• sumerce succubus demek

    (bkz: lilith)
  • (bkz: gelal)
    (bkz: incubus)
  • tecavüze karşı ve yüce kuzey cinine bağlı olarak çalışan bir cindir.
    kendisine, bunca yıldır cini oldukları arasından hangisinin en unutulmazı olduğunu sorduğumda bana yolladığı "yaşayanlar ve ölüler: hepiniz pis kokuyorsunuz" adlı yanıt az çok aşağıdaki gibidir;
    (bu yanıt ateşli ve yarı baygın bir hastalık geçirdiğim bir sonbahar gecesinde, sayıklama şeklinde bana bildirilmiş ve anlaşıldığı kadarı kardeşim tarafından not edilmiştir.

    --- spoiler ---

    o’nu tanıdığınızı iddia edeceksiniz biliyorum. sizin türünüzden biri. ama en baştan söylemeliyim ki o’nun hakkında yanılıyorsunuz..

    şuanda yan odada; yalnız kalmak istediğini düşündüğü için ayrıldım yanından. ama ne yaptığını biliyorum, üstelik, o da benim bildiğimi biliyor. yine de.. nasıl desem? görmekle bilmek farklı şeylerdir.

    ben, o’nun sadık cini lilit; şuanda, yan odada, işaret ve orta parmağını nereye soktuğunu biliyorum; ama o, izlememi istemiyor. siz insanların koku dediği şeyi ben görebilirim; apaçık ve net. kendisinin değilse bile ıslanan vajinasının kokusu etrafımda dolaşıyor, bunu biliyorum, görmemeliyim. klitorisiyle oynarken çıkardığı sesleri belki bin yıl unutmam ama duymamalıyım. tüm bunlar olup biterken kimi düşündüğünü görüyorum ama ben, o’nun sadık cini, bakmamalıyım.

    kaç yüzyıldır yaşıyorum yüce kuzey cini bilir. tüm yaşamımı siz insanların arasında geçirdim. hakkınızda çok şey duydum, çok şey öğrendim. ateş ilk kez yakılırken ben avlanan bir mağara insanının ciniydim. musa kızıl denizi ikiye ayırırken oradaydım, isa çarmıha gerilirken ben tahran’da bir taş ustasının ciniydim. barbarların istilasını, büyük çin imparatorluğunun yıkılışını, vebayı, engizisyonları, anadolu imparatorluklarının dev haremlerini, enderunları.. hepsini gördüm. bunları böbürlenmek için anlatmıyorum. bilemelisiniz ki benim için hiçbiri özel insanlar değildi. şimdi bunları söylüyorum çünkü siz ancak bunları tanırsınız, bilirsiniz. ben tayvan’ın kuzeyinde chen-de lun’un da sadık ciniydim mesela, ve o, öylesine başarılı bir baba ve öylesine iyi kalpli biriydi ki. ama siz onu tanımazsınız.

    insanlar zayıftı, hep öylelerdi, ölüyorlardı. yine de kimin ciniysem ben hep o’na sadık kaldım. başka türlüsünü zaten düşünemezdim bile. hitler auschwitz’de, majdanek’de, sobibor’da, treblinka’da ve diğer kamplarda ölüm için emir verirken bile ben, ona sadık kaldım. siz insanlar bizi çok ayıpladınız, halbuki farkında değildiniz, ateşin ilk yakılışından beri cini olduğum her insan, her gün, hitler’inkine benzer kararlar veriyordu. dünya için katliam, alışıldık; ve günlük bir şeydi.

    kendinizi sürekli öldürüyor ve sürekli tanıyamıyordunuz. hatta hatta kendi duygularınıza bile yabancıydınız çoğu zaman, korku, öfke heyecan, huzur.. kendi söylediklerinizden kendiniz de bihaberdiniz. şuanda ben, o’nun sadık cini, yan odada aşk ile yaptığı hareketlerden utandığını biliyorum. ama o; ne bunun aşk olduğunu biliyor ne de utanılmayacak bir şey olduğunu.

