• vermek...
    (bkz: vermek)
  • bağlamak anlamına gelen denizcilik terimi.
  • teknede bayragi cekmek anlamina gelir.
    (bkz: denizcilik terimleri)
    (bkz: mezestre etmek)
  • para vermek, maliyeti, ederi kar$ilamak.
  • içki bardağı tokuşturmak anlamına da geliyormuş.
  • arg. vermek, ödemek, yollamak.

    ör. mevzu büyüyünce bizi starbucks'ın önünden toka ettiler. halbuki bütün amacımız, iki americano almaya paramız yetişmediğinden türkü söyleyerek gelen geçenden beş on lira toka etmekti.
  • binlerce yıl evvel okunup zihne kazınmış "toka bandıra" haliyle feridun fazıl tülbentçi romanlarında karşımıza çıkan söz dizisi..

    "toka bandıra!" akdeniz'i yurt edinmiş türk denizcileri tarafından kullanılan bir bahriye ünlemi: düşman deniz unsurlarına meydan okumak, dosta güven hayına korku salmak için bandırayı, sancağı, bayrağı direğe çekmek maksadıyla reis tarafından emir kipinde haykırılan bir söylemdi..

    sivil ve askeri denizcilikte aşağı yukarı anlamı; bir şeyi çıkabileceği en üst noktaya kaldırmak gibi bir şey.. sancağı, bandırayı, işaret flamasını ve saireyi tepede takılıp kalacağı üst sınıra kadar çekmek..

    ayrıca ve yine denizcilik terimi olarak; karşılıklı iki parçayı ucuca getirip dokundurmak, birbirine yaslamak, dayamak..

    ayrıca, karşılıklı el sıkışmak anlamındaki tokalaşma da yukarıdaki anlamla bağlantılı olabilir..

    ayrıca, bazı denizciler tarafından "kadeh kaldırmak" anlamına kullanıldığına da şahit olunmuştur..

    ayrınca, italyan kökenli ve dokunma anlamına gelen denizcilik terimi toka ile bizim öztürkçe dokunmak sözcüğü birbirine fena halde ve düşündürücü bir biçimde benziyor..

    ayrıca, argo anlamıyla ilintili:
    (bkz: toslamak/#152675705)
hesabın var mı? giriş yap