edip harabi
-
saraba duydugum askin tercumani olan dizelerin sahibi bektasi baba.
-
asıl adı ahmed edip olan bir ozandır harabi bey.. harabi şiirlerinde kullandığı mahlası olup, kimileyin de edip'i kullanmış, karar verememiştir yine kimileyin.. bahriye birlik ve beraberlik kolu göreviyle istanbul'un dört bir yanında gezinen edip bey, henüz 17'sinde bektaşîliğe girmiş ve bir daha da çıkamamıştır.. tasavvuf'a hayli meraklı olan bu harap ozan beyin, gerek hece gerek aruz dolu bir divanı mevcuttur ki, ayva tatlısı üzerindeki kaymak gibidir, ya da ekmek kadayifî üzerindeki, belki de hanımgöbeği, neyse..
nesimi ve kaygusuz'dan etkilenen edip oğlan, hicivle yoğrulmuş, dünyayla yorulmuştur keza.. divanı, tastamam 570 sahifedir; ve süleymaniye kütüphanesi'nde, ihsan mahfi kitapları arasında 98 nömrede kayıtlı bir eserdir, gidin bakın efendim.. hatta ilk otuz sayfası hayın fareler tarafından kemirilmiştir ya, benim de sol elimin ayasını yediydi bu farelerden biri, zira kitabın arasında unutmuşum elimi üstünüze afiyet.. -
onyedisinde, merdiven köyü tekkesinde hilmi dede baba'dan yeniden doğmuş, otobiyografik divançesinde de söylediği gibi kitap gibi bir adam olmuştur kendisi:
peder ve valdem oldu bahane
merecel bahriyani yeltekiyane
bin ikiyüz altmış dokuzda kane
eriştim zahiren geldim cihane
berzahtan kurtuldum çıktım aradan
onyedi yaşında doğdum anadan
muhammed ali hilmi dede babadan
çok şükür hamdolsun geldim imkane
namım edip idi harabi oldum
erenlerin ayak turabi oldum
hakk'ın bir mukaddes kitabı oldum
aşkolsun okuyan ehli irfane -
birçogumuz harabi yi erkan ogur un gulun kokusu vardı albumundaki ey zahit saraba eyle ihtiram baslıklı metaforik mısraların soz yazarı olarak tanımışızdır..asıl adı mehmet edip olmakla beraber bektaşi geleneginin onemli temsilcilerinden oldugu soylenebilir.. 1853 ve 1917 yılları arasında yasamıstır.. her bektasinin inandıgı uzre yendien dogusu ozumsemiş ve bu husuta bir şiir bile yazmıstır..
berzahtan kurtuldum çıktım anadan
onyedi yaşında dogdum anadan
muhammed hilmi dede babadan
çok şükür hamdolsun geldim imkane
---
allah idi muradım
gece gunduz onu aradım
derlerdi hic bulunmaz
cunku o lamekandır
miraca nail oldum
bir haylice zamandır
haric degildir allah
me'vasıdır o dergah -
(bkz: bipeder derler mesihe)
-
ey vaiz sen bize vaaz edemezsin
çünkü her bir ilmin deryasiyiz biz
bizim yurdumuza hiç gidemezsin
hakikat kaf'inin anka'siyiz biz
haberdar olaydin sirri suphandan
feragat ederdin küfr-ü imandan
birsey anlamadin sen magzi kuran'dan
kuran'in esrar-ü manasiyiz biz
biz tertip eyledik kabe-kavseyn'i
kurbu ev ednada kurduk ayini
fehm eyleyemezsin sen o mabeyni
mirac'in leyletel esrariyiz biz
tur'da biz musa'yi irsad eyledik
isa'yi çarmihtan azad eyledik
çikardik göklere imdat eyledik
bunlarin sebebi ihyasiyiz biz
kafü-nun dan daha nisan yok iken
bu görüp bildigin cihan yok iken
hakka siginacak mekan yok iken
bizde gizlenmisti amasiyiz biz
ibrahim'e nari gülzar eyledik
"tecri mintahtihel'enhar" eyledik
yok iken harabi biz var eyledik
bu kevn ü mekanin hudasiyiz biz -
kızılbaş aleviliği ve bektaşiliği birbirinden ayıran zevat için mutlak okunması gereken zat-ı şahanedir.aleviliği kendi dinamikleri ile içeriden anlamak mı? yoksa kendi sunni sorularını sormak mı? elbette niyet anlamak ise anlaşılır. ancak maksat çürütmeye kalkmak ise, bu amaçla istediğiniz argümanları sunacak yazarları okumak seçili bir tercihtir. ahmet yaşar ocak tan bulabilirsiniz. mümkündür. bu türden başka kaynakları da ayrıca tavsiye ederim. ama onlarla anlamazsın be güzel kardeşim, bak hala kardeşim diyorum.reha çamuroğlu bile daha faydalı olur ama ahmet yaşar ocak a nazaran.
bakın şehirde yaşayan, osmanlı da epeyce görev almış, bu bektaşi babası( bektaşi tekkesindendir) kızılbaşlığı nasıl işlemiş şiirlerinde;
bipeder derler mesihe
belki ruhullah imiş
kimseler bilmez o sırrı
müphemi bir meryem bilir
biz ne buğdayı ekle deriz
ne de huri gılman isteriz
cennetin derdi belasın
hazreti adem bilir
sofuyu ahmak ne bilsin
künhümüz esrarımız
kendi aklın kıyas eder
bizi de sersem bilir
babo haydardan diğer baba
ben de etmem iltica
can harabi sen kızılbaş
olduğun adem bilir -
ey bâd-ı seher ol gül-ü rânâ* nerelerde
çıkmaz sesi hiç bülbül-ü şeydâ* nerelerde
bir hayli zamandır bizi terk eyledi gitti
ol yâr-ı vefâ’darımız eyâ nerelerde
pervâne gibi cismimi suzâne giderdim
bilseydim eğer şem-i şebârâ* nerelerde
cû’lar* gibi yüz sürmeye eşkim ki revâ’dır*
elbet bulur ol kâmet-i zibâ* nerelerde
lûtf’eyle harabî’ye gel ey bâd-ı seherhiz
bir bûy* getir ol zülf-i semensâ* nerelerde
(bkz: ahmed edib harabî) -
topal tevfik isimli bir kişi "ittihatçı" diye jurnal etmiş harabi'yi. sinirlenmiş.
şu şiiri yazmış :
"ben ehl-i tarikim diye davalar edersin
bir hırka giyip heyet-i dervişle gezersin
lakin biliriz biz seni her boku yersin
noksan seni halk etti hüda çünkü bodursun
lanet sana mecra-yı fesad fitne fücursun..." -
"
kimsenin hatasın göremez idin
kendi noksanını bilmiş olaydın
her bir söze cevap veremez idin
benlik davasından geçmiş olaydın
(bkz: edib harabî)
"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap