• iki kaşık kahve, birer fincan için, bir kaşık da benden, o da cabası.
  • caba (noktasiz) , italyanca "giabba" kelimesinden koken alarak dilimize gecmistir. "bedavaten , beles , ikram niyetine" demektir.
    x'i verdi , y' de cabasi turundeki aciklamalarda kullanilan caba bu cabadir
  • çanakkaledeki düğünlerde şopar darbukacıya 3 - 5 sipali attığınızda sizin adınıza bağıracağı şey... "cabaaaaa, michael jackson ' dan cabaaaaaa". hatta bazısı cabo der. aynı şey.
  • ..lanılmaz, ... verilir. ve hatta gösterilir:
    (bkz: #11056601)
    (x'e 5 vermek de cabası)
  • bedava, karsiliksiz anlamina gelir.
  • düğünlerde, davulcuya, zurnacıya, gırnatıcıya verilen bahşişten biraz farklıdır. gırnatacı çiftetelli oynayan ağır abilerin kulağına, kulağına çalarak zorla para alırsa bu bahşiştir. caba ise oynamayan, kenarda oynayanları izleyen davetlinin ayağa kalkarak gelinin veya damadın başının üzerinden para çevirerek gırnatacıya vermesidir. nadiren de olsa kendi kızı veya oğlunun başından para çevirerek caba atan davetlilerde vardır.

    ayrıca bir düğünün zenginliğinin de göstergesidir. şöyle ki;
    "oho hoo, görsen cabalar havada uçuştu"
  • kastamonu dilinde topraktan yapılan tombul tencere. dolayısıyla caba, kadınların götüne, şişman erkeklere verilen bir sıfat olarak da kullanılır.

    (bkz: caba kadir)
  • (bkz: yolluk)
  • meyhanede verilen son bardak rakı.
  • osmanlı'da kahvehanede oturan bir adam samimi tanıdıklarının da kahveye girdiğini gördüğünde kahveciye onlardan para almamasını söylerdi. o zaman kahveci, kahveleri masaya koyarken ‘cabaaaa!’ diye bağırırdı.
hesabın var mı? giriş yap