• pencereden dışarı baktığımda görebildiğim müze.çilesini biz çektik her gece 12'ye kadar inşaat sesleri ile.çimlerin üstüne kurulmuş bir müze.kablosuz ağı mevcut ama şifre koymuşlar, giremedim.
  • hala birkaç kıçıkırık kartelaya basılmış bilgi ve görsel malzemeden ibaret olan ''müze''.
    aslında gülümseten, sevinçle karşılanacak bir teşebbüs. yani bunu adalar kültür derneği vb küçümencik bir kurum, dernek kendi çabasıyla yapsaydı hoş olurdu bu ada ve insan manzaralarını izlemek. kaldı ki çınar meydanında açtıkları sergiyi, kuratörü gökhan akçura'nın hiç de zorlanmaksızın kendi arşivinden çıkarırırdı.
    ama insan işin altında avrupa birliği ve 2010'dan alınan euroların olduğunu düşününce, biraz duraksıyor elbette...
    söylediklerine göre ilkokuldan sonra belirlenen yeni alan, yani hangar'daki asıl müze binası eylül ayında açılacakmış. görelim bakalım...

    bütün bunlardan daha elim ve daha vahim olmak üzere,
    müze projesi gerekçesiyle, büyükada tuhaf bir seçkinleştirme projesine daha sahne oldu.
    çınar meydanı'nda serginin açıldığı alanda, birkaç ay öncesine kadar iki katlı metruk bir bina vardı. bu bina milli emlak'tan alındı, yıkıldı ve yerine o sergi açıldı.
    sonra, sergi alanına komşu evde oturan adanın sevimli meczubu, köpek ve kedilerin hamisi nora hanım, oturduğu evden zorla çıkarıldı, tehcir edildi. bir viraneye taşınmağa mecbur bırakıldı.
    tehcir operasyonu bununla da bitmedi. sıra yine çınar meydanı'nda meskun hurdacı gelo dayı'daydı. yıllık kirasını ödediği depo/dükkanının önündeki çit bir gece belediye marifetiyle yıkıldı. gelo dayı içerideki bir alay hurdayı adanın arka tarafına, aya nikola'ya bir gün içinde taşımaya mecbur bırakıldı.
    yani belediye, ''görüntü kirliliği'' yarattığını düşündüğü insanları halının altına süpürdü.
    tıpkı habitat zamanında travestilerin ve sokak köpeklerinin ortadan kaldırılması gibi...

    çünkü bizim kültür başkentimizde altkültürlerin yaşama şansı yoktur.
    ya da ''üst kültürlüler''in insafına kalmıştır.

    kültürümüz kütür kütür, ölü sevici bir kültürdür.
    sergilerde azınlıkları vıcık vıcık bir noltaljik romantizmle bağrına basar.
    'ne güzel komşumuzdun sen' edebiyatı yapar.
    ama içkici nora'yla kürt gelo'ya s.ktir çekmekte beis görmez.
    onları 'uzaktan sevmek aşkların en güzeli'dir olsa olsa.

    satırlarıma son verirken ''halkçı'' belediye başkanımız mustafa farsakoğlu'na en içten şükranlarımı sunarım. temizlendi sayenizde paşam buralar!
  • kuruluş aşamasında işe alınan birçok insana maaş günü geldiğinde "ne maaşı siz gönüllüsünüz" diyen köylü kurnazlarının kurduğu kent müzesi.

    anladın sen onu bakınızı: #19847995
  • adalar vakfı yönetim kurulu başkanı halim bulutoğlu tarafından yayınlanması istenilen metin şu şekilde;

    "11 eylül 2010'da, büyükada'nın ilk yerleşim yeri olan aya nikola bölgesinde, eski çöplük ve dolgu alanının temizlenmesiyle oluşturulan müze. adalar müzesi istanbul'un ilk ve halen tek kent müzesi. sadece adalar'ın değil istanbul'un, boğazların ve marmara'nın oluşumunun 600 milyon yıllık hikayesini de anlatan müze. kuruluşuna, gelişimine ve bugüne kadar açtığı 15'e yakın geçici serginin hazırlanmasına, alanlarında türkiye'nin en önemli uzmanlarının katkısı ve büyük bir gönüllü emeği olan müze.
    hızlı bir turla yarım saatte dolaşırsınız. ama yazık edersiniz. arşivi, adalar'a özgü kütüphanesi ve müze kitapları bir hazine.
    büyükada çınar'da açık sergi alanı var. bugünlerde açılmış adalar'da tanrının evleri sergisi ise ayazmalardan kilise ve manastırlara, camiden cemevine adalar'ın tüm kutsal mekanları."
  • bugün gezme fırsatı bulduğum müze. büyükada'nın pek uğramayan güney cephesinde eski çöplüğünün üzerine kurulduğu bilgisi olan müzedir.
    müzede, bir istanbullu olarak beni şaşırtan bilgilerden biri tarih öncesi devirlerde adaların, istanbul'a karadan bağlı olduğu bilgisinin detayları ile anlatılmasıydı. ayrıca yine o dönemlerden kalma ısırdığı alana bir buçuk ton bası yapabilen garip bir deniz canlısı iskeleti halen gözlerimin önünde.
    adalar, istanbul'un bir kaçış noktası. toplam nüfusunun 20000'den az olması ve buranın istanbul'un kalan son bakir alanları olması, beni hem mutlu ediyor hem de mazallah para babalarının eline düşmesi korkusu endişelendiriyor.
  • büyükada'da, eski çöplüğün üzerine kurulmuş, iskeleye faytonla 10 dakika mesafede bir müze. ne yazık ki yürüyerek gitmek kolay değil. faytonlar gidiş dönüş 50 tl istiyor.

    2019 itibariyle müzeye giriş ücreti tam 10 tl, indirimli 5 tl. konumunun getirdiği zorluktan dolayı heralde, biz geçen hafta gittiğimizde bomboştu. hatta açık mı acaba diye bir sorguladık.

    gidip gördüğünüzde, adalar'da yaşamış olan yazar ve şairlerin birçok hatırasını bağışladığına tanık olursunuz. çok da fazla bir içeriği yok, yarım saatte bitirir çıkarsınız ama bir konuda büyük vefasızlık yapıldığını düşünüyorum şöyle ki 100 yıl önce yaşanan sürgünlerde kullanılan kayıklar, müzenin dışında sergileniyor ama bakımsızlıktan parçalanmak üzereler. çok fazla ziyaretçı olmaması sebebiyle, müze yetkilileri de kendilerini salmış durumdalar sanırım.

    yapacak bir şey bulunmadığında, 1-2 saat öldürmek için gidip görülebilir. onun dışında pek bir numarası yok bence.
  • 26.06.2020 günlerden cuma. tam bilet fiyatı 10 tl .

    gittiğimde kimse yoktu, kapıdan çekinerek girip açık mı diye sordum.görevli ışıkları yaktı ve gezmeye başladım. kendimi özel hissetttim.yarım saat boyunca tek başıma gezdim, kimseler gelmedi.pandemi döneminde mi yoksa her zaman mı böyle bilmiyorum.
    çok şaşırtıcı nesneler yok. daha çok fotoğraflarla anlatmışlar.büyük yetimhaneden, ibadet yerlerinden,adanın oluşumundan,adada yaşamış ünlülerden, adayı terk ettirilen rumlardan, lefterden ... bahsediyor.
    yarım saat için tavsiye edilir.
hesabın var mı? giriş yap