kınalı kuzum *
-
(bkz: kinali kuzu)
-
-
ne yiyor, ne içiyorsun
elde değil aklım sende
gece çok geç yatıyorsun
gel de bir demli çay iç bende
olmadı akşam yemeğe yetiş bari
yolunu gözlüyor perihan hanım
bu ayrı ev işine alışamadım
sızlıyor ince ince sol yanım
a nenni nenni
kınalı kuzum
büyüdün de adam mı oldun
yanağı pembem, dudağı kirazım
gözü okyanusum iyi ki doğdun
bu yürek çarpıntısı ömürlük biliyorsun
büyümedin hiç gözümde
bebeğim sen ne diyorsun
bir dualık mesafedeyim
ne zaman sıkışırsan yanındayım
ha bu arada soğudu ahavalar aman ha
üşütme yine, kurbanın olayım
a nenni nenni
kınalı kuzum
büyüdün de adam mı oldun
yanağı pembem, dudağı kirazım
gözü okyanusum iyi ki doğdun
(bkz: sezen aksu)
(bkz: bahane) -
(bkz: nuri ergin/#6649325)
-
(bkz: ağlatan şarkılar)...
-
sözlerini okuduğunuzda hiçbir erkek, annesinin cümle aleme haykırıp da ele güne karşı böyle çocuk muamelesi yaparak rezil etmesini istemez düşüncesi uyandırabilen ancak sezen'*in sesinden dinleyip de o duygu transferini birebir yaşadıktan sonra annenizin sesini duyar gibi olduğunuz felaket iç burkucu doğaçlamaymış tadında bir şarkı.
-
işyerinde iç sızısı halinde bir sağnak yağmura neden olmuş sezen aksu şarkısıdır... gözyaşları nereye düşeceğini bilemez ve içine akar gider. * * *
-
sezen aksu bu şarkısı için, ".. ve o an mithatcan'ın büyüdüğünü fark ettim. sonra bu parçayı yazdım. doğum gününde ona armağan ettim" der. oğlu ise parçayı okuduktan sonra hüngür hüngür ağlamış ve "anne senin insanlara ne yaptığını şimdi daha iyi anladım" demiş.
-
anneler hep bir dualik mesafededir, baska hicbr sey sze o kadar yakin olamaz, hayat hep bu yakinligin baska yerde aranmasiyla gecer.
herkesin annesi sezen aksu degildir belki boyle bir sarki yazamaz ama sezen onlarin soyleyemedigini de soylemstir zaten. -
öncelikle belirtmeliyim ki anne değilim. yakın bir gelecekte (en azından erkeklerin çocuk doğurması berbat bir arnold filmine meze olmuş lüzumsuz bir bilim kurgu fantezisi olmaktan çıkıp bir o kadar lüzumsuz ve çirkin bir bilimsel gerçeğe dönüşene kadar) anne olma ihtimalim de yok gibi. kendi annemle olan ilişkim de haftada bir telefonda yaptığımız "-oğlum biz aramasak hiç arayacağın yok? -iş güç be anne kusura bakmayın valla" temalı rutin konuşmalardan öteye geçmiyor uzunca bir süredir (bunun için de bir gün pişman olacağım ya neyse). ama ulan bu nasıl bir şarkı ise ilk kez dün akşam artık ilerlemekten vazgeçmiş istanbul trafiğinde kontak açık diğer bir kaç bin arabayla birlikte beklerken tesadüfen radyoda denk geldim, bok gibi kaldım öyle şarkı bitene kadar. ne trafik kaldı ne istanbul, dışarda yağan yağmur mu ben miyim bilemedim...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap