• nete bağlanmak
    sözlükte kendini kaybetmek
    icqda coşmak,coşturmak
    sigara içmek, hergün bi paket almak
    yemek yemek
    cep teli ile mesajlaşmak, hatta bunu chate dönüştürmek
    müzik dinlemek
    spor yapmak
    vs...
  • gunluk hayat !en sittiriboktan sey. hersey ayni. ayni.
  • bi de anlik yasananlar vardir. (bkz: anlik yasamak)
  • pek önemli adamların üzerine kafa yorduğu, akabinde insana kafa koyan, farketmeden geçiveren sinsi süreç.
    kısmi bakınızlar:
    (bkz: the psychopathology of everyday life)*
    (bkz: the critique of everyday life)*
    (bkz: the practice of everyday life)*
  • “gundelik hayat, itinayla incelenen bir nesne olmustur: orgutlenmenin alanı, iradi ve planlı bir oz-duzenlemenin uzay-zamanı haline gelmistir. örgutlenen gundelik hayat, kapalı bir devre (uretim-tuketim-uretim) haline gelmistir. önceden belirlenmis gereksinimlerin artık ne olacaklarını tahmin etmek isten degildir; arzuların ise izi surulur. rekabetci donemdeki kendiginden ve koru korune oz-duzenleme sureclerinin yerini bu olgu alır... bu sıfatla gundeliklik, orgutlenmis ya da tuketimi yonlendirilmis diye tanımlanan toplumun ve onun dekorunun, yani modernligin temel urunu olacaktır.”

    (bkz: henri lefebvre)
  • sozluk ahalisi tarafından sürekli üzerinde teoriler geliştirilen bir yasam kesiti.

    ancak teorilerin pratige donusmesini kimse beklemiyor, öyle de ucuyoruz işte.
  • kendi içerisinde birbirini takip eden aynı eylemlerin meydana getirdiği bir kısırdöngüdür.

    sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan, akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan, akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan, akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan. akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan. akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan. akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan. akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkılmayan, yüz yıkanıp kahvaltı yapılan, ya da yapılmayan, işe güce, okula, şuraya buraya gidilen veya gidilmeyen, akşama kadar o derse girip bu dersten çıkan, işinde gücünde çalışan veya çalışılmayan. akabinde eve dönüp, yemek yenilen veya yenilmeyen, oturup tv izleyip, entry girilen veya girilmeyen, uyuyup ertesi gün sabah kalkılan ya da kalkı...
  • dünyada, insanların arasında, yeteri kadar uzun süre yaşadığınızda gündelik yaşantınız, bir dizi törensel hareketler toplamına dönüşüyor. bu törenler iki gruba ayrılabilir:

    birinci grup törenler, gündelik hayatlarımızda başımıza bir şekilde gelmek zorunda olan cenaze töreni, düğün töreni vesaire. bu törenlere katılan insanların belli birtakım görevleri ve bu görevleri yerine getirirken uygulamak zorunda oldukları kalıplaşmış hareketleri -ritüel- var: profesyonel olanlar, yani din adamı, nikah memuru gibi rollerdeki insanlar töreni yönetmek ve yönlendirmekle yükümlü; düğündeki damat ve gelin uzun yıllar sonunda kendiliğinden oluşmuş çeşitli hareketleri – ayağa basma, gelini öpme, çiçeği fırlatma, vs.- yapmakla yükümlü, cenazenin öznesi olan ölünün yakınları üzgün görünmekle, konukları ağırlamakla ve mesela ölü de ölü gibi hareketsiz olmak ve kayıtsız davranmakla yükümlü. -sanki cenaze onun cenazesi değilmiş gibi. adama tören yapıyorlar, adamın umrunda değil, yatıyor öyle.-

    ikinci grup törenlerse çok daha saçma. onlar da başınıza bir şekilde gelmek zorunda ama aslında olmayabilirler de. askeri törenler, devletlerin daha önce özel gün olarak belirledikleri günlerde yapılan törenler, dini törenler bu gruba dahildir. askeriyede üzerine birtakım anlamlar yüklenmiş, aslında diğer kumaşlardan fiziki, kimyasal ve biyolojik yapı olarak çok fazla farkı olmayan, yani nihayetinde bir “bez parçası” olan sancağa saygı töreni, bağımsızlık günlerinde yapılan resmi geçit törenleri -bizim 19 mayıs'ımız, nazi almanyası döneminde yapılan resmi geçitler, çin gibi ülkelerin füze roket şovları, birbirine oldukça benzer- , pazar ayinleri, namazlar, vs., bu gruba girerler. hepsinin ortak noktası törene katılan kişilerin ne yapmaları gerektiğini bilmeleri ve bu sayede töreni tören haline getirebilmeleri üzerine kurulu olmaları. -şimdi sen diyorsun ki tüm bunları tören başlığına yazsana lavuk! bakınız verecem oraya da. zaten ben bunları şu anda worde yazıyorum. nasıl yazayım tören başlığına?-

    bu analojiden sonra gündelik yaşamdaki davranışlarımıza, hareketlerimize geri dönersek, çok uzun süre dünyada yaşamaktan kaynaklanan bir törensel havanın gündelik yaşantılarımızın temeline nasıl da sızıp yerleştiğini rahatlıkla görebiliriz. peki konuyu nereye bağlayacağım? açıkçası ben de tam olarak bilmiyorum. söylemek istediğim tek şey onbinlerce yıllık kurulu düzenin artık her gün yinelenen bir törene dönüşmüş olduğu ve bizlerin de bu törene katılan, törenin hangi anında ne yapmasını gerektiğini bilen insanlara dönüşmüş olduğumuz. anatomik yapımızın hareket yeteneğinin sınırları da işin içine eklenince, ortaya çıkan kaotik bir tiyatro oyununu devam ettirmekten başka bir şey yap/a/madığımızı söyleyebiliriz. bir cenaze töreninde amuda kalkmak ne kadar abuk olursa bir toplantı ya da fatura kuyruğunda, belki bir arkadaş ortamında bile amuda kalkmak, törene aykırı bir hareket olacağı için, o kadar abuk olacaktır. hatta cenaze sırasında “yazık, üzüntüden ne bok yediğini bilmiyor.” gibi bahanelerle affedilme olasılığınız daha yüksek.

    konu bu şekilde ele alındığında, törenin ruhuna uygun olmayan absürt bir hareketin devrimci bir hareket olacağını söylemek bile mümkün. tabii bunlar tikel eylemler. ama bu mikro örneklerden yola çıkıp, dünyada değişimler yaratabilmiş o büyük insanların aslında tek yaptıklarının, törene uygun olmayan hareketler yapmak olduğunu söyleyebilirim. o gerçek insanlar törenin havasına -zeitgeist- uyarak töreni bitirmeyi kabul etselerdi büyük ihtimalle henüz yerimizde sayıyor olurduk. sonuç olarak, maymun canı sıkılıp ayağa kalktığında tüm tarihi etkileyecek bir devrime imza atıyordu. en azından kendisi gibi maymunların gündelik hayatını sonsuza dek değiştiriyordu.

    evet, aslında tek söylemek istediğim buydu sanırım.
  • hayatımı günlere değil haftalara bölüyorum.
    (bkz: haftalık hayat)
hesabın var mı? giriş yap