anıştırmak
-
(bkz: ima etmek).
-
(bkz: telmih)
-
bir şeyi açıkça söylemeyip üstü kapalı anlatmak, dolaylı anlatmak, ima etmek, ihsas etmek.
-
bir metinde karşıma ilk çıktığında metni yazanın yanlışlık yaptığını düşünmeme vesile olan ve hatta bana "anırmak" kelimesini çağrıştıran ama araştırınca ve üstüne düşününce müthiş bir anlamı olan kelime. bir şeyi üst kapalı yolla ima etmeye çalışmak, anlatmaya çalışmak
-
[dasvant'ın resmi uçurumun derinliklerine bakıyor ve hükümdar'ı karşılamak için bekleyen iblisleri gösteriyordu. nakkaş bu tasvir aracılığıyla açıkça lese majeste* suçunu işlemişti: ekber şah'ın atasının cehenneme gittiğini anıştırmak bile ölüm cezasını hak eden bir suç sayılıyordu, çünkü bu durumda hükümdar'ın da aynı yolun yolcusu olduğu ima edilmiş oluyordu, fakat resmi gören ekber gülerek şöyle dedi: "allah'ın yanına dizilmiş bekleyen meleklere dair o bıkkınlık verici tahayyül yanında cehennem bana çok daha keyifli bir yer gibi geliyor."] salman rushdie - the enchantress of florence
(bkz: ima), kigo
(bkz: ansımak), ansıtmak, andırmak, anıştırma, anşırtmak -
tanım: üstü kapalı anlatmak, sezdirmek, ihsas etmek. gibi anlamlara gelir.
-
üstü kapalı olarak asıl anlatmak istediğimizi açık şekilde anlatmadan onu anımsatacak şekilde anlatmak demektir.
-
toplantının ertesi günü ateş biraz daha yayıldı. gazetelere bile geçti, ancak zararsız bir biçimdeydi; çünkü gazeteler birkaç anıştırmadan ileri gitmiyordu.
albert camus veba
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap