• çizdikleriyle bir dolu tarzan hayran kitlesi oluşturen, güzide bir çizer.
  • aynı zamanda bir sanat tarihi profesörünün ismi.(bkz: tasarım ve suç)
  • karikatürist olan hal foster, canada doğumlu ve 1892-1982 yılları arsında yaşamış,
    sanat tarihi profesörü olan ise seattle doğumlu, bill gates'in sınıf arkadaşı ve hala yaşıyor.
  • gerçeküstücülük akımını tüm ayrıntılarıyla zoraki güzellik kitabında anlatan çağdaş sanat kuramcısı. october ve artforum gibi dergilerde yayımladığı makalelerde sanat kuramına çok şey katmıştır. sanat tarihi ile ilgilenler için harika kitapları vardır.**
  • harold rudolf foster; iyisiyle kötüsüyle tüm bir tarihi kılıçlı kahraman ekolünden gelen çizgi romanlarımızı ve doğal olarak yan ürünleri olan filmleri borçlu olduğumuz (konular ve trükleriyle birlikte inanılmaz besleyici olmuştur. uyarla uyarla bitmez hikayeleri.) prince valiant'ın yazarı, çizeri her şeyi, çizgi romanda altın çağın en başta gelen tanrısıdır.

    edit: imla.
  • şuanda kendisi için en azılı sanat eleştirmeni ve yaşayan en büyük sanat tarihçilerden birisidir diyebiliriz. marksist görüşleri bazen sinir bozucu olabiliyor, zira amerika'da akademisyenler arasında gereksiz bir komünizm- anarşizm akımı var. dolayısıyla kendisi de bundan etkilenmiş.

    1983 yılında yanılmıyorsam, aralarında doktora danışmanı da olduğu anti estetik çalışmasıyla biliniyor. yani düşünün yüksek ve ardından doktora yapıyorsunuz ve bu üniversitelerin arasında columbia ve princeton gibi üniversiteler var ve doktora bittikten sonra yaptığınız bir çalışma sizi siz yapan yegane eser oluyor. ilgili çalışma modernizm'in bittiğini ve artık postmodern'e geçtiğimizin ilanı gibi bir şey. sonraki yıllarda bu çalışmayı genişletmek ve tezleri savunmak için uğraşıyor ve açıkçası başarılı da oluyor.

    2000'lerin başlarında yanılmıyorsam 1902'de yazılmış süs ve suç'a ithafen tasarım ve suç'u yazıyor. bu yıldan sonra asıl yoğunlaştığı alan genelde tasarım ve mimari oluyor. yeni avangart eserlere yapılan yoğun eleştiri bombardımanına* karşı savunmak için gerçeğe geri dönüş kitabını yazıyor. mesela öyle bir yerde bu kitabı yazıp üstüne o kadar insanı karşısına almak kolay değil. burada yaptığı en büyük saptama wölfflin'in sanatı sarmal olarak görmesi. rönesans aslında *'ın yani klasik sanat'ın geri dönüşüdür ve yeni avangart taklitçiyse o kadar rönesans ustası da taklitçidir. adam haklı sonuçta, iyi yerden vuruyor.

    verdikleri röportajlar, dergi makaleleri, video konferansları, yazıları vs. anlat anlat bitmez. lakin hal foster sanat tarihi anlamında şimdiden bir efsane oldu. türkçe'ye çevrilen eserleri bir elin parmağını geçmez ama bu konuda emin olabilirsiniz.

    son yıllarda daha da alevlenen bir tartışma var. moda sanat mıdır? konusu gerçekten çok büyük bir tartışma konusu. moda müzeleri vs. açılıyor. pierre cardin, christian dior gibi terziler bu konuda oldukça fazla yatırım yapıyor. defilelerini müzelerde yapıyorlar ve kıyafetlerde soyut tasarıma yer veriyorlar vs.vs. 2015 yılında the art and architecture complex eserinde dolaylı yoldan moda sektörünü de katarak modern sanat müzelerinin sanat sunmak yerine anlık tatminli gösteriler sunduğunu söylüyor ve açıkçası sanatı bir sömürü malzemesi olarak kullanıldığını savunuyor.

    hal foster'ın sanat tarihi kuramına sunduğu en önemli tez modern-postmodernitedir. yani modern dediğimiz şey günümüzdeki mevcut şeyler, postmodern yenilik arayışı içindeki şeylere evrilme durumudur. bu şekilde doğru olana ulaşılacağı* için wölfflin'in sarmal tezine karşı sürekli dönen çivi benzetmesini daha mantıklı bulur. örnek olarak gotik, o dönemin moderni idi ve ardından postmodern rönesans geldi, rönesans modern oldu ama ona karşı postmodern de barok oldu.

    2015 yılında bir röportajına denk gelmiştim. artık postmodern dönemin de bittiğini söylemişti. mesela akademide hocalar tezlerini ölümüne savunur ve toz kondurmaz ama hal hocamız hepsinden daha mütevazidir. bir kötü alışkanlığı marksistliği var işte.
hesabın var mı? giriş yap