• nasıl da acıtır bitince... ağladığın adam sevgilin bile değildir, dokunmamışsındır, etmemişsindir. aşk değildir arkasından üzüldüğün, arkadaşın değildir kaybettiğin, elini bile tutmamışsındır ama bir şey vardır. sırtına doğru bir ağrı yayılır aklına gelince.. yolda görürsün, yüzüne bakmadığında edecek iki lafın yoktur, hesap soramazsın çünkü sevgilin değildir, dön diyemezsin çünkü hiç gelmemiştir... biten bir şey vardır ama o biten şey nedir o bile belli değildir....
  • bundan korkunç çok az şey var, gelin makyajı mesela.
  • sevgiliniz deildir evet ama birlikte olmussunuzdur
    telefonla ayda bir iki kere gorusursunuz ama her istediginizde de arayamazsiniz . aramazsiniz
    canim cicim si kelimeler aranizda gecmez
    beraber sinema seyredersiniz film hakkinda yorum yapmazsiniz
    ne tur muzik dinledigini bilirsiniz ama muzikler hakkinda konusmazsiniz
    yarin neler yapacagi konusunda sorular sormazsiniz
    o gittikten sonra msj atmazsiniz
    belli periyodik zamanin gecmesini beklersiniz
    baska birileriyle birlikte midir acaba diye sorarsiniz ama sorunuz kendinize de salakca gelir
    hatta onun tanidiklarinin yanindayken acaba simdi kendimi nasil tanitsam diye dusunursunuz
    ailenize onun nesi oldugunuzu anlatamazsiniz
    cunku siz de bilmiyorsunuzdur
  • çoğunlukla "geçmişte yaşadağım ilişkilerden ve yediğim kazıklardan o kadar çok acı çektim ki senden çok hoşlanmış olmama rağmen olabileceklerden korkum var ve bu yüzden kendimi bu belirsizliğe atmadan önce kısacık bir süre daha psikolojisi bozulmamış normal bir insan olarak yaşamak istiyorum ama seni kaybetmek de istemem" gibi uzun bir adı olduğundan dolayı geçici bir süre isimsiz muamelesi yapılan ilişkidir aslen...
  • - ne istediğinize karar verin.

    arada sırada görüşelim, kimse kimseye karışmasın, arayıp sormayınca ''niye aramadın?'' dırdırı olmasın ama çağırdığımda da gelsin minvalinde bir nevi open relationship mi istiyorsunuz yoksa işin içine sadakatin de girdiği, birlikte uyuyalım, arkadaşlarımla tanışsın, konsere - sinemaya - tiyatroya gidelim, yemek yapalım, kahvaltı edelim, içelim, ali kırca gibi ''hayatı paylaşalım'' tadında bir ilişki mi istiyorsunuz. bunun cevabını verdikten sonra bir sonraki soruya geçin. unutmayın, sürecin gidişatını belirleyecek olan şey beklentilerinizdir.

    - ne hissettiğinize karar verin.

    üstteki soruya open relationship cevabını verenler, işler yolunda giderse dert etmenize gerek yok. bir şey hissedip hissetmediğinizi düşünmenize gerek yok. takılın. durmak yok yola devam. fekat siz sevgili bedeviler, olur da yavaş yavaş bir şeyler hissetmeye başlarsanız hemmen karşınızda da aynı eğilim olup olmadığına bakın ve bir alttaki soruya geçin.

    üstteki soruya ali kırca naifliğinde yaklaşanlar, size yazık. ''benim milyonlarca arkadaşım var'' diyen pınar altuğ gibi ilk başta durumu inkar edeceksiniz. arkadaşlarınıza biz sadece arkadaşız yalanını sıklıkla söyler bulacaksanız kendinizi, bir bar çıkışı size mikrofon uzatan kameralar eşliğinde. sonra lan?? dönemi kapınızı çalacak. işte bu dönemde sakın kendinizi dolduraşa getirip kendi kendinize gelin güvey olmayın. iyi düşünün. bir süre yalnız kalın, konuşmayın gerekirse. o'nu gördüğünüzde, konuştuğunuzda ya da o'nun yokluğunda ne hissettiğinizi düşünün. acele etmeyin.

    - istediklerinizi ve hissettiklerinizi ''o'' karşılayabiliyor mu, buna karar verin.

    open relationshipciler, dikkat edin siz açık sularda yüzmek isterken karşınızdaki sizi duba olarak görmesin. diyelim gönül ferman dinlemedi, arada bir buluşmak yetmez oldu. önce bir sorun bakalım o da aynı hissiyatlar içinde mi. (bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

    minik bedevilerim, aynı husus sizin de geçerli bien sur.

    21. yüzyılda ne platonik aşkı allasen. mazoşist olmaya gerek. hayat kısa, sevmek sevilmek lazım, vapurlar falan. tabii sevmekle sevilmekle bitmiyor. bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen. daha fazlası gerektiğini unutmayın. sen sürekli bir şey demesini bekliyorsan ve o gelecek hiç gelmiyorsa fazla uğraşmayın. yorgunluk, stres filan bunlar hep kalbe zarar. (bkz: entryde mehmet öz tandansı yakalamak)

    - sadece canınız sıkıldığında zaman geçirmek için mi birliktesiniz yoksa o'nun olmadığı zamanlarda mı canınız sıkılıyor, bunu düşünün.

    mesela arkadaşlarınız var yanınızda ya da ebeveyninizle oturmuşsunuz, sohbet ediyorsunuz, film izliyorsunuz, geziyorsunuz işte ne bileyim, sosyal bir habitattasınız. aklınıza hiiiiç gelmiyorsa, bir sorun var demektir. wish you were here demek önemli. tabii ben abartıp ''ay yemek sensiz boğazımdan geçmiyor, filmi izlemek için seni bekliyorum, ankaragücüme gidiyor böyle yaşamak'' diyin demiyorum. ama bir insanı sadece canınız sıkıldığında aramanın yalnızca işiniz düştüğünde aramak kadar kötü olduğunu bilin istiyorum. evet.

    - mevzu bahis ''o'' kişisinin herhangi bir insan olup olmadığına karar verin.

    burada kilit soru şu, o'nunla yaptıklarımı başka biriyle de aynı keyfi alarak yapabilir miydim? herhangi biri bana o'nun gösterdiği ilgiyi gösterseydi de aynı şeyi hisseder miydim? (bkz: neden bana ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum) bunu anlamak için etrafınızda en az bir kişinin size ilgi gösteriyor olması gerekiyor ki, allahtan daha ne istiyorsunuz bilmiyorum. eğer herhangi bir insanla da olabileceğinizi düşünüyorsanız, üzgünüm siz bir poh poh perisi arıyorsunuz ve testimizin sonuna geldiniz. (bkz: sözlük bana en yakın çıkışı bul lan allahsız) yok eğer, gözünüz o'ndan başkasını görmüyorsa, umalım ki derdini veren sabrını da versin.

    beklentilerinize, hayatı paylaşmak istediğinize, üstelik tüm bunları herhangi biriyle değil o'nunla yapmak istediğinize karar vermişseniz ve pasınıza sağlı sollu ataklarla cevap almışsanız ama ender gelişen osasuna atakları bir türlü golle sonuçlanmamışsa adı koyulmamış ilişkiye hoş geldiniz. o da beni seviyorun gazıyla bir süre idare edersiniz ama attention...mon ami...fa-lala-lala-la-la. bir kere nasıl davranmanız gerektiğini bilemediğiniz için çok kastırıcı bir ortam oluşur zamanla. elini tutsam mı, koluna girsem mi, şimdi burada bir şey söylesem acaba yanlış anlar mı, tüm bunlar benim hüsn-ü kuruntum olabilir mi, şimdi başımı omzuna koysam çok mu tuhaf kaçar derken bakmışsınız paranoyak olmuşsunuz. hadi dışarı çıkalım diyemezsin, gecenin ya da sabahın köründe kapısında bitemezsin, birlikte uyuyamazsınız, öyle kardeş kardeş oturursunuz anca. işin bir de ''e siz şimdi sevgili misiniz?'' sorusu boyutu vardır ki, kamu düzeni bozulmasın diye bu konuya hiç girmiyorum. ne dost ne sevgili, böyle arafta yaşar durursunuz. bir yerden sonra taraflardan birinin canına tak eder, magazincilerle oynanan ''sadece arkadaşız'' oyunu gerçeğe döner.

    işbu anlarda kendinize yeni bir soru sorarsınız: aşk kırıntısıyla doymak mı tek başına aç kalmak mı?

    sessiz sedasız biter.

