• çevreye olan duyarlı politikasıyla göz yaşartan kağıt israfı.

    http://www.gunlukgazetesi.com/…er.asp?haberid=66778

    nerden geliyor bu ekolojik duyarlılık diyorsanız (bkz: #14813165)
  • toronto üniversitesi akademisyenlerinden dil bilimci amir hassanpour'un `gelişen dünya dilbilim düzeninde dilsel haklar, devlet, pazar ve iletişim teknolojileri` başlıklı araştırma yazısı ve yaptığı kimi haberler nedeniyle örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle, istanbul 13.ağır ceza mahkemesi tarafından bir ay süreyle kapatılan gazete. youtube kapansa özgürlüğümüz elden gidiyor diyenler, porno siteler kapatılınca her türlü sansüre hayır diyenler suspus. yılmaz demokrasi savunucuları nerelerdesiniz? başbakanın mizaha saygısı yok diyen yiğitler bu sesi duymuyor musunuz? bu son 3 yıl içinde kapatılan 29. gazete. ilgilenenlere ilanen duyurulur.
  • şimdi de internet sitesine yasak gelen gazete.

    http://www.bianet.org/…i-sitesine-tib-eliyle-sansur
  • her fırsatta tarafa çakmaları, kürt meselesinde "pazarı kaptırmama" gibi hissettiriyor. siyaseten çok makul gelebilir evet ama tonlarca gazete varken ve bunların tamamı şiddet konusunda devletten de kürt hareketinden de bağımsızmış gibi bir dil tutturmanın ötesinde, doğrudan kürt hareketinden bağımsız bir dil tutturmuşken kalkıp taraf'a çakıp durmak böyle hissettiriyor. örneğin bu ülkenin sol geleneğe sahip gazeteleri bile bir çok haberinde sadece asker ölümlerini verirken ve dili de "şehit oldu" gibi geleneksek ana akım medya dili üzerinden vermekte beis duymazken; ya da büyük laflarla şiddet yüzünden böyle olduğunu söylerken vurguyu pkk'ya yaparken sorun olmuyor mu?

    geçmişte de oldu, firatnews üzerinden ağır eleştirilere tabi tutuldu taraf. üstelik o dönemde şimdi olduğundan çok çok daha mesafeliydi hükümete, elde bir veri yoktu ama kelimelerin başına "hükümete yakınlığıyla bilinen"ler geliyordu. devamında "tarikatler sevindi" ile sürüyordu. bu bana biraz da "pkk'ye yakınlığıyla bilinen" ile "kan emiciler sevindi"yi hatırlatıyor. üstelik bunları söyleyenler pekala bağlantılar bulabilirler, firatnews ise elinde hiçbir şey yokken o yaftaları yapıştırıyordu. neyse konu bu değil.

    sorun şu ki, sen tavrı eleştirmekle yetinmiyorsun. dışlamaya küçültmeye düşmanlaştırmaya uğraşıyorsun. hal böyle olunca da neden öteki gazeteleri atlıyorsun diye sorası geliyor insanın. bula bula medyadaki en güçlü antimilitarist sesi mi buldun diyor insan.

    ama eleştirdiğin tavırda sonuna kadar haklısın. aytaç meselesinden bahsediyorum. evet, -kim hakkında olduğu beni ilgilendirmiyor sizden farklı olarak- o kişi kim olursa olsun onun ölümünü istemek bence insanlık dışıdır. kime olursa olsun işkenceyi talep etmek aşağılıkçadır. bunu bir akademisyenin söylemesi ise utanç vericidir. ve bu konunun eleştirilmesinden doğal bir şey yoktur. ama hep söylenen ve artık yozlaşan o sözü söylemek emin değilim ama buraya uyuyor gibi: amacınız üzüm yemek mi bağcı dövmek mi?
  • en üst mertebesi lise ders kitapları olan insanların, orada yazanlar dışındaki her şeyi "kötü", "kaka" bellediği zihniyetin fena halde hakim olduğu çoğunluğa sahip ülkede; demokrasi ve insan hakları adına adamakıllı bir mücadele vermeye çalışan gazete.
  • birkaç kez gördüm. "eldeki kıt olanaklar ölçüsünde ancak bu kadarını hazırlayabiliyorlar demek ki" dedirtti. gazete, haber dili açısından -ideolojik formasyonundan ayrı tutmamak kaydıyla- nisbeten tarafsız kalmaya çalışıyor. bdp ile doğrudan ilgili olmayan haberlere baktığınızda olayı ille de "kürt mücadelesi"ne bağlama gereği duymuyor. chp ve kılıçdaroğlu haberlerine baktığınızda, zaman gazetesi omurgasızlığıyla karşılaşmıyorsunuz. "sosyalist sol"la ilgili haberlerde de yine görece tarafsız sayılırlar. "öcalan güzellemeleri" arada sırıtsa da, anlaşılabiliyor. mesela bu ara gördüğüm bir haber: öcalan'ın yakalandığı tarihte dünyaya gelen 12 yaşındaki zindan, doğduğundan beri saçlarını kestirmemiş. "dışardan" bakınca komik geliyor, ama o da öyle bir ruh halini yansıtıyor.

    benim gördüğüm birkaç sayısına baktığımda, bence köşe yazıları bölümü haberler kadar başarılı değildi, onu "özel olarak" belirteyim. medyanın geri kalanında görmeyeceğiniz haberleri yayınlıyorlar, ama "medyanın geri kalanında sıklıkla rastlanan köşe yazarı üslubu" burada da belirgin. eren keskin ara sıra günlük'te yazıyor ve kendisinden beklenenleri yazıyor. hakan tahmaz sanırım haftada bir kez günlük'te yazıyor, ve yine kendisinden beklenenleri yazıyor. filiz koçali'yi biliyorum. ayhan bilgen'in günlük'te yazmasına sevindim, birçok görüşüne katılmasam da artı puan. selahattin demirtaş ve gültan kışanak da, beklenileceği üzere, "arada sırada" günlük'te yazıyorlar. zaten benim gördüğüm kadarıyla başka spot yazar da yok pek. "kadının dilinden" bölümü aferini hak ediyor.

    yalnız, gazeteyi biraz daha geliştirseler fena olmayacak. bir siyasi hareket, kendisi dışındaki medyaya güvenmiyor ise, kendi propagandasını yapacağı medyayı kendisi oluşturmalı ve kendisi geliştirmelidir. dinciler bu konuda gayet başarılılar. yandaş medya gırla gidiyor, gazeteleri bedava dağıtılıyor, arkasında muazzam parasal - lojistik güç var.
  • "çeşitli nedenlerden dolayı" uzun süredir kapalı olan web sitesi yeniden yayına açılmış. http://www.gunlukgazetesi.net/
  • bugün "kervan yürüyor" başlığıyla çıkarak ironi yapmıştır. son günleri meşgül eden iki dillilik meselesinde devletin takındığı tavrın eleştirildiği haberde her şeye rağmen bölge illerinde hayatın iki dilli olarak yeniden yavaş yavaş inşa edildiğine vurgu yapılmıştır.
    (bkz: it ürür kervan yürür)
  • yine kapatılmış galiba, özgür gündem e yönlendiriyor. orada da yazar arama, site içinde arama özellikleri yok, mal gibi.
  • "malesef" yeniden basılmaya başlanan gazete. özgür gündem'in kapatılmasının ardından yayın hayatına hızla geri döndü. böyle bir dönüş hoş değil ama zaruri, gelenek devam ediyor.
hesabın var mı? giriş yap