şive
-
şive, konuşmanın başka bir dil özelliği ile yapıldığı durumlarda geçerlidir.
örn: "bunu arapça değil, peltek bir kafkas şivesiyle, türkçe söyledi." -r. h. karay.
bir dilin değişik yörelerde değişik şekilde kullanılmasına ise ağız denir.
bununla birlikte; lehçe, ağız ve şive türkçe'de aynı anlama gelecek şekilde kullanılmaktadır. -
kullanimi cok guzel olan ve cevrenizde sahip olan varsa tekrarlamaktan kendinizi alamadiginiz kiz ismi.
-
(bkz: balıkesir şivesi)
-
(bakiveen gaari: ege $ivesi)
(bak ulo: guneydogu $ivesi)
(baksayiz $aamiz: bati karadeniz $ivesi)
(bakar misiniz: eski istanbul $ivesi)
(pakun daa: dogu karadeniz $ivesi)
(bakir misen: dogu $ivesi) -
(bkz: patois)
-
"... bitişik evde başka şiveyle konuşuyorlar diye insanlardan nefret etmek saçmalığın dikalası değil midir allasen"
dik ve ala -
bir dilden bilinen bir tarihte kopmuş olan, ama koptuğu dille aralarında benzerlikler bulunan koldur, çeşittir.
örnek olarak;
(bkz: azeri turkcesi) -
karadeniz'de dilin ileri doğru hareketiyle ve dişler ağırlıklı olabilir;ör: ne paktun tevam et
iç anadolu'da ağız içi, damak bölgesi ağırlıklı sanki;ör: hadi yiyin gari
trakyada da dudaklar ön planda olmalı ki;ör:aaman be bre -
ana sütü gibi tatlıdır
yöre kıyafeti gibi ferah
memleketin bağıdır
bağdır memlekete -
genelde ağızla karıştırılandır. trabzon şivesi, ege şivesi deriz ister istemez. ancak aslen "ağızdır" şiveden kastımız. örneğin azerbaycan türkçesi bir şive örneğidir. aynı lehçeden ve anlaşılabilir yakınlıktadırlar.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap