• (bkz: florin)
  • osmanli zamanindaki adi cuma olup, necati cumali'nin soyadi da oradan gelmektedir. yunanistan, arnavutluk ve makedonya sinirlarinin kesisim noktasinin, yunanistan tarafinda kalir. dedem ve babaannemin dogup, buyuyup, evlendigi ve mubadeleye kadar yasadigi kasabadir. cok guzel bir yer oldugunu anlatirdi rahmetli babaannem.

    http://encarta.msn.com/…dex=0&searchtextmap=florina

    uyari: dikakana bey uyardi. florina, cuma degilmis. necati cumali'nin florina dogumlu oldugu yazdigi icin ansiklopedilerde, yanilmisim. cuma, florina'ya bagli dzuma adli bir yerlesim yeriymis meger. kendisine tesekkurler...
  • siz ne kadar neredeyse tüm balkan turunu öncelikle florina'yı görmek için planlamış olsanız bile, öyle kolay kolay varamazsınız florina'ya. edessa girmiştir bir kere araya, demiştir, 'beni görmeden nereye?'. edessa yüzünden, planladığınızdan bir kaç saat sonra varırsınız florina'ya. sağınızda bir tren yolu yol gösterir size. bilirsiniz o tren yolunun florina'ya vardığını. necati abi anlatmıştır çünkü kaç kez, o trenin düdüğünü öttüre öttüre florina'ya gelişini, oradan manastır'a doğru uzayıp gidişini.
    necati abi dediğim, necati cumalı. cumalı demişler kendilerine, ataları yunanistan'ın cuma (dzuma) tarfından diye, ama necati abi, doğma göçme florina'lıdır. doğduktan sadece bir kaç yıl sonra ayrılmak zorunda kalmıştır ailesi o vatan bildikleri topraklardan. necati cumalı hatırlamaz o çocukluk günlerini. ama florina öyle bir iz bırakmıştır cumalı ailesinde, öyle bir yaşamıştır ki içlerinde, necati cumalı, izmir'in urla'sında, ama aslında florina'da büyümüştür. florina da necati cumalı'nın içinde büyümüştür. o kadar büyümüştür ki necati cumalı bir gün oturmuş yazmıştır ailesinin anlattıklarını, izmir'in urla'sında büyüdüğü florina'yı. makedonya 1900'ü yazmıştır. sonra da viran dağları... makedon dağlarını, makedonya'nın dostluklarını, düşmanlıklarını, aşklarını kahpeliklerini yazmıştır. sonra dedesinin o topraklardan koparılmamak için nasıl direndiğini, nasıl istemeye istemeye o topraklardan göçtüklerini de yazmıştır.
    iki kitap da balkan türkü'nün en güzel edebi eserleri arasındadır. hatta bence en iyi ikisidir. necati cumalı, dünyanın altüst olduğu yıllardaki florina'yı, makedonya'yı yazmıştır. balkan'ın ne menem bişey olduğunu anlamak için en iyi kaynaktır kanımca.
    necati cumalı, florina'yı ve çevresini yazmakla kalmamış, bir kaç kez kalkıp gitmiş görmüştür oraları da.
    necati cumalı türkçe'yi en iyi kullanan yazarlardan biridir. o bişi anlatırsa, yaşar insan oraları. gitmeden gitmiş gibi olur.
    ama gitmeden de duramaz artık. oraları görmek lazımdır. bu kadar lafı dolaştırdıktan sonra, kendimizi dolaştıralım biraz da ve uzaktan baklım şöyle bir florina'ya.
    florina ilginç bir kasaba. kuzey yunanistan platosunun bittiği yerde kurulu. önü düz plato, arkası makedon dağları. zaten o dağların arkası da makedonya'dır. florina sınır kasabasıdır yunanistan'ın. güney makedonya (ki yunanistan'dadır) ile kuzey makedonya'yı (ki fyrom adı da verilen asıl makedonya'dır) işte bu dağların sınırı ayırır.
    uzaktan bakınca ilk görülen, florina'nın eteğine kurulduğu dağın tepesindeki haçtır.
    ovada yol aldıktan sonra, florina sonrası yeşil koyaklar, derin vadiler halinde ilerler. sağa sapınca makedonya'dır artık. florina'dan düz devam eder de bu vadiler boyunca ilerlerseniz, o yol da arnavutluk'a çıkar.
    ama biz bir süre florina'da kalacağız.
    2500 km balkan turu yolunun ana amacı bu değil mi zaten?
    ancak hemen söyleyelim, florina kalınacak bir durak değil balkan turunda, bir kaç saat dolaşılacak bir yer sadece.
    küçük bir kasaba zira florina.
    bugün kasaba merkezi diye gelişen yer, zaten modern binalarla çevrili, eskiden beri hıristiyanların yaşadığı mahalle. eski florina ise, derenin öte tarafında, yeni florina ile dağ arasznda, dere ile birlikte uzayan küçük vadide kurulu.
