• alanya'ya 25km* uzaklıkta bulunan, bünyesinde bir adet orman kampı barındıran ve çam ağaclarında tahtadan kuş evleri görebileceğiniz mevki.
  • (bkz: rubi otel)
  • muhteşem bir sahil.
    carettalarla koyun koyuna yüzülesi sahil.
    (bkz: akçakıl)
  • gordugum ve gorebileceğim en guzel denize sahip, adı gibi gercekten incecik kumlardan oluşan sahil..

    bu sahil uzerindeki `incekum orman kampı`yla da bi efsane olmuştur.. gidenler bilir, orman kampında bir `ankara` hakimiyeti vardır.. kamp alanı mahallelere ayrılmıstır.. yılların keçiörenlisi olarak, orada `çankaya2` de oturmak benim için yıllarca bir övünç kaynağı olmuştur..çankayada oturma hevesimi aldıgım yegane yerdir.. deniz manzaralı, bufeye,denize ve diskoya bir dakika uzaklığında, yani gerçek anlamda merkeze pek bi yakındı..ust mahalle `çankaya1` ile ezeli bir rekabet içindeydik.. demetevler ve çinçin de oturanlar, aksamlari çekirdeklerini alır,bu iki mahalleyi görmeye gelirlerdi..mimariye hayran kalirlardı..

    ayrıca `çaydanlık`a kadar yuzup, uzerinde durmaya calisan bes salaktan da biriydim.. bi de hep sira olurdu.. ölee istedigin kadar da duramazdın ustunde..

    incekumda her şeyin bi kuralı vardı..
  • gökovanın en güzel plajlarından bir tanesi (bkz: http://akyakam.com/?p=324 )
  • marmaris'deki halka kapatılan plaj. niye mi? özelleşiyor canım bişey yok, imf'ye borç vercekmişiz.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…_halka_kapatildi.html
  • bırakın türkiye'yi, dünyanın en güzel plajlarından birisidir.

    deniz o kadar muhteşemdir ki bir süreliğine türk insanı ve türk yönetiminin kendi ülkesine hain olduğunu bile görmezlikten gelebilirsiniz. çamların ve cırcır böceklerinin arasında, sıcağın ortasında serin gölgeleri ve maldivleri aratmayan denizinin nasıl kullanıldığını bir süreliğine unutmaya çalışırsınız.

    sonra maalesef gerçeklere daha fazla gözünüzü kapayamazsınız. türk insanı öyle bir "şey"dir ki, ayaklarını yıkamak için beş kiloluk bidonları kullanıp çamların ve otların arasına atar gider, pisliğini, torbasını bırakır gider, bu sahile traktörle adam taşır, buram buram çam kokusunu mazotla bastırır... bu sahil özelleştirilmiştir; ama sonrasında insanların burayı nasıl kullandığını kimse umursamamıştır. ne halkın kendisi, ne orayı işleten ne de işletmeye veren... bana sorarsanız hepsi suçlu, türkiye topyekün suçlu. abarttığımı düşünebilirsiniz; ama böyle bir yer bence korumaya alınmalı. yoksa o izmaritlerle çamlar yanabilir, denizi bok götürür, etrafı pislik sarar... doğaya bir çöpünü bile bırakan birinin bana kalırsa başta kendi olmak üzere hiçbir şeye saygı ve sevgisi olamaz. çünkü bir cenneti kirletmeye kendinde hak görecek kadar kibirli.

    sonra çöp toplamak falan bunlar boş şeyler. o havada bunlar inceden inceden koksa da problem olmaz. çünkü o kadar güzel bir yerdir incekum, bunlara rağmen hala oraya gidiliyor.

    ayrıca türk insanı tuvalet kullanmayı dahi bilmez. yaptığını temizlemez; çünkü kendisi çok kıymetlidir. bokunu temizleyemez. bu insanlar halk bundan böyle falan demeyin. plaza çalışanlarını da biliyoruz. ordan dünya kadar para kaldıran özel işletme de bu kısımla ilgilenmez. ben olsam "tuvaletleri temiz bırakınız" yazmam. "insan olun" yazarım direkt girişlere.

