melina mercouri *
-
ilk kocasıyla kaçarak evlenmesini "savulun bakire melina geliyoor" , cuntayla savaşında vatandaşlıktan çıkarılmasını ise "yunan doğdum yunan öleceğimi albay papadopulos ise faşist doğdu ve faşit ölecek" şeklinde dile getiren, hayat dolu, matrak yetenekli sanatçı.
-
(bkz: ta paidia tis aminas)
-
(bkz: topkapi)
-
yunanistan'ın önemli politikacılarındanmış, 1977'de parlamentoya girerek ülkenin ilk kadın kültür bakanı olmuş. "i was born greek" adlı otobiyografisi bulunmaktadır. 1964 yılında topkapı sarayında çekilen "topkapı" isimli filmde oynamıştır, bu filmin çekiminin 40. yılı olması şerefine kültür ve turizm bakanlığı ile yunanistan turizm bakanlığı katkılarıyla 18 kasım 2004- 10 ocak 2005 tarihleri arasında adına "melina tekrar topkapı sarayında" isimli bir sergi açılacak.
-
yunanistanın edith piaf ı...*r leri söylerken yaptığı vurgu haricinde şarkıları ailecek takdirimizi toplamıştır...*
-
bir ceyhun atuf kansu siiri.
kızıltepe'de mardin'de
kızgın toprağında güneşin
vurdular şehmuz beyi
oğlu sabri'yle birlikte
tam çarşının ortasında.
yosma bir kadındır yurdumda
tabancanın çağrışımı.
gölgesiz güneşin altında
bir toprak düzeninden çalınma
bir su çağrışımıdır
insana yasak
bıçağa açık.
melina mercouri yadsımanın çağrışımı
direnmenin çağrışımı
bolivya dağlarında
orman güneşlerinde bir bıçağın
toprak ve su hakkı için
ışıl ışıl bilenmesi
çakmaktaşı yüreğinde çetelerin.
sürgünlüğün çağrışımı
denize inmiş saçların
tuzlu güneşte tel tel
bir coşkuyu eğirmesi
seviyi eğirmesi
kaçak dalgalarından yurdunun.
bıçak bursa'dır yurdumda, bir çarşı
bıçakçılar çarşısında
loncadan kalma ellerin çağrışımı
bir baba, bir oğul, bir yeğen
-kapanmış kapısı güzel güne
bir ev, bir ana, bir gelin-
bir çardak, bir kuyu, bir nalın
-mardin kadar yorgundur gün-
bağ bıçakları keser asma çubuklarından
yol bıçakları bir karpuzdan
ekmek bıçakları somunların gözyaşını
ve ince söğüt yaprağı bir bıçak
çağrışımıdır ağıtların.
bir uzak adanın çağrışımı
denizle gelir ipek sesi bir türkünün
yaros adasında bir tutuklu
aristofanes'in gelinleri kızları
başkaldırmışlar cuntaya
alçaklığın kaptanına
korsanlarına karanlığın.
zeytin ağaçlarının çağrışımı
gelir, balıkçıların barışçı şarabıyla
melina mercouri bir ince bıçakla
çizer mavi damarını çağının
bıçakla kan, yosma kan, yürekli kan
bir işe yarar... karışır onur yaprağına insanın. -
(bkz: asteri mou fengari mou)
-
atina plaka'da, her duvarinda resimlerinin ve her detayinda kendisine dair bir seylerin bulundugu cafe'ye adini ve ruhunu vermis deli dolu, buyulu kadin...
-
hayatinin son zamanlarini, parthenon'un elgin mermerleri olarak bilinen parcalarini british museum'dan yunanistan'a geri getirmek icin harcamis, resimleri akropolis metro duraginin her yerinde asili olan kadin.
-
pazarlari asla filminin daha ilk sahnesinde, denize atlayıp limandaki işçilerden birini denize atlamaya ikna ettiği bir sahne varıdr.
genç adam tam denize atlayacakken, filmdeki ismiyle illia, "hopppaaaaa" diye bağırır.
bir saniyelik bir plandır.
ama o bir saniye içinde, illia'nın yüzündeki ifade, hoppa deyişindeki hoppalık, kendine güven, kendine özgü duruş seyircinin beynine işler,
karakterin genel hatlarını çiziverir daha filmin başında.
bu yüzden zaten bu film ile mercouri 1960 yılında cannes'da ödül almış idi.
3 saatlik film yapıp bir ana karakteri doğru dürüst oturtamayan yönetmenler ve oyuncular gördükçe,
mercouri'nin o bir saniyelik oyunculuğunu insan yeer göğe koyamıyor tabi ki.
yasu melina.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap