• avrupa' nin en onemli 18 takiminin olu$turdugu, fifa' nin korkulu ruyasi, aba altindan sopa gosteren, tehditkar konsorsiyum.
    g14 'u olu$turan takimlar; milan, juventus, inter, barcelona fc, real madrid, valencia, liverpool, man.utd, arsenal, dortmund, bayern munih, leverkusen, marsilya, lyon, psg, psv, ajax, porto.
  • barcelona baskani juan laporta'nin girisimleri ile galatasaray'in da uye olmasinin gundeme geldigi bir cesit kulupler birligi.
  • galatasaray, aek, celtic ve chelsea'nin de katılması beklenen avrupa futbol oluşumu. şampiyonlar ligi'ne alternatif bir lig kurma planları var yakın zamanda. sanırım uefa'nın bu tür organizasyonlardan aslan payını kendine ayırmasını ve klüplere az para vermesini eleştiriyorlardı.
  • milli takımlara son 10 yılda gönderdikleri ya da kendi tabirleriyle "kiraladıkları" futbolcular için fifa'dan 860 milyon euro tazminat isteyen kocabaşlar..
  • ucube. dünya futbolunun belası. milli takımlar düzeyindeki rekabetin dibine bombayı koyma, parayı kolay yoldan bulma peşindeki “bütün insanlar eşittir ama bazıları daha eşittir”ciler.

    14 kulüp tarafından eylül 2000’de kuruldu. ağustos 2002’de dört üye daha kabul ettiler ancak adlarını değiştirmeye gerek görmediler. aslında çıkış noktaları olduğunu iddia ettikleri şey anlaşılabilir. ancak pratikte yapmaya çalıştıkları her zaman mide bulandırıcı oldu. öncelikle şampiyonlar ligi’nde son onaltının yeniden dörderli dört gruptan oluşmasını istiyorlar. daha doğrusu istiyor gibi görünüyorlar. bu, pastadan daha fazla pay demek anlamına da gelse işin rengi biraz farklı. arsene wenger’in ifadesi ile g14'ün amacı şu: “mesele g14’e daha fazla kulübü kabul etmek ya da etmemek değil. uluslararası futbolda federasyonların gücü ile kulüplerin gücü arasında kulüpler aleyhine çok büyük bir dengesizlik var ve bu adil değil. buna bir denge gelmeli, yeni bir denge noktası bulunmalı.”

    laf dengeden açılmışken g14 içindeki dengelere bir bakalım. g14 kulüplerinin, g14 oylamalarında verdikleri oyun kaç oy sayıldığından bahsedelim mesela. kurucu 14 ve oy hakları:

    real madrid : 20 oy.
    ac milan : 14 oy.
    liverpool : 13 oy.
    juventus : 12 oy.
    inter milan : 11 oy.
    fc barcelona : 11 oy.
    bayern münih : 10 oy.
    afc ajax : 10 oy.
    manchester united : 5 oy.
    porto : 5 oy.
    borussia dortmund : 3 oy.
    psv eindhoven : 2 oy.
    olympique marseille : 2 oy.
    paris saint germain : 1 oy.

    ağustos 2002’de katılan dörtlü ve oy hakları:

    valencia cf : 4 oy.
    arsenal : 2 oy.
    bayer leverkusen : 1 oy.
    olympique lyonnais : 0 (sıfır) oy.

    görüldüğü üzre toplam 126 oy var ve 37’si italyanların, 35’i ispanyolların elinde. 5 kulüp salt çoğunluğu oluşturuyor, ne denge ama!

    şimdi bu arkadaşlar öncelikle ülke federasyonlarının millî takıma gönderdikleri oyuncuların ücretlerini karşılamasını istiyor. carlos kişisi tarafından da belirtildiği üzere son on yıl için talep ettikleri rakam 860 milyon euro. fifa da bunu rededediyor. diyelim ki kabul etti; o zaman brezilya federasyonu ronaldinho, kaka gibi oyuncuların ücretlerini karşılayamayacak ve biz dünya kupasında bunları izleyemeyeceğiz. hele hele fildişi sahili didier drogba * , kolo toure *, emmanuel eboue *, didier deguy zokora * gibi oyuncularının ücretini karşılamaya kalkarsa, kişi başına düşen yıllık gelirin 640 dolar olduğu ülkede federasyon başkanı geceleri yamoussoukro sokaklarında işe çıksa bile kurtarmaz. ama bazı ülkelerin federasyonları sakatlık riskine karşı ara çözümler üretiyor. örneğin bazı avrupa ülkeleri kulüplere millî takıma yolladıkları oyuncu başına para ödüyor. rakam almanya için 6000, hollanda için 6700, belçika için 800, fransa için ise 200 euro.

    ancak bu g14 üyelerini kesmez. ucube yapılı da olsa g14, futbolun kanını emebilmek için fırsatlar arıyor. ülke federasyonlarından para almalarına karşı fifa, özellikle drogba gibi örnekleri öne sürerek çok sağlam direndi. onlar ise şimdi charleroi’nin arkasına takıldılar ve gazlıyorlar.

    burkina faso ile oynanan özel maçta charleroi'nin faslı oyuncusu abdülmecid ulmers sekiz ay sürecek bir sakatlık yaşadı. fifa’nın federasyonlara dava açılması konusundaki tutumu belliydi. charleroi kulübü de fifa’nın görüşmelerle çözüm önerisini g14’ün verdiği gazla reddederek fifa’ya karşı dava açmaya karar verdi. yalnızca oyuncunun sakat olduğu dönemdeki ücretinin fifa tarafından ödenmesini istemekle kalmıyor, ayrıca bu sakatlığın kendilerine başarısızlık olarak da geri döndüğünü belirterek ek tazminat da istiyorlar. davayı charleroi ticaret mahkemesinde açtılar. mahkeme, fifa’nın yargılamanın isviçre’de yapılması veya cas’a gidilmesi taleplerini reddetti. dava şu sıralar avrupa adalet divanı’nda. olympique lyonnais de eric abidal’in kosta rika maçında sakatlanmasını bahane ederek fifa aleyhine 1 milyon euro’luk tazminat davası açmış, ancak davası avrupa adalet divanı’ndan çıkmamıştı.

    eğer davayı kazanırlar ise bir sonraki dünya kupası’nda hangi ülkeler hangi kadrolarla yer alacak, o da ayrı bir merak konusu. sanki g14 afrika’nın avrupalılar’a kendilerini yüzyıllarca sömürdükleri için minnettar olduklarını zannediyor. ve belki de biz bir sonraki dünya kupası’nda sahaya baktığımızda sporun ve futbolun ruhunu değil; kendi rantlarının peşinde koşan doymak bilmez kan sineklerinden arta kalanları göreceğiz.

    (bkz: 11 haziran 2006 angola portekiz maçı/#9728959)

    (bkz: avrupa futbolunun ağırlık merkezinde yaşanan sapma/@carlos)

    (bkz: avrupa futbolunun ağırlık merkezinde yaşanan sapma/@hebenneka)

    dipnot:

    oy hakları şöyle hesaplanıyor:
    her şampiyon kulüpler kupası veya şampiyonlar ligi şampiyonluğu iki ile çarpılıyor ve buna her uefa kupası ya da kupa galipleri kupası şampiyonluğu için birer oy daha ekleniyor.
  • wenger'in bahsettiği ve –bence, gücü kelimesini sözünü dinletebilme gücü olarak aldığımda- bir ölçüde de haklı olduğu "uluslararası futbolda federasyonların gücü ile kulüplerin gücünde kulüpler aleyhine büyük dengesizlik" konusunda, uefa'nın bir önceki başkanı johansson bir adım atmıştı. johansson bir “avrupa profesyonel futbol stratejisi kurulu" oluşturdu ve bu kurula geniş yetkiler verdi. kurul dört kulüp temsilcisi, dört lig temsilcisi ve dört ülke temsilcisinden oluşuyor, nisbeten dengeli bir yapı. johansson'dan sonra göreve gelen platini'nin bunlara bir de futbolcuları temsilen profesyonel futbolcular birliği temsilcisi eklemeyi planladığı biliniyor.

    uefa başkanı'nın başkanlık ettiği kurulda kulüpleri temsilen ac milan'dan umberto gandini, afc ajax'tan maarten fontein, chelsea ceo'su peter kenyon ve fc barcelona başkanı joan laporta yer alıyor. lig temsilcileri olarak premier league başkanı dave richards, la liga adına jose luis astiazaran, ligue 1 adına frederic thiriez, portekiz ligi'ni temsilen ise emanuel macedo de maderios var. ülke temsilcileri olarak ingiltere için geoff thompson, ispanya'dan angel maria villar llona, norveç adına per ravn omdal ve türkiye adına şenes erzik var. son dört isim de uefa başkan yardımcısı. haliyle bu kurulun aldığı kararlara uefa icra kurulundan da pek bir itiraz gelmez. ancak bu taviz johansson'a yetmedi ve üç büyük ülkenin şampiyonlar ligi'ne dört değil üç takımla katılacağını vaadeden platini başkanlığı kazandı.

    ancak g14 için bu fazla bir şey ifade etmedi. onlar hâlâ avrupa futbolunun egemen gücü olabilmek için uğraşıyorlar. millî takıma giden oyuculara kafayı takmış olduklarını biliyoruz. şampiyonlar ligi maç sayısının arttırılması konusunda da takıntılı olduklarını biliyoruz. fc barcelona başkan yardımcısı ferran soriano son onaltıda dörderli dört grup sistemine geçilerek maç sayısının arttırılmasını istediklerini açıkça söylemişti. ac milan’dan adriano galliani ise buna ilave olarak eleme turlarında, kuralarda çeyrek finalden itibaren de son beş yılda toplanan puanlara bakılarak seri başı sistemine geçilmesi gerektiğini söylüyor. çok yüksek sesle dile getirilmese de alttan alta uefa'ya tüm ligler için takım sayısına 16 sınırlaması getirilmesi için baskı yaptıkları biliniyor. bu gerçekleşirse bir taşla iki taş vurulacak. hem takım sayısı azalınca lig sponsorlarından gelen parada takım başına artış gerçekleşecek hem de daha fazla şampiyonlar ligi maçı oynanması için ortam yaratılmış olacak. aslında bunların hepsi aynı anlama geliyor nazarımda: biz kolay yoldan, hatta mümkünse oturduğumuz yerden para kazanmak istiyoruz.

    aslında bazı seçimlerini anlamak da zor. örneğin bayer leverkusen neden orada da hamurger sv yok. bayer leverkusen’in 1988’de uefa kupası, 1993’te de almanya kupası var. tek bir şampiyonluğu bile yok. 22500 kişiye oynuyor maçlarını. öte yanda hamburger sv’nin üç bundesliga şampiyonluğu, bundesliga öncesi dört almanya şampiyonluğu, üç almanya kupası, bir kupa galipleri kupası ve bir de avrupa şampiyon kulüpler kupası var. ayrıca bundesliga’da her sezon yer almış tek takım. leverkusen’in 2,5 katı seyirciye oynuyor maçlarını. ama g14 leverkusen’i tercih etmiş. çünkü 2002’de leverkusen daha iyi durumda idi ligde ve avrupa’da. tıpkı şu anda düşme hattında olan paris saint germain gibi, g14’ü ikinci lige taşımaya hazırlanan paris saint germain gibi.

    “kulüplerin sesi”, sloganı bu g14’ün. afedersiniz ama osuruk sesi o. hangi kulübün sesi? ortadaki pastadan oturduğu yerden daha fazla pay kapmayı isteyen kulüplerin sesi. oynadığı oyunla bize heyecan veren werder bremen gibi bir kulübün sesi değil mesela, olmayacak. tam tersine werder bremen gibi sıçarama yapmaya, önemli rol kapmaya çalışanların karşısında olacak hep. her ne kadar galatasaray'ı ve bazı diğer kulüpleri toplantılarına davet etse de türkiye, danimarka, çek cumhuriyeti, iskoçya, yunanistan gibi ülkelerin takımları yükselmesin, pastadan olabildiğince az pay alsın isteyecek. onların önlerine “seribaşları” koymaya çalışacak her turda pastadaki payını kaptırmamak için. chelsea gibi, yöntemini beğenin ya da beğenmeyin, son dönemde futbola damga vurmaya bazı dengeleri değiştirmeye çalışan kulüplerin önünü kesmekle uğraşacak. kulüplerin falan değil düpedüz “statükonun sesi” olacak g14. bu güçlü baskı grubunu oluşturup paralar hep kendilerinin kalsın isteyenlerin sesi olacak. afrika ve güney amerika futbolunu geriye götürmek, mümkünse bu kıtalarda millî takımlar düzeyindeki rekabeti katletmek isteyenlerin sesi olacak. asla ve asla futbola gönülden değer verenlerin, sevenlerin sesi olamayacak.

    biz her sezon yeni bir sürprizi heyecanla beklerken onların içlerinde hep ender gelişen osasuna ataklarının korkusu olacak, o ataklar hiç gelişmesin, hep aynı takımlar atak geliştirsin, hep aynı takımlar kazansın, büyükler daha da büyüsün, küçükler daha da küçülsün isteyorlar çünkü. futbolu seven, takımlara gönül verenler futbolsever değil de müşteri hep gözü çıkasıcaların gözlerinde.
  • bir sonraki başkanı olacak jean-michel aulas'ın "çünkü galatasaray'ı, türkiye'nin ve avrupa'nın en güçlü takımlarından biri olarak görüyorum. türkiye'de birliği temsil edecek tek takım galatasaray'dır" dediği oluşum.

    http://www.milliyet.com.tr/…7/05/17/spor/spo03.html
  • milliyet gazetesinin haberine göre türkiye'den fenerbahçe'nin katılacağı açıklanan oluşum.

    http://www.milliyet.com.tr/…07/10/31/spor/aspo.html
  • üye listesinde fenerbahçe, manchester united, chelsea, arsenal, liverpool, inter, milan, roma, juventus, olympique lyon, marsilya, monaco, psg, bayern münih, werder bremen, bayer leverkusen, borussia dortmund, porto, benfica, psv, ajax, steaua, cska moskova, celtic, dinamo kiev, anderlecht, sparta prag, olympiakos, levski sofya, basel, maccabi haifa, rosenborg, kızılyıldız, fc kopenhag, austria vienna, wisla krakow takılmlarının olduğu oluşum.
hesabın var mı? giriş yap