• ecclesiastes kral suleyman'in yazdigina inanilan eski ahit kitabidir. kisa ve surukleyici bir kitaptir, yazari besbelli kral bir insandir. ozetle anafikiri sudur, ye, ic gul eglen, bu dunya kimseye kalmaz. "olumden sonraki hayat" konusunda herhangi bir cennet-cehennem yumurtlamamis museviligin urettigi guzel bir eserdir.
  • vanity of vanities , all is vanity ifadesiyle başlayan kitap , hayatın bir düzeni yada anlamı olmadığından , mutlak bir montonluktan bahseder. kimi noktalarda alaycı bir üslup kullanılmıştır.ne yaparsan yap ölüm gelip hepsinin üstünü örtücek gibi karamsar ve bir o kadarda mutlak bir noktaya ilgi çeker.
  • eski ahit’in bir kitabı. hebrew dilinde qohelet. hz. süleyman tarafından yazıldığı söylenir. türkçe çevilerde vaiz diye geçer. yeni kimi çevirilerde derlemeci olarak adlandırılyor.
  • aynı zamanda güzide topluluk the byrds içinden bazı parçaları alıp şarkı yapmıştır onun için (bkz: turn turn turn)
  • therapy?'nin son albümü a brief crack of light'ın kapanış şarkısı. düşük temposu ve "everything under the sun is absurd" cümlesi ile ilgi çekmektedir.
  • modern türkçe incillerde derlemeci olarak çevrilen eski ahit kitabı.

    ibranice's koheleth (ya da qoheleth) olan ecclesiastes kelimesi toplayan (ama kalabılıkları toplayan, konuşmacı), vaiz..vb gibi anlamlara geldiği düşünülen bir kelime. bu kitabın adını (google a göre) bazı türkçe incillerde derlemeci olarak görüyoruz. kelime olarak derlemeci olsa da anlamı öğretmen ya da vaiz olmalı imiş. (wiki'ye göre).

    incildeki 4 şairane kitaptan biridir. oldukça bilge, bayağı zen, varoluşçuluk ve nihilizm arası gidip gelen insanın okudukça okuyası gelen bir kitaptır (naçizane görüşüm, tartışılabilr). sufizm ve budizmdeki "nefes" anlamında, her şeyin bir dem olması, gelip geçiciliği ve önemsizliği üzerine yazılmış önemli bir eserdir. bu yer yer "kabulleniş" yer yer "gözlem" olarak yorumlayabileceğimiz her şeyin boş olduğu gerçeği allah'a duyulan bir inançla birlikte verilmektedir. yalnız bazı incil araştırmalarna göre de allah'la ilgili kısımlar sonradan eklenmiştir. yazarın bu konuda gerçekten vurgu yapmadığı düşünülmektedir. bu tür bir okuma oldukça da ateist bir metin çıkarabilir.

    insan doğası, insanların kötücüllüğü, yaşamlarımızda olup bitenler bir nevi tavsiye/öğreti niteliğinde tartışılmıştır. yazarı konusundaki tartışmalar benim kendi açımdan ne tarihi ne dini olarak önemli, bu yüzden çok iyi bilemiyorum bu tartışmamları. ancak kim tarafından yazılmışsa yazılmış olsun, her dinden insanın ve her dinsizin okuyup rahatlıkla takdir edebileceği güzellikte ve bilgelikte bir eserdir.

    çoğu kişinin bildiği en ünlü pasajı türkçe'ye (modern incillerde) şöyle çevrilmiş (googledan bulunan bir incil):

    ecclesiastes bölüm 3
    "her şeyin zamanı var

    1 her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

    2 doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.

    dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.

    3 öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.

    yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

    4 ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.

    yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.

    5 taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.

    kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.*

    6 aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.

    saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.

    7 yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.

    susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

    8 sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.

    savaşın zamanı var, barışın zamanı var."

    * ecclesiastes 3:5 kanımca bu çeviri gerçekten hatalı. bir çok modern ingilzice "meal" e göre bu dize şu analma gelior "kucaklamanın zamanı var, sırtını dönmenin zamanı var." benim anladığım da böyledir, fakat tabii belki de gerçekten başka bir insanla sarılıp sarılmamak (iyi geçinme, küslük zamanalrı) manasını taşımaktadır. ama ben öyle bakmıyorum. bir meseleyi/durumu/duyguyu kucaklamak vs. biraz rahatlamak, peşini bırakmak, sırtını dönmek vb olarak görüyorum. çok büyük edebi eleştirmenim ya.
  • malum pasajın latince versiyonu (omnia tempus habent, diye başlar) tarih boyunca çeşitli bestecilerce müzikleştirilmiştir.

    lassus'un* motetiyle zimmermann'ın* kantatını, aralarında kalan dört yüz kadar yıl için ilginç bir çerçeve kabul edebilir miyiz?

    orff*, metni iki kez ele almış; birinde almanca çevirisiyle iç içe geçirerek kullanmış üstelik. sunt lacrimae rerum'un ikinci bölümü olarak tayin ettiği çalışma, word painting'teki başarısıyla öne çıkıyor.

    müzik gibi, zaman üzerine epey (ve nitelikli) düşündürücü etkisi olan bir olgunun zamanla ilgili bir metinle buluşması güzel. üstelik metindeki bilgeliğin farklı estetik anlayışlarında bulduğu karşılıklar metni de zenginleştiriyor.
  • henuz kutsal metinlerin tumunu okumasam da, su ana kadar okuduklarim arasinda en begendigim bolum ecclesiastes. aslinda asirlardir insanin ayni varolussal sikintiarla bogustugunu, varolusculugun iddia edildigi gibi wwii sonrasi bir depresyon edebiyati olmadiginin da kaniti. o kadar ki sonunu tanriya baglamasa schopenhauer yazmis diyecegim. zaten puan kirdigim tek yeri tanriya baglamasi, kutsal metin olmasi benim icin farketmiyor, kullanmayacaksin o jokeri. *
  • (bkz: vaiz)
hesabın var mı? giriş yap