    biz cinler, aptal değiliz; ama zeki de değiliz. bunlar sizin uydurduğunuz şeyler; içsel bocalamalarımız veya karmaşalarımız yoktur. yapacağımız şeyleri rahatça ve açık seçik görürüz; çünkü aklımızı bulandıracak hiç bir engelimiz bulunmaz. her zaman yapılacak tek bir şey vardır; siz insanlar, aynı koşullar altında farklı hareket edersiniz, oysa bir cin, başka bir cinden farklı hareket etmez, bu düşünülemez bile. bir cinin yapacağı her zaman bir başka cinin yapacağı ile aynı şeydir, bu doğrudur; ve tektir.

    sizin mantık dediğiniz dizgi, kısmen bizim yaşam şeklimizi oluşturur. sanmayın ki bu dizgi ile sizin duygularınızı, hezeyanlarınızı anlayamam; siz, aklınızı karıştırırken, ben tüm biyolojinizi, kimyanızı görürüm; işte bu sebeple şuanda yan odada, yapılan şeyin aşkla ilgili olduğunu biliyorum; ama o, bilmiyor. bilmiyor çünkü aklı, her biriniz gibi pek çok ıvır zıvırla, koşullanmalarla dolu. kafasından geçenler kendi düşünceleri bile değil, ama siz bunu anlayamazsınız. bunları size neden anlattığımı merak ediyorsunuz muhtemelen; ama merakınız bile sizin değil, hareketleriniz öylesine ödünç alınmış.

    yan odaya girmeden on dakika önce sevgilisiyle konuştu; bunu günde en az bir kere tekrarlar. konuştukları şeyler de genelde aynıdır ama yine de her gün tekrarlama ihtiyacı duyarlar; bunda anlaşılmayacak bir şey yok, ilginç olan bundan iki hafta öncesiydi. o gün sevgilisini aramadı. uğruna hemen her şeyi yapabileceği, kendisinin yararından önce onun mutluluğunu düşündüğü sevgilisini, aramadı; bir arkadaşı sevgilisini başka bir kızla öpüşürken görmüştü. öylesine dağılmış ve bitkindi ki o gün. hitler’in katliamı da, o’nun sevgilisinin yaptığı gibi bir şeydi. en az bir yahudi kadar acı çekiyordu.

    siz insanlar çoğu derdinizden uzaklaşmak için bulunduğunuz çevreyi değiştirirsiniz. o da öyle yaptı, dışarı çıkıp yürüyecek ve eve döndüğünde sevgilisini unutmuş olacaktı kendi dahice planına göre. saatlerce yürüdü.. hava karardı, ağlıyordu. yağmur yağmaya başladı, ağlıyordu. mezarlığa doğru girerken hala ağlamaya devam ediyordu. ben onun sadık cini, kafasını izliyordum, kokularını, içinde dolaşan elektriği, sinir uçlarının titreşimlerini, göz bebeğinin hareketlerini, her şeyi izliyor, kokluyor, hissediyordum. sevgilisine kızgındı, kendine kızgındı, her şeye kızgındı.

    elinde ne varsa o’na vermişti, tüm güvenini ona yüklemişti, bu; sorumluklardan kurtulurken iyiydi ama şimdi durum değişmişti, acı veriyordu o’nun için yaptıkları. hangi fedakarlığı aklına gelirse gelsin, sivri bir şiş olup en hassas yerlerine saplanıyordu. benim gördüklerimi görseniz, bedeninin kanayacağını düşünürdünüz; ama ondan sadece göz yaşı akıyordu, saatlerdir. bu halde yürüye yürüye sonunda babasının mezarını buldu. başına oturup daha saatlerce ağlayabilirdi, eğer o adam birden arkadan kavramasaydı belini. gökte parlak bir ay vardı ve mezarlığın toprağı, iğrenç bir şekilde insan kokuyordu. yaşayanlar ve ölüler. hepiniz pis kokuyordunuz.

