• burnu havada dolaşan bir it tipi.
    ekin bitinden farklıdır kapsamı, içsemi...
    efenim ekin ekilen, kekül dökülen (sapı dökülen de diyorlardı bu türküde, ne ayıp ne ayıp) yerde dolaşan itlerin burnuna tahıl tozları kaçarmış. e kaçmasın diye hayvancayiz normal olarak kafasını kaldırma tertibatı keşfetmiş.
  • yanılmıyorsam adana civarlarında çokça kullanılan bir söz.
  • adanalı mustafa inan da burnu havada kişiler için kullanırmış bu ifadeyi.

    köylünün pratikten dile kazandırdığı bir veciz.
  • oğuz atay'ın, hocası mustafa inan'ın hayatını anlattığı bir bilim adamının romanı adlı biyografik eserinde bahsi geçen, "burnu havada gezen" anlamına gelen adana yöresine ait bir söz.
  • orhan barlas'ın "nasıl önder olunur?" başlıklı yazısından kısa bir alıntı (adam sanat, sayı : 108, kasım 1994; s. 33) :

    //[nurullah] ataç, çok içerlediği bir bakana bir gün "ekin iti" dedi, anlamını sormamı bekledi. sordum. anadolu'da bir yerde kendini çok beğenmiş, başını arkaya atarak yürüyenlere böyle derlermiş. çünkü itler yeni boy atan ekine girince boyunlarının altından tırmalayan başaklardan tedirgin olur başlarını yukarıya, arkaya atarlarmış.//
  • böyle güzel anlatım olamaz. etrafımızda yüzlerce var bunlardan:
    "anadolu'da kimi köpekler, ekili tarlalar içinde gezip oynaşmayı çok severler. ama başakların kılçıkları boyunlarına, yüzlerine, gözlerine batmasın diye, tarlanın içindeyken, kafalarını yukarı kaldırıp öyle giderler... boyunları buna alıştığından mi, yoksa bu vaziyet hoşlarına gittiğinden mi nedir, tarla bittikten ve düzlüğe çıktıktan sonra dahi, bazen saatlerce, bazen de günlerce, öyle, kafaları yukarıda yürürler. köylü bu boynu tutuk köpekleri hemen tanır: ekin iti. ama ekin itlerinin toz edilmesi de yetmez. bir de kendi resimlerini, çalıştıkları odada, tam karşılarına asan genel müdürler, genel yazmanlar da alandışı bırakılmalıdır."

    bu sözleri yazan eski bir savcı ve yargıç imiş üstelik. ilhan tarus. ne savcılar var be...
hesabın var mı? giriş yap