dam
-
aşa* aş bişiri*
damdan daş düşürü
aşı bişirmeden taşırı
aşa'nın bişirdiği yemekler karın şişiri
bedavra, bedevre veya bedavra tahtası çatı yani damda üzerine kiremit döşenen veya kiremit yerine örtülen ince tahta oluyor. kiremit çağından önce çatılar japon tapınaklarındaki gibi tahtayla kaplanırdı.
dam ile dom* sadece batı dillerine ait değil, türkçe'deki varlıkları da çok eskiye dayanıyor.
toprak damla ilgili olarak (bkz: geren), yungu, lapbak.
dam türkçe'de hem domestik olarak eve, hem vahşi olarak cezaevine deniyor, not edeyim.
köy evlerinin kenarına yapılan derme çatma, müştemilatın müştemilatı alacık gibi olan barakaya "yer damı" diyorlar. zira o evcik yerden bitme; tipik köy evi ise alt katı ahır/samanlık olmak üzere iki katlı. istanbul'da, küçük metrekareli iki katlı mini villalara "yer evi" diyorlar.
"sende olan bende yok mu! sende olan bende yok mu!
çocuk desen dam dolusu, am desen don dolusu!"
o anlarda zarife'nin 6 çocuğu var, akça pakça, yarım dünya kadar şişman. ileride 7. çocuğunu büyük kızıyla aynı sıralarda doğuracak. (bkz: kıskanç kadın/@ibisile)
"yağ yere damıncaya kadar." fethiye'den bir deyiş. anlamı, yağ yere damlayıncaya kadar; yani hiç boş durmuyorum, aralıksız koşuşturuyorum veya çalışıyorum.
(ilk giri tarihi: 31.1.2016)
(bkz: domuz damı), domuzdamı
(bkz: mahpus/@ibisile), hapishane/@ibisile
(bkz: çakır hasan)
(bkz: koğuş ağası)
(bkz: şu köyceğiz yolları/@ibisile)
(bkz: karaova düğünü/@ibisile)
(bkz: damardını doleştim/@ibisile)
(bkz: yatacak yeri olmamak/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap