• dünyanın dört bir köşesinden harika müzikleri bulup çıkaran ve bize sunan kutsal müzik şirketi. evet, hem şirket hem de kutsal! ayrıca hem web siteleri hem de albüm tasarımları çok başarılı...
    merak edenler için; http://www.putumayo.com/
    bu arada putumayo kolombiya'da bir nehir ve ovanın adıdır. şirketin kurucusu 1974teki gezisinden etkilenipbuismi koymuş şirketine. belki de bu yüzden putumayo'nun en başarılı toplama albümü colombia...
  • albümlerinin grafik tasarımı için:
    (bkz: nicola heindl)
  • bir kisim insan tarafindan, yuppie tesebbusu olarak gorulen, hatta yayinladigi orta yolcu, zararsiz albumler nedeniyle world music'in wal mart'i olarak adlandirilan new york merkezli plak sirketi.. her ne kadar bu ithamlarin biraz agir oldugunu dusunsem de, cikardiklari albumlerin cok bir sey vaad etmedigini dusunuyorum yine de, sevenlerinin affina siginarak..
  • albumleri taze kavrulmus kahve yaninda cukulata kadar iyi giden album olmak gibi sade iddialarla piyasaya surulmus hissi verir. iddiasiz ve sade olmasi belki de en kalpten vuran noktasi bu albumlerin. "iste dunyanin her yerinde insanlar boyle egleniyor, sakiyor, sevgisini ve uzuntusunu ilan ediyor, evlerinize tasiyalim istedik" gibi bir not eklenivermis sanki butun albumlere. daha cok dunya muzigi janrina atilan ilk adimlarda insanin elinden tutabilecek albumler bunlar, ornek olarak arabic groove isimli orta dogu muzigi cd'leri natacha atlas ve amr diab gibi pek tanidik isimleri barindiriyor. bir cok albumun cok ciddi vaatlerle karsimiza cikip hayal kirikligi yaratabildigi bir endustride, ne kadar unutsaniz da her zora dustugunuzde geri kacabileceginiz anne kucagi gibi sanki.
  • grafik tasarımlarını beğendiğim, kendilerine ait bir grafik tarzları olan şirket.
  • gypsy caravan nam bir derleme albüm çıkartmıştır 2001 yılında.
  • kapak resimleri insandaki yaşama sevincini ortaya çıkartan (bkz: sevgi çiçeği), 'yuppiler de olmasa world music'in tadına varamıcaz, tanımıcaz, tanışmıcaz banam bea' (bkz: ry cooder) dedirten cdleri çıkaran şirket.
  • 2003'te çıkan eurolounge albümünde ilhan erşahin nil karaibrahimgil ürünü girl bulunmaktadır.
  • "ay kuzum yoksa siz küresellestiremediklerimizdenmiymissiniz" sorusuna 'evet' yaniti vermek istemeyenlere dünyalarin muzigini poset poset satan plak sirketi. ozellikle amerika'da havayolu ve seyahat dergilerinde bolca reklamlar yayinlamakta, french cafe, italian cafe isimli albumlerle amerikalilara gayet cazip gelen bu son derece egzotik (!) kulturlere ait muziklerin kabzimalligini gayet ustaca ve kibarca gerceklestirmektedir.

    albümleri basittir ama kötü degildir - atlanta'nin gobeginde tennessee dogumlu zenci garsonlarin servis yaptigi "la (insert italian sounding pseudonym here)" lokantasinda risotto yiyerek ne kadar italyan mutfagina vakif olunursa, bu adamlarin 12 sarkilik albumlerini dinleyerek dünya müzigine o kadar vakif olunur. öte yandan kisisel gözlemlerime dayanarak albümlerin fena satmadigini da söyleyebiliriz. zira kürele kürele iyice top olan su ölümlü cihanda bir baskasinin yerinde olmak isteyenlerin ufku iyice genislemistir artik: kafaya hasir sapka takip kamboçya sazliklarinda nazik nazik kürek sallamak, bhutan'da yogiler esliginde bitkileri özümsemek ve toscana'nin vespa dolu daracik sokaklarinda berdus berdus gezinip ille de kirmizi sarap (hem kalbe de iyi geliyormus meret) içmek hayalleriyle yasayan öyle çok üst-orta sinif mensubu vardir ki...

    iste senede bir yillik izninde colugunu cocugunu alip boyunlarinda fotograf makinesiyle danalar gibi bir müzeden digerine kosturarak avrupa'yi gören (!) bu suburb civcivleri pazartesi sabahi i-95'in kanli biçakli trafiginde sikisip kalmisken, ne söyledigini anlamasa da bir italyanca ses bir fransiz nefes dinleyebilmek ugruna 20 dolari seve seve gozden cikarirlar.

    bir diger parantezi de burada söylece açmis olalim sevgili okur: naçizane kanaatime göre bu pazarlama harikasi putumayo'nun yaptigi görece en kallavi katki ortadogu muzigine olmustur: zira, misir'da neredeyse ümmü gülsüm ve amr diab'dan baska kimsenin albümü cd formatinda çikmazken, ortadogunun batiya acilan penceresi lübnan'li sarkicilar fransa'dan öteye gidemezken, hicbir esmer sarkici sting ile duet yapmadan ya da francoise hardy coverlamadan mainstream radyolarda yer bulamazken, bu elemanlar sayesinde usher'in pis pis siritisina asina bati kamuyou az da olsa yaser habib'in kirli sakallarina da maruz kalmistir hmv'nin arka reyonlarinda. zaten su fani ömrümde mtv ilham el medfai weekend görmeyi, vh1 behind the music with ardavan kamkar izlemeyi bekliyor da degildim, yeter artar bile bu kadari.
  • (bkz: la torinese)
hesabın var mı? giriş yap