• "şayet inandığın uğurda, elinden geleni ardına komadıysan; kaybetmemek adına dişinle tırnağınla kazıdıysan; ama yine de sadece senin iradenin bu müsabakayı kazanmaya yetmeyeceğini anladıysan; üzülme, müsterih ol. zira mağlubiyet her zaman kaybetmek değildir. öyle olsa bile kaybetmek senin şanından bir şey eksiltmez böyle durumlarda. bırak, kazan(dığını san)an düşünsün" anlamına gelen söz.
  • aşkın sözüdür.
  • (bkz: muharrem ince)
  • bir tek sms ile bu söz yalan olmuş, mağlubiyet katmerlenmiştir.
  • bir arkadaş mesaj atmış bana. güzel tespitleri heba olup gitmesin diye veriyorum burada:

    "galiptir bu yolda mağlup. biz bir şey değiliz...

    yenile yenile, kaybede kaybede sahte dünyadan, ilüzyondan çıkıyoruz. büyük gücü seziyoruz.

    o yapar. dilerse cennete atar, dilerse hiç kurtarmaz. ben bilmem ki... gördüm ben..."herhangi bir güce sahip değilim" lafını söylemek değil, yaşamak gerekiyor.

    irademle yaşayayım değil...

    her şey onun mülkü. kimini beyaz yapıyor, kimini siyah. o yüzden cehennemden sadece allah'ın rahmeti kurtarır bizi. kimsenin gücü yok. o dilediğini beyaz yapar, dilediğini siyaha dönüştürür. ama ne olursak olalım allah'ın rahmetinden ümit kesilmez. kendi fiillerimizle bir şey hak ettiğimiz yok çünkü..."

    not: arkadaş güzel tespitlerde bulunmuş. ancak yanlış anlaşılmaya müsait bazı kısımlar var. evet doğrudur, o isterse beyaz isterse siyah yapar. bizde iyiyi yapma gücü olmasa da, "gölge etmeme" potansiyeli vardır. yani allah'ın ihsanına mazhar olabilmek için gölge etmememiz yeterlidir. iyilik yapmaya zaten gücümüz yok. gölge etmemek de "acz" haline ulaşmak imiş.(tasavvuftaki acz hali bu. günlük hayattaki acizlikten bahsetmiyoruz)

    demek ki neymiş?

    allah'ın ihsanına mazhar olabilmek için "acz" haline ulaşmak önşart imiş. son derece paradoksal bir durum olduğu için "acz" halinin idrakı zordur. "acz haline ulaşmalıyım" demek bile o hale terstir çünkü. varın gerisini siz düşünün...

    sonuç: elinden geleni yap. gerisini allah'a bırak. hiçbir şeyi dert etme. padişahın işine karışma. sen niye dert ediniyorsun alemin hadiselerini? sana ne? bırak hepsini mülkün sahibine. sen keyfine bak. elinden geleni yapmak yeterlidir. ondan sonra "tevekkeltü alellah" de geç. ölen ölsün, kalan kalsın...meselemizin günlük hayata uygulanışı da böyledir.
  • kayseri baro başkanı cavit dursun'un, baro başkanlarının ankara yürüyüşüne müdahale sonrasında ankara girişinde yaptığı açıklamayı noktaladığı cümledir. tekrar tekrar söylenmesi gereken, durumu özetler bir sözdür.
hesabın var mı? giriş yap