    eski florina, esiden türklerin yaşadığı mahalle. necati cumalı da işte burada doğmuş.
    hikayelerinde anlattıkları ise babasının çocukluk ve ilk gençlik anıları.
    florina'da yapılacak en güzel şey, yeni florina içinde küçük bir tur atmak, sonra da doğruca eski florina mahallesini dolaşmak.
    orada eskiden kalma evleri, necati cumalı'nın hikayelerinden bazı izleri bulmak, hikayelerini anımsamak mümkün.
    ancak florina'nın içine girmeden önce, yeşil ve derin vadilerin sizi kendine çekeceğinden emin olabilirsiniz. bir anafor gibi çeker hem de. bir süre bırakın kendinizi bu çekime. eskiden balkan eşkiyalarının, kanun kaçaklarının ya da aşıkların kaçtıkları, gizlendikleri dağlara doğru ilerleyin biraz. ama çok ilerlemeyin, sonra 'arnavutluk sınırında ne arıyorum ben' diye düşünürken bulabilirsiniz kendinizi.
    vadi boyunca ilerledik, hadi eski florina bölgesine dönelim tekrar.
    bugün, kasabanın içinden geçen dere ıslah edilmiş durumda.
    şimdiki çocuklar, necati cumalı'nın babası gibi dere kenarına inip oynayamıyor yani.
    derenin üzerindeki sayısız köprüden birinden geçtiğiniz anda florina içinde eki zamana doğru geçmiş oluyorsunuz.
    ama osmanlı dönemine ait çok da fazla ev bulmayı ummayın. yine de arada bazı yıkık dökük, bazı yenilenmiş cumbalı evler var.
    balkanların her yerinde olduğu gibi florina'da da az çok türkçe bilen insan var.
    birden otomobilinizin yanında bir araç bitebiliyor ve plakadan türk olduğunuzu anlayıp türkçe konuşmaya başlıyor. ve gayet de iyi niyetli bir şekilde size yardımcı olmak istiyor.
    bir de florina'da sofia var, anlatmadan geçmek olmaz.
    sofia hala, 60 yaşlarında.
    etrafta fotoğraf çekerken evinin verandasına çıkınca gördük biz ilk onu. o bizi görmüş, aramızda türkçe konuşmamızdan anlamış belli ki türk olduğumuzu, elinde iki çikolata ile çıkıverdi verandaya. seslendi türkçe, bize çikolataları ikram etti.
    sonra kırık dökük, yarı türkçe, yarı bizim 4 günde öğrendiğimiz kadar yunanca, sohbet başladı.
    özetlemek gerekirse sofia halanın dediklerini:
    'biz eskiden burada birlikte yaşardık türklerle, sonra birileri para kazansın diye silahlar çıktı ortaya. bi baktık gitmiş türkler. burada hepimiz iyiydik, karnımız doyardı. kim bilir nereye gitti o komşularımız, şimdi oralarda ne yaparlar acaba. inşallah ekmekleri vardır yemeye..."
    sofia teyzeyle çok sevdik biribirmizi. bi tek fotoğraf çektirirken kafamda şapkayla çıkıyom diye kızdı biraz bana, eliyle şapkayı çıkarmaya çalışırken verdi pozunu sağolsun. e insanın ninesi olsa yanında o da aynını yapardı elbet.
    dedik ya, florina günlerce kalacak bir yer değil. ama illa ki görülecek, necati cumalı'nın hikayelerini peşinde eski sokaklarında dolaşılacak ve biraz da yüksek sesle türkçe konuşulacak bir kasaba.
    niye yüksek sesle?
    çünkü yüksek sesle türkçe konuşursanız, sofia teyze illa ki bulur sizi, bir çikolata ikram etmeden, on dakka sohbet etmeden bırakmaz.
    florina'dan kalan en güzel şey de budur zaten.
    biz de sofia teyze'ye teşekkür edip, çikolatasına karşılık yanımızdaki antep fıstıklarını hediye edip eski florina'dan ayrıldık.
    ama florina'dan ayrılmak için erkendi henüz.
    zira aç karınla makedonya'ya geçmek olmazdı. biz de kasaba meydanındaki lokantada bir yemek yedik.
    yunanistan'ın taşrasında ingilizce bilen yetişkine rastlamak kolay değil, ama lokantanın sahibinin 12 yaşlarındaki kızı, yeni yeni öğrenmeye başladığı ingilizcesi ile bize yardımcı oldu baya.
    gözlerindeki, ilk kez birisiyle ingilizce konuşma heyecanı, çekingenliği ve mutluluğu kalmış aklımda...
    florina'dan sonra yolumuz artık makedonya.
    sınıra doğru ilerliyoruz.
    lacivert-gri tonlarıyla bizi bekliyor arada. koca makedonya.

