• yalan yanlış bilgileri ulu orta söyleyenlere denir. cahillerin ve maksatlı kişilerin çokça yaptığıdır.
  • şimdi benim bu konuda söylemek isteyeceğim birkaç şey olacak tabii. birincisi, şimdiye kadar bu yakışıklı sözcük çifti hakkında neden yalnızca bir entry verilmiş? defaatle kullanılmadığı için bunun varlığından herkes habersiz miymiş? yoksa herkesin haberi vardı da bir benim ilgimi mi bu kadar çok çekti? bence çok şık. yani hem taşıdığı anlam, hem fonetik, hem de görünüm, hem de başka birtakım şeyler itibariyle ziyadesiyle albenili bir söz öbeği olduğu kanaatindeyim. fakat birleşik yazılması bence çok daha münasip olabilirdi.

    ikincisi, ki en mühimi, bilir bilmez, "yalan yanlış bilgileri ulu orta söyleyenlere" denmez; onlara cahil, kara cahil, püsküllü cahil, katmerli cahil, hayvan, vay hayvan vay denilebilir ya da hiçbir şey denmez, ama kesinlikle bilir bilmez denmez. "bilir bilmez" bir sıfat değildir, yalan yanlış bilgiyle değil, yarım yamalak bilgiyle, söz edilecek konu hakkında etraflıca bilgi sahibi olmadan konuşmak, bilip bilmeden laf etmek gibi bir anlama gelen söz öbeğidir. sahi, siz bunu flaubert'in bouvard et pecuchet adlı romanını bilirbilmezler olarak türkçeleştiren tahsin yücel'den öğrendiyseniz, ona da diyecek bir şeyim yok. 1990'da yazdığı kara kitap eleştirisini okuduktan sonra tahsin yücel'in adını ağzıma almaya korkar oldum. yattığı yerden* şu yazdıklarım hakkında benim için de yirmi paragraf eleştiri döşeyecek değil de, insan çekinmeden edemiyor. şaka bir yana, pek güzel bir eleştiriydi o. okunması gerekir diye düşünüyorum, işte.

    ne diyordum, mesela şimdi bunu cümle içinde kullanarak öğrendiklerimizi pekiştirebiliriz. örnek: "merhaba bay frederickson, benim adım russel, july14'un 19 ekim 2011'de öğleden sonra ikindi vakti saat 16:09'da bilir bilmez başlığı altına yazdığı şu entryde bahsettiği konu hakkında bilir bilmez söz etmiş olması ne kadar da manidar değil mi? peki ya siz christopher robin, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?" lütfen.
hesabın var mı? giriş yap