8 entry daha
  • "arnavutlar müslümanlaşınca, rumlar, gürcüler, çerkezler, lazlar vb gibi türkleşmeyip, arnavut kültürünü ve soylarını inatla korudular ve istanbul saray yönetiminde sadrazamlık, paşalık, valide sultanlık gibi pek çok mevkiyi 17. yy'dan sonra diğer sayısız etnik gruba rağmen ellerine geçirdiler. bu sayede hem pozisyonlarını güçlendirdiler, hem de kendileri için asimilasyonu büyük beceri ile en alt düzeyde tuttular." (vikipedi'den)

    anılanların hepsi orada, yanıbaşında olduğu halde arnavutlarda hal hatır sorulan** kişiye ailenin öteki bireylerinin nasıllığı da ayrı ayrı soruluyor. sanki karşılaştırmalı bakılacak, ayıklanacak. buna tabii genel olarak "saygı yapmak" deniyor. saygı yapmanın birim/elementer hali.

    tanıştığım çağdaş kosova arnavutlarından en sakin yapılı olanı ve en delifişeklerini baya baya sevdim, ilgilendim. sakin olanın torunuyla iletişimi... atak olanın dumanlı gözleri, her an uyanık ve sızım sızım acılı hissettirişi... içedönük delifişeğin küçük oğlunun geleceği biraz ortada bıçak sırtında. sıkı biri de olabilir kopuk da büyüyebilir. onlarda babanın asıl ruhsal temsilcisi daha küçük olan kızı gibi. çok akıllı ve hareketli, sporcu, dansçı. delioğlan askerlik, savaş kısmet olmasaydı köylüyüm, olasılıkla gene okumaz köylü olurdum diyor. şimdi de güvenlik işi filan ilgisini çekmiyor; ormanı, toprağıyla ilgilenecek, inek yetiştirecek. sakin bay tüm sülalenin ofis boyu gibi. makina mühendisi ve artık yaşlanıyor, buna karşın her eksiğe o koşuyor ve herkes ondan istiyor, ona emir veriyor.

    kosova'da kızlar, hatta erkekler son çözümlemede ana kuzusu. kolay kolay başka halktan kimseyle evlenmiyorlar, evlenenler belki alttan alta torpilleniyor. yurtdışında da yaşasalar ailenin/ananın bulduğu bir arnavut kızla başgöz ediliyorlar*. arnavut kızları genelde vefalı, cefakar; icabında aldatılmaları, hayat çilelerinin fazlalığı karşısında bile aileyi, mayayı, düzeni birarada tutuyorlar. bunlardan bir kadın kocası 25 yıl ortada görünmemek üzere avrupaya işe gittiği halde kayınlarıyla birlik olmuş, yaşayıp gitmiş. adam kanser olup kucağına bakıma halde geldiğinde fıştıklayan, bakma diyen kimseye kulak asmamış, kocamdır* bakarım demiş. adama 6 ay bakmış, öldüğünde ondan koca maaşı bağlanmış. kayınları bir ev katını ona vermişler. kızı da gebeyken kocasını sırplara kurban vermiş. o da ayni kaderle anası gibi kayınlarının yanı yakınında. çocuğunu büyütüyor. evlenilecek kız için kosova toprakları geçerli, büyük arnavutluk bölgesi geçerli, türkiye arnavutları da geçerli. isterlerse birbirinin dilini anlamasın. nasılsa bir anlaşma dili geliştirirler. ingilterdeki bir pilot türkiye'den bir kızla everiliyor. kız arnavutça biliyor ama aralarındaki anlaşma dili halen ingilizce. biri hem arnavutça hem türkçe fakiri.

    kaynanam yarı arnavut, yarı kosova abzahı. sakarya'da doğmuş. kosova'ya geldiğinde kendini eski sakarya'da gibi hissediyor. şimdilerde çerkezceden daha akıcı arnavutça konuşuyor. bu arnavutçayı evlendikten sonra kaynana kaynata yanında öğreniyor, dil becerisi kocasını geçiyor. o da dile yatkın olan oğlundan sonra, bazen ondan da çok çevirmen gibi danışılan kişi. bu gezide, düğün dernekte onların ailede çok ender bir istisna olduğumu anlıyorum. düğüne ailenin başka hiçbir damadı çağrılmamış. onlar bir şekilde beni kabullenmişler, seviyorlar. baştaki, onların kimseye/sülaleye danışmayıp, herkesi karşılarına alma cesareti, sahiplenmesi konuyu buraya getirebildi. gösterdikleri saygı model alınmış durumda. beni daha görmeden amca oğullarından, selimilerin köyü kuçiça vadisinin doğal savaşçısı sahiplenmiş durumda. şakayla, çok önceleri 'bu damat benim, onu bana bırakın,' demiş. bu hem kıvanç hem ağırlık ve sorumluluk tabii.

    evlenmelerde eskiden büyükler mutlak şekilde başgöz ediciymiş; şimdi kızlar/oğlanlar gene gösterilen/onaylanan ana kümeden isteyip beğendiğiyle evleniyorlar. toplum desteğiyle baskısı at başı gidiyor. bunun birim gösteri alanı selamlaşma ve hatır sormalar. hani insanın yanındaki eşi çocuğunun hatırını da çapraz olarak yanında sormaları. her şey yolunda mı, hayır. ama işler halen öyle yürüyor ve bireyleşenler bunu tüm baskı ve sevgilerin karşısında da sürdürmek, soft aforozu göze almak zorunda. düğünleri gibi sosyal düzen kuralları da şaşaalı. hafif tertip bir milliyetçi/savaşçılar ve corleone ailesi karşısındayız. belki tüm kosova böyle değil; kuçiça bölgesi, dreniça böyle. her kafadan bir ses çıkıyor, aynı anda ve bağırtılı konuşuyorlar, bilmeyen kıyamet kopmak üzere sanır. uzağa gidenlerin de göbek bağları kopmuyor hep bir takım ipliklerle devredeler.

    (bkz: arnavut/@ibisile)
    (bkz: arnavutça/@ibisile)
    (bkz: arnavut düğünü)
    (bkz: zoti/@ibisile)
    (bkz: kosova/@ibisile)
    (bkz: uçk/@ibisile)
    (bkz: saygı saymak)
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap