• (bkz: futbol)
    (bkz: hakem)
  • futbolun hatalar oyunu olduğu düşünülürse, var olması gerekli olan oyuncu.

    gelişen uydu teknolojisi ve benzeri teknolojik çözümler futbolu yavaşlatır, yavaşlatır ve en sonunda monoton ve birbirinin aynı onlarca maç olur stadlarda, ekranlarda.

    futbolu güzelleştiren unsurlardan biridir hakem. bunun en önemli yansımasını avantaj kuralının uygulanmasında görebiliriz. (bkz: kural 12)

    hakeme küfür etmekte ayrı bir gariplik tabii, bir insanın kişiliği hakkında en ufak fikir sahibi olmadan, bunu bırakın ismini bile bilmeden onun annesi, babası ve yakınlarının kişilik haklarına hakaretlerde bulunmak ancak psikolojik bir rahatsızlığın belirtisi ya da kültürel gelişmişlik seviyesinin göstergesi olarak değerlendirilir.
  • doktor, öğretmen veya asker gibi toplumda saygı gören kişilerin yaptığı bir meslek olmasına rağmen saha içinde aynı saygıyı görmüyorlar. görmemeleri de çok normal. turkcell süper lig'de haftada 9 maç oynanıyor ve bu 9 maçın yaklaşık 1-2 tanesi hakemlerin yanlış kararları ile neticeleniyor.
  • feci şekli olan şahsiyettir..

    geçen gün gözümün önünde milyon euro'luk adama * ''sigigit kovdum seni'' dedi. dünya üzerinde bu adama sigigit diyebilecek adam sayısı sınırlı iken sıradan bir hakemin bunu ''cart'' diye yapması çok hoşuma gidiyor evet.

    bole hiç düşünmeden.. cart.. kırmızı kart.. sigigit kovdum seni

    haha
  • nazim hikmet'in futbol hakkindaki "demokrasiyi gormek istiyorsaniz taksim stadina gidiniz" seklindeki düsüncesini evirip cevirip "faşizmi gormek istiyorsaniz futbol hakemlerine bakiniz" şeklinde soyleyebiliriz sanirim. mussoliniyi bile kiskandiracak bir rejim sürüyorlar hakemler kendilerine verilen 90 dakika icerisinde..

    bir kere verdikleri kararlar kesin. itiraz asla ama asla söz konusu degil. hatta mac bittikten sonra bile, mac esnasinda verilen hatali bir karari degistirmenin imkani yok. bir hop diyen, bir "bilader sultan süleymana kalmadi bu yeşil sahalar" diyen yok.. itiraz etsen kirmizi kart.. "o kirmizi kartlar ben de boy boy, siksin seni atli kovboy!" desen daha büyük ceza aliyorsun.. oturup demokratik bir karar verilmisligi yok.. adam tek basina penalti diyor, tek basina faul diyor, icabinda golu veriyor.. yahu bir sor "arkadaslar penalti diyorum ama uygun gorur musunuz? sonucta beni siz buraya koydunuz.." de.. ama yok. tüm yetki onda.. icabinda yan hakemin kararlarini bile piç edebiliyor.. kararini red ediyor yan hakemin, yan hakem de elinde salladigi bayrakla ne yapacagini bilemiyor..

    maç süresince bu dikta devam ederken, maçtan evvel ve sonra da hakem çoşabiliyor.. en son ömer çatkıç'i maç sonunda atti mesela. teknik direktorleri sahanin disina atmalar, yedek kulubesindekilere kart gostermeler.. binbir haksiz, bin bir fevri muamele..

