• ayni zamanda sinema filminin video formatina (vhs olur dvd olur) gecirilme i$lemine verilen isimdir. bu sirada genelde frame rate conversionlari yapilir*, renkler/sesler duzenlenir ve pahali sistemlerle* cali$ilir.
  • ses ve ışık sistemleri satan, kiralayan bir firma. dünyaca ünlü birçok markanın distribütörü.

    http://www.istelesine.com/
  • esas anlamının yanında, bazı çevrelerde * filmin `:(ya da klibin, reklamın vs vs)` "genel renk anlayışı" anlamında da kullanılır.

    örnek vermek gerekirse:
    - nasıl bir telesine düşünüyosun?
    meali: renkleri nasıl olacak? mavilere mi ağırlık vericen?
    - filmin telesinesi güzel olmuş.
    meali: elinize sağlık, kontrastı, renkleri falan hoşuma gitti

    bu kullanım, beraberinde "telesine modası" gibi lafları da getirmiştir. mesela 1999-2002 yılları arasında gördüğümüz bir çok reklamda olan mavi-yeşil ağırlıklı renkler, bir telesine modası'dır.

    bu tür kullanım öyle oturmuştur ki dile, video çekilen işlerde bile, herhangi elektronik bir ortamda* * * * yapılacak renk ayarından bahsederken bile telesine denmektedir.

    ayrıca (bkz: tape to tape telesine)
  • vizyona giren filmlerin p2p kullanıcısına tez elden ulaştırılmada kullanılan yöntem. lakin pek tavsiye edilmemektedir. kişinin sabır katsayısına göre dvd screener yada dvd rip beklenmelidir. ne de olsa;

    (bkz: hızlı giden atın boku seyrek düşer)
  • telesyncden daha kaliteli sonuclar veren makaradan dijital olarak kopyalamaya verilen isim. goruntu ve ses olarak tatmin edicidir.
  • bu ciddi teknoloji hakkında 8 entrydenn 2 si korsan kullanımını anlatıyorsa yazık bu ülkeye.
  • zamanında analog dünyanın son çırpınışlarıydı çırpındı ve suyun dibine battı. yerine birler ve sıfırlar aldı. artık gelsin pikseller gitsin color topları. zaman gelicek şu dönem kullandığımız kameralara "siz bunları mı kullanıyosunuz atın bunları" dicekler. kullandığımız medya ve disklere zamanın disketi gibi "puhahah 1tb disk mi olur" diyecekler. bu işin sonu yok. kaçın kurtarın kendinizi.
  • al işte, liselilerin bilmeyeceği bir şey daha.

    eskiden film dizi falan bitince, seslendirenlerden başlar, emeği geçen herkesin adını aşağıdan yukarıya akar biçimde yayınlardı tvler.

    telesine de, o esnada geçen bilgilerden biriydi. bilmezdik tabii nedir telesine. google yok, ssg daha doğmamış bile.

    telesine kelimesi vatandaşın karşılaşamayacağı bir kelime oldu. çünkü o tanıtım yazıları akmaz oldu. ancak sektörde olanların bildiği bir unsur oldu telesine.

    ''sesleri alan'' vardı mesela. nereden alırdı, kaça alırdı bilmezdik. alır gelir filme koyardı sesleri. hey gidi.
  • sineme filmlerinin 35 mm filmle çekildiği yıllardan kalma bir işlem. analog görüntü, 35 mm filmden görsel efekt ekleme, renk düzeltme amacıyla taratılıp dijital ortama aktarılırdı. yerini günümüzde tamamen dcp mastering işlemine bıraktı.

    türkiye'deki filmlerin telesine'si yüksek oranda sinemaj'da yapılırdı, orası da sanırım 2014 civarında kapandı. günümüzde yukarıda bahsettiğim işlemi de artık sinemaj şirketinin kurucu ortakları** yapmakta ağırlıklı olarak.
hesabın var mı? giriş yap