*

  • alexandra kollontai (1872-1952) st. petersburg’da burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. gençliğinde kendisinden beklendiği gibi bir sosyete hanımefendisi olmak yerine marx ve engels üzerine çalışmayı yeğledi. zürih’e ekonomi okumaya gitti. orada alman komünist partisi kurucularından rosa luxembourg’un düşüncelerinden etkilendi. ardından rusya’ya dönen kollontai sınıf mücadelesi üzerine devrimci görüşlerini ileri sürdüğü çalışmalarını yayınlamaya başladı. çalışmaları işçiler arasında oldukça popüler olmasına karşın üst düzey yetkililer ileri sürülen bu görüşlerden nefret ettiler (tabi kollontai’den de) ve onu almanya’ya sürgüne gönderdiler. orada kollontai bol bol gezip sosyalizm propagandası yapmaktan ve sonrasında da 1915’de bolşeviklere katılmaktan geri durmadı. 1917’de rusya’ya dönen kollontai bolşevik hükümetindeki tek kadın olarak kadınlar ve özgür aşk için kampanya başlattı.

    kollontai ilk devrim hükümetinde bakan olmuştu ancak ilişkilerinde son derece rahat davranıp hoşuna giden bir erkek oldu mu ‘tamam’ diyordu! dedikodular ayyuka çıkmış ve lenin’de dayanamayıp kollontai’ye haber göndermiş: "bir kişiyle yetinsin" diye.

    kisaca ask makinesi yada isci arilarin aski diye bilinen kollontai ,daha sonra biyerlere surgune gonderilmistir , ve dusunceleri de kitaplardan usulune uygun sekilde zamanla cikartilmistir.
  • el bebek gül bebek yaşamış bir kadındır. lenin döneminde bakan olabilmiş bu kadının yazıları, stalin döneminde kırpılmıştır.
    sonradan genel olarak kabul gören, kadının özgürleşmesini hiçbir devrim sağlayamaz, maddi çıkar elde etmek için evlenen kadının yaptığı da fuhuştur, burjuva evliliklerinin temeli mirasın el değiştirmeden gelecek kuşağa devridilmesidir düşünceleri o dönem için "biraz ileride" görülmüş.
    eserlerini ' love of worker bees' (işçi arıların aşkı) ve yaşam öyküsünü 'autobiography' adlı bir eserde toplamıştır.
    diğerleri de bir büyük aşk - bir çok hayatlar yaşadım'dır.
  • kollontai’nin yeni cinsel ahlak ve özgür aşk düşünceleri, stalin’e özgü o uzun unutulma döneminden pek de zararsız çıkamamış ve bütün sovyet kaynaklarından edeplice üstü örtülüp yokedilmiştir.
    kendi ağzından: " burjuva ailenin temel rolü, kazanılmış mirasın doğrudan doğruya aktarılmasını sağlamaktır. bu gerçekliğin ışığında bakılınca görülür ki, aile sadakâti, birbirini seven iki kalbin birliği gibi ifadelerdeki ikiyüzlülük maskesi ekonomik çıkarları gizlemeye yarar."

    "cinsler arasındaki ilişkilere kıskançlık duyguları, diğeri üzerinde tensel ve ruhsal tasarruf isteği ve yüzyıllardan beri varlıklarının biricik kurtuluş yolunu aşkta görmeye alışmış kadınları özellikle yakalayan salgın halindeki yalnızlık duygusu, egemenliğini sürdükçe "serbest aşk" anlamsız bir söz olarak kalacaktır."* * bu satırları aynen kullanan ülkemin erkek yazarlarını görseydi yüzünde bir gülümseme* oluşur muydu acaba?

    "...romanlarda bile kadın kahramanların çoğunda yaşamın temel içeriği aşk duygusuna indirgeniyor. eğer gönlü boşsa yaşamı da boş gibi geliyor kadına. burada kadınla erkek arasında büyük farklılık var. erkekte gönül yaşamının yanında daima özel bir etkinlik alanı oluyor ve kadın bekleyiş içinde eridiği sırada "o" erkek kadının bilmediği anlamadığı başka bir dünyada kaderine karşı mücadele veriyor. tutkuyla beklen erkeğin işinden döndükten sonra kendini tamamen kadına adamak yerine çantasından kağıtlar çıkarması herhangi bir toplantıya yetişmek ve ya kitaba gömülmek için yemeğini atıştırmak için acele etmesi yüzünden kimbilir ne çok psikolojik dram yaşanıyor şu dünyada..."
  • söyledikleri özgür aşk, feminizm vs.den ibaret olmayan eski bir bolşevik. devrimi yapan merkez komitesinin lenin ve stalin dışında eceliyle * ölen tek üyesi olmayı stalinle uzlaşmış olması sayesinde hak etmiş eski "işçi muhalefeti" lideri. yetkilerini ve diplomatik ilişkilerini 1935'te isveç hükümetinin troçkiye vize vermesini engellemek için kullanacak kadar staline bağlı bir diplomat olmasına rağmen "termidor"un gazabından kurtulamamış, bir zamanlar muhalif olmasının bedelini öldüğü güne kadar gizli polisin gözetimi altında kalmakla ödemiştir.

    sanılanın aksine bir simone de beauvoir öncüsü değildir. burjuva-feministlere karşı mücadeleyi hiç ihmal etmemiş bir sosyalisttir. ne yazık ki 1924'e kadar mücadele dolu geçmiş yaşamına uygun olmayan şekilde teslim alınmış bir bolşeviktir.
  • "kadının özgürlüğünün tamamlanması ancak, gündelik yaşamdaki köklü bir dönüşümle gerçekleşebilir" diyen sosyalist kadın..
  • aleksandra mihaylovna kollontay. rusya'da toplumsal göreneklerin ve kadının konumunun kökten değişmesi için verdiği çabalarla ünlü, dünyanın ilk kadın büyükelçisi sovyet devrimci yazar ve diplomat.
  • "kadın vücuduma lanet ediyorum, çünkü bende başka, daha değerli şeyler de olduğuna dikkat etmeyişiniz onun yüzünden" sözlerinin sahibi.
  • rosa luxemburg, clara zetkin, karl liebknecht ile yakın dost. sürgün yıllarında lenin ile mektuplaşmış, dünyanın hemen hemen her yerine gitmiş sosyalizm mücadelesinde aktif rol almıştır.

    ekim devrimi öncesinde tutuklandığında kefaletini ödeyen maksim gorki'dir.

    güzel zamanlarda yaşamış demek yanlış olur, yaşadığı zamanı güzelleştiren insanlar için. kollontay da öyle.

    (bkz: birçok hayat yaşadım)
  • ideolojik çalışmalarına diyecek lafım kesinlikle yok ancak edebi yazılarının büyük kısmı propagandadan başka birşey değildir ve fakat bu onu asla yeteneksiz bir yazar yapmıyor. tek yanlışı herşeyi birarada yapma gayreti. o kadar çok şey yapmış ki insanın yazarlığına büyük bir eleştiri getiresi gelmiyor. otobiyografisini okuyunca bu fikrim daha da perçinlendi ve bir kez daha anladım ki bazı insanların yazdıkları değil yaşamları başlı başına etkileyici bir kitaptır.
hesabın var mı? giriş yap