savaşsız yirmi gün
-
(bkz: konstantin simonov)
-
konstantin simonov bu romanında cepheden cepheye dolaşan, ön hatlara kadar giderek ikinci dünya savaşı'nı izleyen savaş muhabiri lopatin'in notları çerçevesinde insanlığın en büyük belasından, savaştan duyulan korkuyu yansıtır. savaş bir yandan cephede sürerken öte yandan lopatin'in bir görevle gittiği ve savaşsız yirmi gün yaşadığı taşkent'te, daha genellersek bütün cephe gerisinde, siviller kesiminde de sürmektedir. ortak korku karşısında insanların dayanışması, yepyeni bir anlam kazanmaktadır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap