dal
-
yolcu
beni yollar büyüttü, rüzgarlarında.
yandan geçen dallarda
geçişimi, en eskilerimi seyretmişim
ıssızlık çağırıyor kuytusuna,
alem damla olup çıktı.
patlayıştan bir yalnız çocuk ayrılacak
dal hem doğrudan hem mecazen bazen penis/yarak/sik* anlamında kullanılır. bu dolayım halinde döl almak biçiminde eski türk adetlerinde, günümüz türkçesinde eğdim dalını aldım gülünü deyişinde kendini gösteriyor.
andrey viktoroviç anohin'e göre altay şamanları, ay ve güneşin üzerinde yaşayan baş tanrı'nın yanına ulaşabilmek için göğün katlarını ifade eden yedi ya da dokuz engeli aşmak zorundaydı. engele pudak diyorlar ve şamanlar sembolik olarak ağacın dallarına çıkıyor ya da ağaca çentik atıp tırmanıyor. türkmen sözlüğünde pudak dal (budak) anlamındaymış.
"içinde sıkıntı görünce onun çaresine bak; çünkü dalların hepsi kökten biter.
içinde genişlik, ferahlık görünce ona su ver. kalb ferahlığının verdiği meyvayı da dostlara ve ahbaplara sun." mevlana
(bkz: fışkın), filiz, fiskil, çırpı
(bkz: sürgün), siyek, çıtılkı
(bkz: dalcık), yaprak/@ibisile
(bkz: dallı budaklı), dal budak salmak
(bkz: dalları bastı kiraz)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap