• fethiye'nin eski adı.

    (bkz: nea makri) (bkz: yeni bir yurt edinmek)
  • dedeağaç'tan (alexandroupolis) gümülcine yönünde 5 km kadar gittikten sonra varılan balıkçı köyü. makri'ye ulaşabilmek için otobana girmeden devam etmek gerekir. köy denizin biraz yukarısında bir tepede kuruludur. köyün tek meydanında çok güzel bir restorant vardır. deniz mahsulleri konusunda çok geniş çeşitler sunar. türkiye'den yunanistan'a girdikten sonra yemek yenilmesi gereken ilk yerdir kanımca.
    bu arada makri yamulmuyorsam uzun demektir yunan dilinde. istanbul bakırköy'ün ismi de cumhuriyet zamanına kadar makri'dir. mustafa kemal ismi bakırköy'e çevirmiştir.
    neyse efendim yolumuza devam edelim. makri'de yemek yenir ve ardından gümülcine'ye yola çıkılır.
    (bkz: balkan turu)
  • (bkz: makriköy)
  • şu ana kadar yediğim en güzel deniz ürünlerinin bulunduğu yunan balıkçı köyü.

    dedeağaç'tan çıktıktan sonra otobanda giderken makri çıkışını görürsünüz. ancak köyü bulmak o kadar da kolay değil, biraz aramak gerekiyor. garantisini veririm ki aradığınıza da değiyor. ayrıca ararken de dikella isimli ayrı güzel bir köye denk geldik, böyle sürprizler de göz ardı edilmemeli

    makri'de 20 hane kadar türk var. ancak köy tipik bir rum köyü. ufak bir meydanı ve meydanda bir tavernası var. işte bizi ilgilendiren kısım da bu taverna.

    bu tavernada önce önümüze hiç bir şey anlamadığımız yunanca bir liste geldi. bizim boş bakışlarımızı ve nerden tanıdık geldiğini o zaman anladığı konuşmamımızı gören tavernacı hemen türkçe bir liste getirdi önümüze. ama o kadar çok çeşit vardı ki, o listeye de aynı boşlukta bir süre baktıktan sonra tavernacıya teslim olmaya karar verdik.

    harika yunan mezeleri, bir o kadar güzel ve bol o sabah çıkmış deniz ürünü. hayatımda ilk kez bir rakı-balık masasında balıksız doydum. bütün kalamarlar, tepeleme karidesler, adını bilmediğim bir kaç başka lezzetli deniz böceği. ve yaptığımız hesaba göre istanbul'da bu yemeği yemektense, çıkış pulu falan dahil makri'de yemek hem daha ucuz, hem daha kaliteli oluyor. uzo'da rakıyı aratmıyor kesinlikle.

    sonuç olarak yunanistan'a gidenler kesinlikle yol üstündeki duraklarından biri yapmalı makri'yi

    (bkz: balkan turu /@vsop)
  • dedeağaç'a 10 km. uzaklıkta olan, bizans kalıntılarının üzerine kurulmuş şirin bir kasaba. denizi ve doğal plajlarıyla ünlü olan makri'nin küçük meydanında birbirinden lezzetli yemekler tadabileceğiniz tavernalar mevcut. deniz mahsülleri yönünden zengin olan menülerde her şeyi çok taze bulmanız mümkün.
    aynı zamanda çok az kalmış olsa da türk nüfusun hala yaşadığı zeytin ve zeytinyağı ile ünlü bir yerdir.

    şimdilik tatil hayallerimi süslüyor.
    ne zaman bilmiyorum ama, hayatımı geçireceğim yer olacak.

    (bkz: memleket özlemi)
  • 1800'lerin sonlarına doğru, bugünkü alexandroupolis (dedeağaç) kurulmadan önce bölgenin ana limanı konumundaydı. samothraki (semadirek) adası ile bağlantı bu liman üzerinden kurulurdu. meriç'in batı yakasındaki ilk önemi limandı. demiryolunun gelişi ile birlikte birden ortaya çıkan ve büyüyen dedeağaç'ın yanında küçük bir balıkçı köyü olarak kaldı.
    zamanında makri'de birden çok bektaşi türbesi vardı.
    zaten bektaşilik açısından önemli bir bölge olan bugünün evros'unda, seyyid ali sultan dengahından sonra öne çıkan merkezlerden biriydi.
    dedeağaç'a adını veren dede de aslında makri köylü bektaşi dedelerinden biridir.
  • orada yaşayan türklerin burası için kullandığı isim "miğri" dir, zeytinleri de ünlüdür.
  • nerede yemek yerseniz yiyin, lezzetin genel olarak ortalamanın üzerinde olduğu küçük balıkçı kasabası. plajı, denizi saroz'dan pek farklı değil.

    makri'ye uğraycak olursanız;
    otobandan (ikinci dedeağaç çıkışı) çıktıktan sonra bir dört yol ağzı var, sağa giderseniz makri, sola giderseniz dedeağaç'a gider. tam karşıya gittiğinizde, dar bir yolun ardından tam deniz kenarında aya yorgi tavernası var. yemekleri, servisi çok güzel, fiyatlar da ortalamanın bir kaç euro üzerinde en fazla.

    ayrıca beni makri'yle tanıştıran dikakana bey'e ayriyetten çok teşekkür ederim.
  • makri güzeldir. makri huzurdur. komşudaki güzelliktir.
    midyeli pilavın tadında kaybolurken dost sohbetinin o güzel atmosferinde kulakta çınlayan maskeli balo'dur...
  • çok sempatik bir yunan köyü. bilerek köy dedim çünkü köy merkezi tabelasına bizzat arabamla girdim *. aldığımız tavsiyelerle dedeağaç'ta hanımla yaptığımız küçük bir tatil neticesinde hemen denize girip döndüğümüz yer olmuştur. fakat her zaman yaptığımız gibi yolumuzu kendimiz bulmak isteyince köyün hemen dışındaki bir plaja denk geldik. neyse efendim denizi çok güzeldi. daha önce de santa rosa hotel civarında girmiştim trakya denizi'ne. eylül ayı olduğu için koskoca plaj bomboştu. seç-beğen şeklinde rahat rahat takıldık. bundan sonraki hedefimiz asıl köy merkezinde yer alan lokantanın arkasındaki plajda denize girmek olsun.
hesabın var mı? giriş yap