• yoklugu borderline kisilik bozuklugu ("borderline personality disorder") ozelligidir. nesne iliskisinde patoloji derindir, iliskilerde sureklilik eksiktir, borderline kisilik iliski kurdugu bireyleri idealize ve devalue etme egilimleri arasinda bocalar.
  • onemli gelisim psikolojisi terimlerindendir*. bir bebege bir obje gosterilir. bebek objeyi gorur. sonra bebegin gozu onunde bu obje bir panonun arkasina konur. bebek objenin varligini unutur. obje varolmaya devam etmiyordur onun icin. out of sight, out of mind, gozden irak gonulden irak. piaget'ye gore bebekler 8-10 aylikken artik bu yetenege sahip olmaya baslarlar. panonun arkasinda objenin varolmaya devam ettigini cakozlarlar. tabi bu deneylerin varyasyonlari var. obje panonun arkasindan gecirilip diger taraftan cikarilir o zaman bebek takip eder ayni obje oldugunu cakar veya obje panonun arkasindan gecti gibi gosterilip yerine baska obje cikarilir bebecik gozlerini faltasi gibi acar. velhasil muhim bir ozellik olmasini evlat edinilen cocuklarda gozlemlenenlerle bagdastiranlar vardir. reactive attachment disorder(rad) denilen ve 0-2 yas arasi ihmal veya tacize maruz kalmis cocuklarda goruldugu iddia edilen durumdaki en onemli sorunlardan biri object permanence yeteneginin bu cocuklarda gelismemis olmasi... mesela bes yasindaki bu cocugun annesinin (evlat edinen anne) uzerine battaniye ortuluyor, annen nerde simdi deniyor, cocuk cevap veremiyor, bilmem ki, unuttum, yok falan diyor. bes yasindaki cocuk bu kadar salak olabilir mi demeyin, akillara durgunluk verici bisey gibi geliyor, ancak duygusal olgunluk ile kognitif olgunluk arasindaki ucurumlari zaman zaman farketmediniz mi. bunu kulaktan veya kitaptan degil izledigim deneysel videodan aynen aktariyorum; annesinin ayagini gosteriyorlar, o zaman cocuk annesinin yokolmadigini algilamaya basliyor. bu guvensizlik tabii ki kalp burkucu. bu tipki birini bir sekilde kaybeden birinin (ayrilik olsun, olum olsun) bunyesinde o kisinin varolmaya devam ettigini hatirlamaya ihtiyac duymasi gibidir. kaybedilen kisi panonun arkasindadir (en kotu ihtimalle mezarda veya cennette baska boyutta vesairede varolmaya devam ediyordur, veya saglikli kalabilmek icin bunu boyle dusunmek isteriz) ancak kisi kucukken yeteri kadar panosal deneylerde kobay olmamissa, battaniye altindan anasi babasi ce-ee yapmamissa, ulan pano ne, ozluyorum ama kimi, nedir bu, annem nerde, cisim geldi, uzadi bu bitsin bu entry tarzi bir cocuklasmaya da girebilir. velhasil psikoloji zor ilim.
  • özlemin * kaynağı olan bilgi. anne/babamızın sabahları işe gittiğinde püf olmadığını, başka bir yerde, bizi hemen, şimdi kucaklayamayacak bir yerde, uzakta olduğunu anlamadan önce ne kadar kusursuz bir mutluluğumuz vardı. sevdiklerimizi gittikleri an unutuyor, döndükleri an sevinçle karşılıyorduk. ama duygusal olarak sakatlanmamamız için gidenin artık burada olmadığını ama mutlaka hatta daha iyisi hep geldikleri saatte yanımızda olacaklarını bilmemiz, güvenmemiz gerekiyordu. geceleri uyanıp annemizi yanımızda bulamayınca, annemizin * hemen geleceğini bilmek istiyorduk, bu yüzden her uyanışımızda ağlamaya başlıyorduk. annemiz, yine, yine geliyor, bizi yanına alıp mutlu kokusundan mahrum etmiyordu. gidenlerin döneceğine, ağladığımızda birinin bizi kucaklayacağına, dayanılmaz gelen özlemin bir gün biteceğine böyle inanmaya başladık.
    şimdi, madem bebeklerde piaget'nin düşündüğünden de önce gelişebildiği ispatlanan bu kavramı öğrenmiş olduk, minik bebeğimizi -50 dolar fazla veren birini bulduğu an kaçacak- bir moldovyalıya bırakıp çıkmayı planladığımız o uzun, cıyaklamasız mavi yolculuğu bir de bu gözle değerlendirelim ki ileride kızımız sevgilisi askerdeyken çocuğun en iyi arkadaşlarıyla orji yaptığında, oğlumuz terk edilme ihtimalini minimize etmek için üçer günlük ilişkilerin müptelası olduğunda çorbadaki tuzumuzu hatırlayıp hayıflanmayalım.
  • ce yapmak isimli eylemin bilimsel dayanağı.

    çok ilginç bir sonucu da, nesneyi saklamayı çocuğun gözü önünde yapsanız dahi, çocuğun bunu algılayamaması. mesela, elinizde bir bozuk para olsun, masanın üstünde de bir bez. bozuk parayı çocuğa gösterin, sonra avucunuzu kapatın. sonra da elinizi bezin altına sokup, parayı oraya bırakın. elinizi aynen kapalı şekilde çıkarın ve çocuğun önünde açıp gösterin. çocuk "para nerede" diye elinizi arayacak, ama bezin altına bakmak aklına gelmeyecektir.

    annesi/babası tuvalete gidince "annem/babam nerdeee" diye ağlayan (iki yaş altı) çocuk, işte bu nedenle ağlamaktadır; naz yaptığından değil. * *
  • türkçesi nesne devamlılığı ya da sürekliliğidir.
  • "yok oldu" duydukça "türkiye'de object permanence yok olmalı" duşunuyorum. (bkz: yok oldu)
  • object constancy olarak da ifade edilir.
  • piaget'e gore duyusal motor doneminde hafizanin kullandigi iki temel gostergeden biri. digeri ertelenmis taklit
    cocuk, zihninde nesneyi kaydeder. siz nesneyi saklasaniz bile onun kaybolmadigini bilir ve aramaya calisir. nesne surekliliginin kazanilmasi bellegin kullanildiginin bir gostergesi denilebilir. nesne surekliligi kazanamayan cocuklar, bir nesne gorus alanindan ciktiginda onu yok sanirlar.
hesabın var mı? giriş yap