    o kadar güzel bir yerdir ki insan faktörünü kaldıracak olursak cennete geldim diye imana gelebilirsiniz. ama işte bizdeki insan faktörü öyle bir faktördür ki... zor, çok zor.

    tüm bu sorunları sabahın köründe giderek ve kalabalıklaştığında ortamdan uzaklaşarak aşabilirsiniz. fakat yurtdaşınızın insan olmaması sorununu nasıl aşabilirsiniz; işte onu bilemedim.
  • tropik sahil hissi veren sahilimiz. geçen seneki tatilimde de gelmiştim, bu sene ekstra bir otopark ücreti(maalesef adamlar sırıta sırıta sizden allahın dağından park ücreti alıyor), büfenin ihaleyle bir vatandaşa verilmesi sonucu fiyatların 2 katına çıkması ayrıca köfte ekmeğin köfte soğana dönüşmesi gibi canımı sıkan değişimleri tecrübe ettik. buna rağmen marmaris bölgesinde görülmeden dönülmeyecek her sene o mükemmel ağaçların gölgesi altındaki muhteşem kuma uzanmazsam rahat edemeyeceğim bir doğa harikasıdır.
  • nisan ayında bisikletle girebilirken mayıs sonu gittiğimizde kapıdaki görevlinin "yassahh!!" demesiyle kapısından döndüğümüz yer. ayrıca bisiklet isyanımı bitirip yaptıkları soygundan da bahsedeceğim.

    kapıdaki görevli "yangın tehlikesi yüzünden bisikletli alamıyoruz" dedi. elde tutup yürüyerek gitmek de yasak, bisikletleri otoparka bırakıp çekçekle(arkası römorklu traktör) gidecekmişiz. bunu derken takıldığı ahşap kulübenin yanında çalı çırpıyı toplamış ateş yakıyordu, ironi yapayım desen denk getiremezsin böyle.

    ulan, bisiklet nasıl yangın tehlikesi oluşturur? ben oraya incecik forma ve taytla gelmişim, sırtımdaki çantamda da bir tane havlu ve deniz şortum var. nasıl yakabilirim?

    görevlinin o cevabından sonra "kafanıza göre kural uyduruyorsunuz" dediğimde de "orman müdürlüğü yasakladı" diye aptalca bir cevap verdi ki aynı orman müdürlüğü %60 kadarı orman içerisinde olan 600 kilometrelik bir ağa sahip "marmaris bisiklet rotaları" projesi kapsamında bisikletlerin ormanlarda serbestçe dolaşmasına izin veren bir yer, sahildeki taş yola mı yasak koyacak? suçu kendileri de üstlenmiyor, hemen bok atacak yeri bulmuşlar.

    topu topu 500-600 metre taş yol, bisikletle gideceğiz. yazıklar olsun.

    -

    gelelim soygun meselesine. içeri giriyorsunuz, kapıda 10 tl alınıyor ve çekçekle götürülüyorsunuz incekum sahiline. içeride sadece soyunma kabini, duş ve tuvalet bedava. şezlong veya piknik masasına oturursanız ekstra ücret alıyorlar. hadi piknik masası bir nebze de, adım atacak yer kalmayacak şekilde donatmışsın şezlongu, kendimi bildim bileli orada şezlong ücretsizken bu yaz aniden ücretli oldu.

    burayı büyükşehir belediyesi mi, marmaris belediyesi mi ihaleye sundu bilmiyorum ama bu rezillikte payı olan herkese tek tek yazıklar olsun. iki belediye de oy verdiğim belediyeler, bu saçmalığa ve rezalete hangisi imza attıysa verdiğim o bir tanecik oy zehir zıkkım olsun. o oy yüzünden başlarına gelmedik bela kalmasın.

    hem bisiklet için hem de şezlong-masa uygulaması için gereken her yere başvurumu yapacağım. gelişme oldukça da buradan bildireceğim. ağaçların arasında ateş yakarken "yangın tehlikesi var bisikletleri alamayız" diyen adam da dahil olmak üzere hepsini tek tek dile getireceğim kime başvurmam gerekiyorsa.
hesabın var mı? giriş yap