    (bkz: balkan turu)
  • yunanistan'ın batı makedonya bölgesinde bulunan ve aynı adı taşıyan ilin merkezi olan küçük bir şehirdir. şehrin diğer bir adı lerin'dir. florina ve vodina (edessa) şehirleri için "makedonya'nın kalbi" tabiri kullanılır. aynı zamanda florina hoş bir kadın ismidir.

    [ florina, makedonya sınırına 13 km uzaklıktadır ve bugün bile nüfusunun % 90'ı makedonca konuşan etnik makedon halkından oluşmaktadır. bugün yunanistan sınırları içerisinde yer alan bölgenin çoğunluğunu 1924 lozan nüfus mübadelesine kadar müslüman ve ortadoks arnavutlar oluşturuyordu. ]

    [ kent, osmanlı döneminde "bile bitola" (manastır) sancağına bağlı 10.000 nüfuslu bir kaza merkeziydi. florina (lerin) halkı yunan işgalinden sonra büyük sıkıntılar yaşamıştır. ilk olarak bölgedeki müslüman halk lozan mübadelesi ile memleketlerinden sürülmüşlerdir. florina (lerin) lılar türkiye'de izmir, balıkesir, manisa, samsun ve adana gibi şehirlere yerleşmişlerdir. geriye kalan hıristiyan makedon halkı da yunan diktatörü metaksas* zamanında yoğun baskılara ve asimilasyona tabi tutulmuştur. yerleşim yerlerinin adları yunanlılarca değiştirilmiş, soyadların sonuna yunan takıları (-is, -os, -opulos) getirilmiştir. yaşadıkları baskı, zulüm ve sıkıntılar yüzünden halkın bir bölümü avustralya, kanada, amerika ve almanya gibi ülkelere göç etmiştir. ]

    (bkz: http://img88.imageshack.us/…mg88/5309/mapyy4as0.png)
    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=rjx-shn9fgo)

    florina'da bulunan prespa gölü ve ünlü kayak merkezi olan vigla dağı görülmeye değerdir.

    *

    kaynak: www.balkanskidom.com ve www.bosnaklar.net
  • babaannemin memleketi
  • bir anime karakterinin ismidir.

    uzun mor sacli, mavi kalkanli, beyaz kisa elbiseli, uzun mizrakli ve kanatli beyaz atlidir. mavi cizmeleri, mor pelerini ve kahve rengi kemeri vardir.

    kiz kardeslerinin adlari fiora ve farina'dir. en yakin arkadasinin adi lyndis'tir.

    http://www.animecharactersdatabase.com/…hp?id=26463

    character id
    26463

    romaji name
    florina

    japanese name
    ???—?

    role
    unsorted

    tagged
    pegasus knight, stockings, pet, dress

    cv

    type
    normal

    appears in
    fire emblem (series)

    appears in
    fire emblem: blazing sword

    http://www.ipicstorage.com/…tent/uploads/168213.jpg

    bu da minik florina:
    http://silver-falcon.deviantart.com/…riend-16191463

    fire emblem lyn and florina
  • florin: eski venedik parası, floransa altını. "bir yüzünde zambak resmi bulunduğu için florino yani çiçek denirdi*."

    (bkz: florinop), florida, florya
    (bkz: fleur-de-lys)
    (bkz: flora)
    (bkz: lerin)
  • baba tarafımın memleketi. makedonya sınırına yakın şirin bir belde.
  • ananemin ve dedemin memleketi
  • navigasyonun yaniltmasi sonucu kendimi makedonya sinirinda buldugum gun, sinirdan geri donerken, yanlislikla gectigim kucuk yunan kasabasi. eger ayni hataya duserseniz, burdan krystallopigi'ye dogru, 55 km boyunca, asiri virajli bir dag yolu sizi beklemektedir. tabi siz ayni hatayi yapmayin ve kozani'den hic sapmadan arnavutluk sinirina varin.
hesabın var mı? giriş yap