• murat belge nin bir dönem çok satan kitaplar listesinden düşmeyen kitabı; gazetelerde yazdığı yazıları da içeren, latif demirci tarafından süslenmiş eğlenceli bir damak zevki araştırması.
    içerisinde eskiden maaşların tuzla ödenmesinin günümüze yansımasından tutun da (salt - salary) , rakı ve sigara içme adabına kadar ayrıntılara ulaşan, tüm ünlü dünya mutfaklarının anlatıldığı bölümler var.
    yemek tarifi kesinlikle yok, ancak okuduktan sonra mutfakta gaza gelmek mümkün.
  • okumasi inanlimaz zevkli bir kitap. adina bakinca sanki bir yemek kitabiymi$ izlenimi yaratsa da yemegin, ickinin, baharatlarin hatta ekmegin bile tarihini ogrenebileceginiz gercek bir kaynak eser. yalniz o kadar imla hatasini ne murat belge ye, ne de ileti$im yayinlari na yaki$tirmak mumkun degil (israrla meyva, fasulya yazilmasi veya baglaclardan sonra virgul koyulmasi gibi).
  • geceleri okunması halinde kitabın sonuyla birlikte baskülde +3 kiloluk bir fazlalığın görülmesi işten değil.gece 2 de bana salata yaptırıp yedirmiş bir kitaptır-insanın canı her zaman böyle masum şeyler istemez tabii ki.neticede tok karına okunmasını tavsiye ederim.
  • (bkz: yemek kulturu) (bkz: murat belge)'nin inanilmaz keyifli kitabi. ozellikle tarihsel acidan yemek kulturunun gelisimini anlatirken ; bir anda evet bu kitabi murat belge yazmisti diyiveriyorsunuz.
    murat belge turkiyenin cok onemli dusunurlerinden biri ; eh yemekten bu kadar keyif almasi da kendisini ekstra sevmeme yol acti cunku bende guzel yemek duskunuyumdur.
    (bkz: kahrolsun fast-food)
  • (bkz: mikro tarih)
  • murat belge yazar kişisinin yazdığı en önemli kitaptır.
  • bir murat belge kitabı. murat belgeyi öteden beri bilirim ancak baştan sona bir kitabını okumamıştım. tahminimin aksine bayağı bir “sense of humour” sahibi bir yazar olduğunu keşfettim bu kitabı ile. zaman zaman konu biraz dağılsa, yer yer bazı kısımları eskimiş olsa da alınıp okunası bir kitap. çokça şey öğrenebilir, tebessümle okuyabilirsiniz.
  • bu kitabi yanilmiyorsam 2001 yilinda okumustum ve cok begenmistim.

    o donem universiteyi geride birakali birkac sene olmus, istanbul'a tasinmisim. iyi bir isim var ve ufaktan bu yemek islerine merak sarmisim ama bilgim kisitli. istanbul'a tasindiktan sonra cin, hint, meksika gibi farkli mutfaklari [cok kotu orneklerini] deneyimliyorum ve bu kitap cikinca uzerine atliyorum. kendisinden de bircok sey ogrendigim bir kitaptir acikcasi.

    yakinlarda kitap yeniden elime gecti. daha dogrusu baska bir sehre tasinan arkadasimiz olan bir cift [ki biri culinary art okumus bir insandir] yemek ile ilgili kitaplarini birakinca, arasinda buldum, tekrar okumaya basladim.

    tam 21 sene sonra, onlarca baska sehir ve ulke gezmis, gormus ayrica defalarca uc yildizlilar dahil michelin star restoranda yemek yeme sansi bulmus biri olarak tekrar okuyunca bambaska bir bakis acisiyla karsilastim ve aslinda kitabin ne kadar eksik ve bazi yerlerde dupeduz yanlis bilgi icerdigini gordum.

    sadece kitap hakkinda daha iyi bir fikir edinmenin yanisira farkli yaslarda, farkli kafalarda ayni seyi okuyunca kendim hakkimda da fikirler edinmis oldum, o acidan duble faydali bir kitap oldu.

    son olarak italyan mutfagindan bahsederken "hamur isinden ibaretmis" gibi bahsetmek ve bistecca alla fiorentina'nin lafini dahi etmemek cok buyuk haksizlik olmus.
  • murat belge'nin 2001 yılında ilk baskısı yapılan eseri.

    politik olarak feci konumlanışlara sahip olsa da belge'nin seyahat, yemek vb. gibi kültürel alanlara dair tarzını ve eserlerini okumayı severim. keyfine düşkün birisi olması, incelediği her unsuru tarihsel olarak delik deşik etmesi bu tip eserlerinin okunurluğunu artırıyor.

    yemek üzerine yazılan bu eser de yazarın hem kişisel deneyimlerinin hem de alan üzerine araştırmalarının bir eseri. çeşitli sebze, meyve, et, deniz ürünleri vb. gibi yenir her şeyin tarihçesinden başlayıp dünya mutfaklarıyla devam ediyor. sonrasında bir mutfağından masasına bir sofrayı oluşturan tüm unsurları enine boyuna anlatıp deniz ürünlerinde de epey bir oyalanıyor.

    okuması zevkli olsa da eseri okurken iddialı ismine rağmen belge'nin yeme işlerine dair özel ilgisini bir eserle taçlandırmak istediğini hissediyorsunuz. bu nedenle kişisel yemek deneyimi ve özne yargılar eserde baskınlaşıyor kimi yerlerde. böyle olunca da kitap isminin hakkını tam veremiyor ve yer yer çok hafifliyor. neredeyse çeyrek asır sonrasının bilgisiyle okuyunca da bazı tarihsel temellendirmelerde hatalar olabildiğini görüyor insan. belki de dönemin doğrusu onlardı bilemem ama develerin hörgüçlerinde su olduğunu söylemeseydi iyiydi.

    eseri okuduktan sonra belge'nin keyfine ve boğazına düşkün bir insan olduğuna iyice kanaat getirdim. yer yer otobiyografik unsurlar da içeren yapıt; belge'nin eski vekil babasıyla olan ilişkisine de değiniyor. baba oğul çok da yokluk görmeden dünya nimetlerinin güzel güzel tadına varmışlar.

    okuması kolay, çerezlik bir kitap. onca seneden sonra güncelliğini kaybeden kısımları olsa da faydalı olacak kısmı da bol.
hesabın var mı? giriş yap