• yıllardır görmediğim bir sevimlidir kendisi.
    (bkz: vertigo)
  • ingiliz dili ve edebiyatı mezunu yazar ve çevirmen. sinema yazılarının yanı sıra leziz şiirleri de mevcuttur. nam-ı diğer vertigo

    http://www.candanselman.com/
  • çok yönlü bir ablamız olup, her şeye karşın adlı güzel bir derginin de editörlüğünü yapmaktadır.
  • duran ufo ve goglis ne demek öykü kitaplarının yazarı, karaktersiz adında absürd bir romanı da mevcut.
    şöyle de bir tanıtım filmi var
  • kronos mini gerilim dizisinin kafası güzel yazarı.
    şuradan izlenebiliyor
  • sen sarıldın kış bitti isimli bir şiir kitabı da var.

    martılara bulut atıyordum
    dalgalara ekmek
    en çok burnum üşüyordu
    hani şu yağmurlarda laz olan
    asma yaprakları örtmüyordu
    göğüslerimi
    sen sarıldın
    kış bitti!..
  • tv 8'de, sunuculuğunu yavuz iğret'in yaptığı bilginiz olsun programının metin yazarlığını da yapmaktadır aynı zamanda candan ablamız.

    iyi şairdir. iyi çevirmendir bir de.
    sen sarıldın kış bitti diyeyim mi? dedim bile.
  • 2000 lerden bu yana yazıp ettiklerini şehrin sakini adlı kitabında toplamış ve kafekültür yayıncılık'tan aramıza salıvermiş candan abla.
    okuru bol olsun.
  • ejder meyvesi kadar pembe adında yeni bir öykü kitabı çıkarmış. arka kapak yazısı şöyle :

    candan selman dördüncü öykü kitabı ejder meyvesi kadar pembe’de kuzguni bir dünyanın solgun renklerini dile getiriyor. ötekine karşı kör olanları, birbirine tıpatıp benzeyen, tükettikçe tükenenleri ve uyuyamayan bir gezegeni anlatıyor. her bir öykü ‘belki de yanlış olan anahtar değil, kapıdır’ diye sesleniyor.

    “artık varsa yoksa metin’di. benden üç yaş büyük ağabeyim. beşiktaşlı babam, abimle bana metin ve tekin adını takmış. bizi, tuttuğu takım kadar sevdi mi bilemiyorum. her zaman bir mesafe vardı aramızda. gidişinden sonra da aramızdaki mesafe fiziksel olarak da boy gösterdi. annem ise babama inat ağabeyime bağlandı. metin de bu teselliye sessizce boyun eğdi, annemin bir dediğini iki etmedi. görünmez gibiydim. ne annem, ne babam ve ne de ağabeyim vardı. bir gölge gibi evin içinde dolaşıyor ve kendimi kanatırcasına özgürlüğümün tadını çıkarıyordum. bir hafta sonu tam kapıdan çıkarken arkamdan bağırdı annem. ‘metin, geç kalma!’ üçlü kanepeye yayılmış mizah dergisi okuyan ağabeyimle göz göze geldik. bir şey söylemeden evden çıktım. artık bir adım bile yoktu. şunu anladım ki metin olmam gerekiyordu…
    yanlış oğula bağlanmıştı. tekin olmayan oydu, ben değildim. ama yine de metin olmak bana düşmüştü.”
hesabın var mı? giriş yap