitly with sex, as they do with any other subject. cinema has been extremely conservative and prudish. i wanted to go to the opposite extreme and show a relationship only through sex. part of the point of making the film was to say, 'what's wrong with showing sex?' " (bu arada kaynak göstermeden guardian'dan çevirip yazan roll dergisine selam ederim)
    umalım bu ilginç 60 dakikalık filmi en azından bağımsız film festivalinde görelim diyelim ve entrymizi kapatalım sayın okuyucular... evet...
  • michael winterbottom isimli, kariyerinde iyi işler çıkartmış, kendini kanıtlamış bir şahıs çektiği için sanatsal açıdan incelenip yorumlanan bir film. filme pozitif yaklaşan bütün yorumlar, yönetmenin eski işlerini referans gösterip bu filmle ne anlatmak istediği ne amaçladığı hakkında fikir beyanları olarak gelmiştir gelecektir. filmde bu şahsın parmağı olmasa, alelade "konulu porno al abi izle" diye herhangi birinin eline verilse, kimsenin "yok lan porno değil bu gözünü seveyim.. yapma etme azizim, baksana şu sanata, sanatçıya." veya "hocam bi kere porno şudur budur, buna porno dersen o zaman rocko neci. o zaman şu şöle bu böyle" diyeceğini sanmıyorum. rol mü yapıyorlar, sanat mı icra ediyorlar? sinema eleştirmeni veya duayeni değilim ama bunun bi çizgisi vardır elbet. filmle ilgili bu tarz düşünceler geri kafalılık ürünü mü; peki ona da tamam, hadi öyle olsun. keza doğrudur böyle sevişiriz, seksin özü budur, herkesin bildiği şeyi sinemaya apaçık aktarmış o kadar; falan filan. ne oldu yani insanoğlundan bir kesit mi alındı, ne diyor yönetmen? "normal ilişkisini sürdüren bir çiftin ilişkisine şahit ettim sizi arkadaşlar. sizi onların yatak odasına, en gizli anlarına kadar taşıdım. hepberaber saf sevgi dolu bir ilişkiyi irdeleyelim istedim. bu arada unutmayın şu şu filmleri de ben çevirdim ona göre değerlendirin haa!". yatak odasına kadar değil be, yatak odasından çıkmadık ki. ilişkinin sadece seks kısmıyla haşır neşir olduk, arasıra da pozisyonları değerlendirmek için reklam arası gibi durumla ilgili şarkılar. başka da birşey yok. bir çiftin ilişkisini anlatmanın tek yolu bu sanki. bir yolu da bu mu.. o zaman adı porno uzantılı birşey olsun. sakso ve sonrasında göbeğe boşalmalar, son sevişme sırasında arkadan yandan zumlu çekimler olmasaydı da onun yerine alışılagelmiş namahrem bölgelerin(memeleri falan saymıyorum tabi heryerde var meme) görünmediği yine aynı sevişme sahneleri olsaydı vermek istediği anlamdan ne kaybederdi bu film bir düşünmek lazım.. hiçbirşey kaybetmezdi. 9 şarkı 9 posta evet. hadi taam porno deil.. taam deil porno*!.. bazılarının ilgi çekmek için götünü başını açması gibi filme ilgi çekmek için de çatıır çatır sikiştirmiş 2 kişiyi*. başka da bişey değil.
  • "bu mudur yani" dedirten amaçsız bi film.
    filmin ortasında çıkanlar oldu. ne için olduğundan emin olamadım; ya izlemeye dayanamadılar**, ya da izlemeye bile dayanamadılar.
  • 2004 yılı mahsulu michael winterbottom filmi.

    filmde çalan parçalar filmdeki çalma sırasıyla şöyle oluyor :

    black rebel motorcycle club - whatever happened to my rock'n roll
    the von bondies - c'mon c'mon
    michael nyman - debbie
    salif keita - madan (exotic disco mix)
    elbow - fallen angel
    franz ferdinand - michael
    michael nyman - nadia
    primal scream - movin' on up
    melissa parmenter - sola & platform
    dandy warhols - you were the last high
    goldfrapp - horse tears
    super furry animals - slow life
    elbow - i've got your number
    franz ferdinand - jacqueline
    black rebel motorcycle club - love burns
  • porno izlemek istemeyen sevgiliye kandırıp porno izletme filmi. başka bir şey değil bence.
  • ingiliz makasçılarının, pornografik bir amaç gütmediğini düşünerek makaslamamaya karar verdiği, pek merakla beklenen film. tabii biz makaslarız, bir de üstüne dokuz şarkı diye çevireceğimize "sapına kadar seks" diye gösterime sokarız.
  • ne var bakiym, diyerekten daldığımız: izlemek için erkek olunması gereken film.

    yanımdaki hödüğün (ne kadar entel tribine girmiş olsa da) ikide bir eliyle pantolonunu düzeltme sesini işittiğim, rahatsız olma bahanesiyle gerinip dururken kolunu koluma yaslamasından bıktığım film. en komiği de film çıkışı duyduğum 'alt metin okuma' abukluklarıydı: 'ay antarktika.. ne hoş, değil mi' gibi.
    ay bi de ciddi ciddi konuşmuyolar mı?

    pardon ama, o zaman ben de 'porno filmin alt metin okuması nasıl yapılır'a gireyim isterseniz:

    temel içgügüyü sırf popüler iki oyuncu (gerçi stone sonradan serpildi, gelişti) sırtladı diye yüz çevirin; gecenin rengini de taklitçilik ve wills'in iğrenç vücudu yüzünden beğenmeyin (özeleştiri: gecenin rengi, hakikaten de kötüydü), ama aynı temayı (cinsel sömürü) bağımsız bir film işleyince: ayy, ne hoş...

    gerçi festival de bilerek yapıyor bu hinliği: ilkinde de bir fransız pornosunu (becer beni) "şimdiden sinema tarihine geçen bu filmi" diye satmaya çalışarak, başyapıt olarak kabul etmemizi beklemişlerdi: salondan zor atmıştım kendimi.

    bunca abazan nüfusun olduğu bir şehirde, çok normal bu filmlere gidilmesi, yer bulunmaması: porno izlemeyi legalleştirmenin başka bir yolu!

    beyler: afm'den 300 metre ötede her zaman "süper 2 film" gösteren bir sinema var: oraya girmeye utanıyorsunuz anladık da.... bu tür bir filmin altını doldurma çabanızı da anlamıyorum..
hesabın var mı? giriş yap