• stajyer paranoyak. (tutumlu-cimri ikilisinin tutumlusu)
  • (bkz: septik)
  • bir bertolt brecht şiiri

    kuşkucu

    bir sorunun yanıtını bulduğumuzu
    sandıysak ne zaman,
    içimizden biri çözüverdi
    duvardaki eski
    çin perdesinin ipini,
    ve açılan perde gösterdi bize
    bir sıra üzerinde oturmuş olan
    kuşkucu adamı.

    ben, dedi bize o,
    kuşkucuyum.
    kuşku duyarım
    iyi yapıp yapmadığımızdan
    günlerinizi yutan işi.
    söyledikleriniz daha kötü söylenseydi
    değerli olup olmayacağından.
    kuşku duyarım
    kendinizi söylediğinizin doğruluğuna bırakıp
    iyi söyleyip söylemediğinizden.
    çok anlamlı olmasından kuşku duyarım;
    her yanlış anlamadan siz sorumlusunuz çünkü.
    ama tek anlamlı da olabilir
    ve nesnelerin çelişkisini örtebilir;
    gereğinden fazla tek anlamlı mı yoksa?
    öyleyse, yararsızdır söylediğiniz şey.
    yaşam yok demektir söylediğinizin içinde.

    olayların akışı içinde misiniz gerçekten?
    gelişen her şeye eyvallah mı diyorsunuz?
    siz gelişiyor musunuz? kimsiniz siz?
    kimdir konuştuğunuz?
    söylediklerinizden yararlanan kim?
    ha, bir de şu var:
    ayıltıcı mı? okunabilir mi sabahları?
    bir bağlantısı var mı varolanla?
    cümlecikler kullanıldı mı, sizden önce söylenen?
    ya da çürütüldü mü en azından?
    her şey doğrulanabilir mi?
    deneyimle mi? hangi deneyimle?
    ama hepsinden önemlisi,
    her zaman, her şeyden önemlisi şu:
    o nasıl davranır?
    işte hepsinden önemlisi.

    düşünerek, merakla izledik
    perdenin üstündeki kuşkucu mavi adamı,
    sonra birbirimize baktık ve
    hadi, dedik, sil baştan.
  • hayatta her zaman bir başka seçenek, bir başka açı, daha iyisi, daha farklısı, görünenin ardında bir başka gerçek olduğunu bilen; yüzeyin altında, görünenin sağında solunda, kıyısında, köşesinde kalanı ele almaya çalışan; kendine ya da bir başkasına güvenmeyen çünkü kişinin kendi beyninin bile insana ne oyunlar oynayabileceğini bilen; daha da ileri aşamalarında olgulara, gördüklerine dahi sorgulayarak yaklaşan kişidir. belli bir doza kadar iyi, belli bir dozdan sonrası hastalıklıdır.
  • avzima sican insan özelliği. yani bende olmasi sebebiyle. bana kafayi siktirtmistir.
  • tartışmamak, aydınlatmamak kuşkucunun en yakıcı zanlarını ve buna bina olan beddualarını nasıl sağaltıp bertaraf edecek? o azgın öfke seli yolundan nasıl döndürülecek? biz, ben, var olduğum kadar da yok ve boşluk parçası olduğumdan mı? sorunun açık ucuna ve dehşetine karşın, nasıl olduğunu bilmediğim bir yatışıklık, umut var. belki acil ateşe karşın iyicilliğe, ezmeme niyetime güveniyorum. yüzeyde kimseleri değil gözleyici*, yürek bilici yıldızları tanık tutuyorum.

    "[ilkellerin] korktukları bir başka konu da, çekilen resmin bir büyücünün eline geçme olasılığıdır. büyücü, fotoğrafı çekilmiş kişinin diğer ruhlarını da eline geçirir ve adamın ölümüne yol açabilir." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    peki, kuşkucu ilkel haksız mı? kişi ve kurum büyücüler (hackerlar, devletler, mark zuckerberg'in feysi, vs.) şimdi imgelerimizi, yazılarımızı, konuşmalarımızı, hatta niyetlerimizi ele geçirip bizi öldürmekten beter etmiyor, gütmüyor mu? istese bu büyücülerin bizi öldürmeyeceği ne malum? canlı olarak işlerine daha çok yarıyoruz, ayrıca öldürülen canımız değil, tam da ruhumuz olabilir. yazışmalarının ekran görüntüsü alınır ve rezil edilmek istenebilir diye bir tanıdığım watsap gruplarında put gibi duruyor, baykuş gibi izliyor, ben de olmaz öyle şey diye söylenip duruyordum, bir daha bakmalıyım.

    freud'un kuşkucu yahudisi: iki yahudi galiçya'da bir tren istasyonunda karşılaşırlar.
    biri sorar: "nereye gidiyorsun?"
    öbürü yanıt verir: "krakov'a".
    "vay seni yalancı!" diye kükrer birinci yahudi,
    "eğer sen krakov'a gittiğini söylüyorsan senin lemberg'e gideceğini düşünmemi istiyorsun demektir. halbuki ben senin aslında krakov'a gideceğini biliyorum. o halde niçin bana yalan söylüyorsun?"

    "sis şiir esinliyor, bulut ve uçuşun esiniyse şüphe. kuşkucu korkunun öte ucu umut ve vaat ihtiyacı. kuşkucu süte doymamış bir çocuktur. (...) kumarbaz "süt vanaları açıldı, açılacak," coşkusunda bir kuşkucudur. paranoyak, "irinin ardı kesilecek, taze süt galiba düşman kardeşimi besleyecek" umudunda bir kumarbaz." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    (ilk giri tarihi: 12.4.2017)

    (bkz: şüpheci)
hesabın var mı? giriş yap