    mezarlıktaki adam -binlercenizi görmüş biri olarak söyleyebilirim ki- çoğunuzdan daha kötü ve çoğunuzdan daha insan kokuyordu. onun cini olmadığım için çok iyi anlayamıyordum düşüncelerini ama belli ki kafasını o anda heyecan yönetiyordu. ben, o’nun sadık; mezarlıktaki adamdan dayak yemesini izledim. adamın üzerinde yırtılmış ve üzerine bol gelen kırmızı bir gömlek vardı. sahibimin kanı, mezarlıktaki adamın gömleğine değdikçe kayboluyordu. tokatlardan sonra, yumruk atmaya başladı adam, sahibim, çırpınmaktan vazgeçmişti, aslında onu anlıyordum; yapması gerekeni yapmış, karşı koymuştu. aklınca artık çözüm yoktu, kabullenmek vardı. adam son yumruğunu atarken, sahibim kabullenmişti durumu; ve aslında daha adam penisini pantolonundan dışarı çıkarmadan önce tecavüze uğramıştı.

    babasının mezarının üzerinde yabancı bir adamın penisi bacaklarına değiyor; ve adam, bir diğer eliyle de sahibimin pantolonunu çıkarmaya çalışıyordu. nefesi, vücudu, ve kafasındaki düşünceler o kadar pis kokuyordu ki bunları sadece ben değil, sahibim bile hissetti. içindeki penisten çok, adamın ağzından gelen koku rahatsız ediyordu o’nu. toprak yumuşaktı, adam üstünde tepindikçe sahibim çığlık atıyor ve gittikçe daha çok batıyordu toprağa. vajinasını hissetmiyordu artık ve sol kolunu tutan el, gittikçe daha sıkı bastırıyordu. adam penisini, sahibimin vajinasından sertçe çıkardı, sahibim bittiğini düşünürken, o boşta kalan sağ avucunu tükürüklüyordu. o kadar bitkindi ki sahibim, adamın penisi anüsüne girerken sadece ıslığa benzer bir ses çıkarabildi.

    artık, birbirlerini tanıyorlardı.

    adam, aceleye gerek duymadan yavaşça doğruldu ve uzaklaştı. sahibimin ağlaması durmuştu, benim gördüklerimi görseniz, bedeninin kanayacağını düşünürdünüz ama ayağa kalkarken artık kan kurumuştu, anüsünden bacaklarına doğru sperm akıyordu yalnızca, midesi bulandı ve ağlayarak geldiği yolu, kusarak geri döndü. bundan kimseye bahsetmeyecekti. ama benim için böyle bir zorunluluk asla olmadı, gördüğünüz gibi.

    doğrusunu isterseniz, planı kısmen başarılı olmuştu, eve geldiğinde aklında sevgilisi yoktu. yatağa bıraktı kendini ve mezarlıktaki adamı düşünerek uyudu/bayıldı. ertesi gün, siz insanların alışık olduğu bir hareket yaptı; ve sevgilisini aradı. hiç bir şey olmamış gibi, o başka bir kızla öpüşmemiş, kendisi babasının mezarlığının üzerinde, içinde başka birinin penisini hissetmemiş gibi. ve o günden bugüne dek de her gün telefonda konuşmayı sürdürdüler, ilişkileri eskisi kadar düzgün olmuştu. evet, siz o’nu tanıdığınızı iddia edeceksiniz, ilişkisinin iyi gittiğini söyleyeceksiniz ama aslında sizin göremediğiniz şeyler var. aslında sizin görmediğiniz şeyler, hemen hemen her şey demekti, sizin görmediğiniz artık her şeyin farklı olduğuydu; o günden sonra sevgilisini öpemedi bile. tenine değmek bile garip hissettiriyordu sahibimi. ve bunu henüz değil sevgilisine, kendisine bile itiraf edebilmiş değil.

    bir hafta boyunca kabus gördü, mezarlıktaki adam, her gece tecavüz etmeye devam ediyordu. ve sizi tanıyan biri olarak diyebilirim ki, bunu rüyada yaşarken bile, acınızı hissediyordunuz. mezarlıktaki adamın penisi her gece tekrar tekrar sahibimin vajinasına, anüsüne giriyordu. kendisine sorarsınız bunu inkar edecektir ama rüyalarında o adama oral seks yaptığını bile gördüm ben; ve uyurken, ağzı kıpırdanıyordu. ilk bir haftadan sonra kabus görmemeye başladı. ama artık her gün düzenli olarak yaptığı iki şey var. sevgilisiyle telefonda konuşuyor ve yan odaya geçip, mastürbasyon yapıyor. bunun aşk olduğunu ben biliyorum ama kendisi utanıyor. o olsa size bunun ayıp olduğunu söyler ama ben aşkın ne olduğunu iyi bilirim.. parmağı en sıcak ve en ıslak yerine girdiğinde aklına tek kişi geliyor artık, mezarlıktaki o adam. ve tam orgazm olurken, sırtında yumuşak ölü toprağı varmış gibi hissediyor.

    ben, o’nun sadık cini, katliamlarınızı çok gördüm. bana kalsa gülüp geçerim ama siz bilmiyorsunuz ki, her tecavüzünüz bir cin yaratıyor. sahibim yan odada, ama o burada olsaydı, bunları kendisinin yazdığını ve benim yan odada mastürbasyon yaptığımı iddia ederdi, içinizden birinden ödünç aldığı sahte bir tebessümle.

    ( menşe )
  • hz. adem in ilk karısının ismi olarak da bilinir.
  • yahudilere göre asıl havva'dır. adem ile birlikte cennette yaşarken adem'den sıkılmış ve adem istememesine rağmen dünyaya gelmiştir. adem'de arkasından dünyaya gelmiş ancak ne yaptıysa lilit'i ikna edememiştir. adem çok büyük ve sonsuz bir yalnızlığın içine girer. bu durumu tanrıya dua ederek anlatır ve bir eş ister. tanrı da adem'i cennete geri alır ve havva'yı yanına verir. bu sırada ise iblis boş durmayıp lilit ile işbirliği yapar ve yasak elma olayı gerçekleşir. yani bu son kısım bizim bildiğimiz kısım. bazı yahudiler günümüzde lilit'in şeytanla birlikteliğinden doğan insan görünümlü iblislerin yaşadığına inanır.
  • bir çoğumuzun ilgisini çeken bir karakter. inananlar için durum nedir bilmiyorum ama şahsım için hayran olduğum ve dinlemekten keyif aldığım kurgusal karakter.
    "ortaçağ başlarında dillendirilmiş bir yahudi efsanesine göre tanrı, havva'yı adem'in kaburga kemiğinden yaratmadan önce, cennet'te uzun saatler boyunca adem'e yoldaşlık etmesi için bu kadını yaratmıştı."

    lilit"bütün bu gördüklerin değişken bir aynalar oyunundan ibaret değil" derdi adem'e. ama adem dinlemeyi ve sebebini sormayı reddetti. lilit'in de bildiği gibi, her şeyin bir amacı vardır. rüzgar tanrı'ya, ateş meleklere, su da şeytanlara hizmet eder. toprak hayvanları besler, hayvanlar da insana itaat eder. "ve hepsi de lilit'e hizmet eder" diye sözlerine son verdi lilit, ama bunu yüksek sesle söylemedi. "adem de dahil olmak üzere."

    toprak rüzgarda savrulur ve yeni yeni şekiller alır, hiçbir zaman aynı yerde uzun süre kalmaz; işte bu yüzden lilit'in doğası değişkendi ve sayısız yüz ve bedeni denemekten çok hoşlanıyordu. hiçbir zaman tek bir lilit olmadı. bu kadarı açık.
    (bkz: efsanevi yaratıklar)

    yeni doğan erkek çocukların yaşamlarının ilk gecesinde, kızlara da yirmi yaşına kadar zarar vererek tanrıdan intikam alıyormuş. sebebi de ademin yanına dönmezse her gün lilitin 100 tane iblis çocuğunun öldürülmesiymiş ve manita ademin yanına gitmeyi istememiş*
  • görsel
    bizim lilith
  • (bkz: lilith)

    başlık açıyorsun, kelimenin içeriğinden önce doğru yazılışını öğren.
  • ermenistanda kullanılan bir isim. kadın ismi.
hesabın var mı? giriş yap