• ruhbilimötesi; ruhçözümleme kuramı; genel ruhbilim kuramı; anlık ve beden arasındaki ilişki gibi görgül ruhbilim yasalarının ötesine giden felsefi soruların incelenmesi; ruhbilim için genel yasalar saptama girişimi
  • (bkz: metakognisyon)
  • bilinci uzaklaştırmak ve onu uzakta tutmak
  • "yasta dünya yoksullaşır ve boşalır, melankolide ise benliğin kendisi."

    sigmund freud.
  • zihnin işleyişini yöneten iki ilkeden biri. öteki haz ilkesidir. gerçeklik ilkesi, haz ilkesinin işleyişini sınırlar ve değiştirir. dış dünyanın gerekleri hazzın ve doyuma ulaşma çabasının en dolaysız ve kestirme yollara girmesini önler, doyumu erteler veya dolaylı yollara zorlar. haz ilkesi, bilinçdışında hüküm süren ilkedir, gerçeklik ilkesiyse zihnin bilinçli kesiminin bilinçdışından ayrışmasının ifadesidir.*

    (bkz: theodor wiesengrund adorno)
    (bkz: minima moralia)
  • freud’un icat ettiği metapsikoloji terimi, ilk kez 1896’da fliess’e yazılan bir mektupta görünür.
    “bana öyle geliyor ki, arzuları yerine getirme teorisi, biyolojik değil daha çok psikolojik -ya da metapsikolojik çözüm getirdi. (bu arada size ciddi bir şekilde bilincin ötesine rehberlik eden psikolojim için “metapsikoloji” terimini kullanmalı mıyım diye soracağım.) (freud, 1898, sf 301-302). basılı olarak terimin ilk kullanılışı ise günlük yaşamın psikopatolojisi (1901) ile olacaktır. freud, bir çok dini ve mitolojik mitlerin, psikolojinin dış dünyaya yansıtılması olduğunu iddia eder ve doğaüstü mitlerinin, ruhsal etmenler ve bilinçdışı ilişkileri ile açıklanabileceğini savunur. “cennet mitini, ilk günah mitini, tanrı, iyi, kötü, ölümsüzlük mitlerini bu yolla açıklamaya ve metafiziği metapsikolojiye dönüştürmeye girişilebilir.” daha sonra terim uzun bir süre kullanılmamış , bilinçdışı (1915c)’de terim kendini freud’un tanımlaması ile birlikte tekrar göstermiştir. “konumuzu ele alış biçiminin bütününe özel bir ad vermek mantıksız olmayacaktır çünkü bu psikanalitik araştırmanın amacıdır (in: consummation). ruhsal bir süreci dinamik, topografik ve ekonomik açıdan betimlemeyi başardığımızda bu betimlemeye metapsikolojik bir tanıtım demeyi öneriyorum.” freud’un ilk kullanımından itibaren, kavrama psikanalitik bir
    kavramsallaştırma amacı yüklediği ve aynı zamanda çok boyutlu bu kavramsallaştırmanın betimleyici özelliğine önem verdiği göze çarpmaktadır. 1901’de literatüre giren “metapsikoloji” kavramının tanımlanmasından önce de var olduğunu fark etmek önemlidir. nitekim, metapsikolojik olarak adlandırılmamış olsa da, metapsikolojik kavramsallaşmaya uyan bir çok freud metni vardır.
    laplanche ve pontalis (1973), metapsikoloji’yi, freud’un geliştirdiği psikoloji kuramına teorik açıdan bakılması ile ortaya çıkan, amripik gerçeklikten az yada çok uzaklaşmış kavramsal bir topluluğu refere etmek için freud’un icat ettiği bir terim olarak tanımlarlar ve metapsikolojinin dinamik, topografik ve ekonomik olmak üzere üç bakış açısını içerdiğini ifade ederler.
    moore ve fine, metapsikolojiyi psikanalitik kuramın klinik gözleminin sürekliliğinde, en yüksek derecede soyutlaştırmayı temsil eden (waelder’den akt, moore ve fine, 1990) ve klinik veriler ve daha düşük seviye psikanalitik önermeler için sistematik bir çerçeve oluşturan kavramsal bir araç olarak tanımlarlar.. moore ve fine, laplanche ve pontalis’in vurguladığı freud tarafından önerilen, dinamik, topografik ve ekonomik bakış açılarına,, rapaport ve amerikan psikanalizinin etkisi ile kalıtsal (genetic) ve uyumsal (adaptive) olmak üzere iki boyut daha ekler topografik bakış açısını çıkarırlar ve tüm bu bakış açılarını tanımlarlar. (moore ve fine, 1990)
    dinamik bakış açısı, ruhsal yapı içerisinde, her biri, kökene, büyüklüğe ve nesneye sahip olan, güdümlü psikolojik “güçlerin” varlığını ortaya koymaktadır. bu bakış açısı, dürtü ve çatışma gibi teorik düşüncelerin(ör. içgüdüsel tahrikler ve kısıtlayıcı etkiler arasında) kavramsallaştırılabilmesini sağlar. (moore ve fine, 1990)
    ekonomik bakış açısı, psikolojik enerjinin ruhsal aygıt içerisine yayılmasını öngörerek, uyarma ve boşalmanın biçimleri ve niteliği gibi teorik düşünceler sağlar. bu bakış açısının temeli, enerjinin niceliği, doğası ve eşiği ile biriktirme ve boşalım yasalarıdır.(moore ve fine, 1990)
    kalıtsal bakış açısı, ruhsal olaylara zamansal bir boyut kazandırır. bebeklikten yetişkinliğe ilerlemeye vurgu yapar ve yetişkinin çocukluğunun gerçeklerini ve koşullarını anlamadan psikolojik bir varlık olarak anlaşılamayacağını varsayar. (moore ve fine, 1990) bu bakış açısının freud’da ismi konulmamış bir şekilde var olduğu açık olsa da , freud sonrasında özellikle nesne ilşkileri gibi erken gelişime odaklanan kuramlar ve gelişimsel çalışmalar bu bakış açısının daha görünür olmasını sağlamıştır denilebilir.
    uyumsal bakış açısı, bireysel ruhsallığını, etkileyen ve ruhsallığından etkilenen kişilerarası, toplumsal ve çevresel olayları içerir. (moore ve fine, 1990) heartman, rapaport gibi daha sonra benlik psikologları olarak anılacak kişilerin çalışmaları sonucu ön plana çıkmış bir bakış açısı olduğu söylenebilir.

    yapısal bakış açısı, tekrarlayan ve kalıcı psikolojik fenomenlerin, ruhsal yapıda az ya da çok örgütlü bir temsil sağladığını ve bu temsillerin doğasının karakterize edilebileceğini varsaymaktadır. karakter özelliklerini, savunmaları, alışkanlıkları, ahlaki standartları, tutumları, ilgi alanlarını, hatıraları ve idealleri içerir. (moore ve fine, 1990) freud’da topografik olarak geçen bu bakış açısı, rapaport ve gill tarafından çıkarılmış yerine yapısal bakış açısı eklenmiştir. yazarlar, bilinçdışı, bilinç, bilinç öncesi sistemlerinin önemli olduğunu ve freud’un ikinci yerleştirme ile bunların önemini asla ortadan kaldırmadığını vurgularlar ancak, ekonomik ve dinamik bakış açısının topografik bakış açısını da içerdiğini ayrıca topografik bakış açısının bilinç, bilinçdışı ve bilinçöncesinin psikolojik bir nitelikten daha fazlası olduğunu ima ettiği için freud’un son görüşleri ile çeliştiğini iddia ederler. (rapaport ve gill, 1959)
    rapaport ve gill’in aksine topografik bakış açısının metapsikoloji içerisinde geçerliliğini koruduğunu düşünen ve topografik bakış açısını, yapısal bakış açısı ile birlikte kulanmakta olan psikanalistler de vardır.. topografik bakış açısı, ruhsal içerikleri bilinçlilik ile ilişkisi üzerinden tanımlar ve bilinçdışı, bilinçöncesi ve bilinçlilik üzerinden kavramsallaştırmaya izin verir. freud, bu yapıları, bir ruhsal yapı olarak kavramsallaştırsa da daha sonra ikinci yerleştirmede yerine daha detaylı yapılar koyacak ancak ruhsallığın bilinçlilikle olan ilişkisi önemini kaybetmeyecektir. (auchincloss ve samberg, 2012).
    o halde metapsikoloji kavramı, freud’un belirli makalelerine gönderme yapmanın dışında, kısaca divan deneyiminin çok boyutlu kavramsallaştırılmasını ifade eden bir soyutlama olarak tanımlanabilir.
  • freud'un bize kazandırdığı orijinal kavramlardan biri. anlamlandıramadığımız şeyleri yorumlarken anlamlandırdığımız kavramlardan yola çıkarız. freud kendi sistematiğini makalelerinde yazmıştır ama yazdığı makalelerin dili ağır gelmiştir bana.

    görsel
  • "psikanalitik yazımın bu denli can sıkıcı olmasının nedeni tamamen yaşça büyük kişilerce yazılmış olmasıdır. 40'lı yaşlarındaki freud, hep olduğundan daha gençti: daha az ihtiyatlı, daha cesurca ve daha küstahça spekülatifti. bu dönemde yazılanlar uyumlu bir coşku ve olanak hissini taşır. freud 1906'da ölmüş olsaydı zihnin yapısal kuramı, ayrıntılı metapsikoloji (freud bir defasında bundan "cadı metapsikolojisi" diye bahsetmişti), haz ilkesinin ötesinde bir şey olup olmasığıyla ilgili spekülasyon, dinin kapsamlı eleştirisi ve ölüm dürtüsü olmayacaktı. sadece rüyaların, cinselliğin, esprilerin, hataların bir kuramı ve psikanaliz uygulaması konusunda merak uyandırıcı bir ipucu olacaktı ki bunlar da fazlasıyla yeterliydi." adam phillips - freud olmak bir psikanalistin gelişimi
hesabın var mı? giriş yap