    bence dur demeliyiz bu diktaya.. faşizm'i futboldan kovmaliyiz. daha demokratik fitbol musabakalari ile donatili yarinlarda yasamak için el ele verelim! (donati kelimesini de bir ben bir microsoft kullaniyor sanirim)
  • bir sürü sınav bi sürü formalite bir sürü kademe bi sürü yalakalık gerektiren bol kazançlı meslek. en büyük sabrı binlerce taraftardan küfür yerken gösteriyorlar gibi görünse de arka planda çektikleri cefaların yanında damla kalır, meltem kalır. nerden baksan stresli iş, ama değinmek istediğim o değil,

    bu stres bu adamlarda inadına yaratılıyor gibime geliyor benim federasyon tarafından. kulüpler medya futbolcular teknik direktörler hakeme laf atsın gündem olsun uğraşacak şeyimiz olsun iş yapıyor görünelim gibisinden bir anlayış var sanki, iki takımın maçını yöneten üçüncü kişi olarak hakemler futbolun sosyalleşmesini, gündemde yer etmesini sağlayan bir baba gibidir şöyle baktığında, sen bu babayı devre dışı bıraksan ya da iki üç baba soksan oyuna o zaman takımlar içgüdüsel olarak oyunlarına bakmayı sürdürecekler,
    neyse çözüm önerim, dördüncü hakem denen gereksiz şahsın her maçın ikinci yarısında fiilen sahaya çıkıp ilk yarıdaki hakemin dördüncü hakem pozisyonuna gecmesi böylece 45 dakikalık hakem performansları izleyecek olmamız..
    tek adamın sözüne ya da otoritesine biat etmek monarşinin ya da tekadamcılığın gündelik hayatın içine sokulması veya bir mikrofaşizm örneği değil midir acaba, taraftarlar denen hakeme isyan eden hatta zaman zaman dövmek kafasını kırmak isteyen kitlenin sürekli bastırılışı sürekli kontrol altında tutulup enikler gibi fazla o yana bu yana hareket edemeyişi ettirilmeyişi , sahaya girdiğinde karga tulumba götürülen onuru zedelenen insanların gırla oluşu devletin vatandaşların futbol sevgisini ideolojiye hizmet eden bir aygıt gibi kullanmasının örnekleridir bana kalırsa.. bu yüzden futbol çok tutulur tutturulur, tek adamcılık bu şekilde sanki halkın kendi rızasıylaymış gibi sinsice dayatılıp kanıksatılır, aşina kılınır, benimsetilir. çok bariz bir aldatmaca bir saptırmadır bu aslında ama kimse kitlelerin bu şekilde ehlileştirilmesine ses çıkarmaz, bir örneklem gibi bakılır, bir hayat biçimine dönüşür..

    toparlayamadım yazıyı, ama diyeceğim şudur ki "her maça iki hakem" bu bakış açısını şiddeti saldırganlığı adaletsizliği günümüz koşullarında uzun vadede olmasa da kısa vadede mutlaka çözecektir, külüp başkanları en azından zırt pırt çıkıp gündem yaratamayack futbol güzelliğiyle hatırlanır olacaktır.. fazla vaatkar bir yazı oldu bu da be, elimden gelen budur dileğim olur işallah amin
  • 22 oyuncunun kandırmak için uğraştığı, hata yapınca da suçlu olan kişi.
  • şampiyonlar ligi'nde boy gösterenleri bile dingilleşebilen tür. 17 şubat 2010 porto arsenal maçı'nda daha baraj kurdurmadan, kaleciyle defansla konuşurken porto oyun başlatıp gol atıyor, adam golden sonra elini kaldırıp golü veriyor. aynı sıralarda 17 şubat 2010 bayern münich fiorentina maçı'nda klose kabak gibi ofsayt, hatta yanı geçtim ortada olsanız gene farkedersiniz o kadar açık, küt diye veriyorlar golü.

    ev sahibine eyyam yapılıyor diye konuşuyoruz ya türkiye'de, aha da eyyamın ağa babaları.
  • bir galatasaraylı olarak (çünkü en çok bizimkiler yapıyor) ve eski bir sporcu olarak (bunu yapanlardan utandığım için) söylüyorum.. "fuck off" (siz bunu fakoff olarak duyacaksınız) "siktir lan" demektir.. insan üç metre mesafeden her maç aynı bir kaç adamdan sık sık duyduğu bu lafın anlamını bi merak eder.. türk futbolcu çekse siktiri ağzınızı yüzünüzü oynata oynata kırmızıyı çekip duşa gidersiniz.. azıcık karakterli olun lan?

    ingilizcen yoksa bile porno da mı izlemediniz? fuck lan.. dünyadaki tüm insanların anlamını bildiği tek ingilizce kelime olabilir yani..
hesabın var mı? giriş yap