    ek: (ara: böyle aşkın ızdırabını)
  • kimi cevrelerce ask ve arkadaslik arasindaki kalan iliskilerin olusturdugu butun olarak adlandirilan zamazingo. cok sey paylasilir,herhangi bir arkadasin bilebilecekleri sizin bildiklerinizin yaninda sifirdir. ona ozel kimi detaylari bilen ayricalikli birkac kisiden birisinizdir. arkadasliklarin barindiridigi mesafeler yoktur,kafaniz estiginde arayip sunu yapalim diyebilirsiniz,basbasa gayet guzel vakit gecirebilirsiniz,arkadaslar arasinda olan birebir muhabbet tikanikligi cogu zaman yasanmaz.kafaniz estigi vakit onu arayabilirsiniz-ki bu cok sik gerceklesen bir aktivitedir- ve bundan ne utanma ne de sikinma duyarsiniz.netice de "o" sizin arkadasiniz degildir...

    ote yandan bir sevgilinin sahip oldugu ayricaliklara sahip de degilsinizdir.zamaninin buyuk bolumunu size ayirmak zorunda degildir.cogu zaman yapmasi gereken isler sizden cok daha onemlidir.onu her istediginiz an yaninizda bulamazsiniz.sizden habersiz yaptiklari hakkinda hesap sorma hakkindan ise bahsetmeyin bile.kiskanmak aklinizin ucundan bile gecmemelidir.neticede "o" sizin sevgiliniz degildir...

    eee..peki bu karsidaki nedir o zaman? buyuk bir cogunluk,ee sey iste arkadas ile sevgili arasinda bisey iste..ooff git basimdan,kafam cok karisik zaten ya da olm bi sktirip gitsene,isin yok mu senin? tarzinda cevaplar verecektir.bu cevaplara verilebilecek en guzel tanim ise kuskusuz gotunden sallamanin en guzel ornegi olmalidir.birisini sevgili veya arkadas olarak gorebilmek cok zor birsey degildir.gecen zaman icinde zaten beyniniz onu coktan kalbinizin belirledigi kategoriye oturtmustur.bunlari inkar etmek,kendinizi kandirmak gereksizdir.

    yapilmasi gereken ise bir an evvel o kisi hakkindaki duygularinizi netlestirmektir.kesin olan bir sey vardir ki o da onla vakit gecirmek gercekten keyiflidir.bu bir arkadasla gecirilen vakit de olabilir bir sevgiliyle gecirilen de.karari vermek size kalmistir. yine de genellikle agir basan taraf sevgili kategorisidir.ozellikle bu kisi yeni tanisilan biri ise dengeler iyice sevgili tarafina kaymistir.eger sevgili konusunda karar kilinmissa,bir sekilde bu sonuc karsi tarafla paylasilmalidir.got olma riski fazladir elbette ama hicbir sey ortaya cikmadan karsidaki kisi bir anda elinizden kacip gidebilir de."keske" ler "got" lerden kesinlikle cok daha fazla rahatsiz eder insani.

    sonuc olarak,herkes ne hissediyorsa acik acik ortaya koymali,kimsenin gotu basi oynamamalidir. belirsizlik her zaman rahatsiz edicidir.insanlarin hissettiklerini ortaya koymasi kadar dogal birsey olamaz ve icerde tutulan,yillarca hapis yasamis duygular ileride cok buyuk pismanliklar seklinde geri donecektir.
  • adı koyulmadığı söylense de bir tarafın kendi içinde bir ad koyduğu ilişki türü.
  • ben whatsappa senin en son ne zaman çevrimiçi olduğuna bakmak için girdiğimde sen bana bakıyor oluyorsun ya da bana baktığın en son zamanı görüyorum.
    birbirimizin son görülme zamanlarına bakıyoruz ama birbirimize yazmıyoruz.
    işte.
    aramızdaki şeyin adı bu.
  • ilişki değildir o... olsa olsa çelişki...
  • bir şey vardır ama yok gibidir.
    iki tarafta bilir ki yaşanmaması gereken bir ilişkidir o...

    bilirsin, sana diğerlerinden farklı bakar,
    normal değildir aranızdaki hiç bir konuşma, bir elektrik/bir çekim gücü vardır ama asla söylenmez.
    o söylemez, sen zaten söylemeyeceksin,
    kendi içinde yaşar insan, bilir bir gün bitecek...
    o günü bekler...
hesabın var mı? giriş yap