4544 entry daha
  • ahmet çakar'dan aklımda kalan en önemli iki şeyden biri, saygı ve insan egosunun hayatta her şeyden önemli olduğudur. herkes, en tepeden tırnağa ve her durumda bunu gözetir. ölüm döşeğinde de sağlıkta da, zenginlikte de fakirlikte de yeryüzünde herkes, egodan ileri gelen saygıyı gözetir. bu politikada da vardır, iş hayatında da vardır, siyasette ve her yerde de. bundan kaçamazsın, günün sonunda tek bir laf, iyi ya da kötü, arkadaşlık başlatır ya da bitirir.

    seneler önce erman toroğlu ile olan arkadaşlığı bir tavırdan ve bir kelimeden bitti. "yavrucuğum", o zaman erman toroğlu'nun ettiği lafa kıl olsak da çok gülmüştük ama şimdi düşünüyorum ahmet çakar olay çıkarmakta yerden göğe kadar haklıymış. "bu konuda babamı bile tanımam" deyişi kafamdan çıkmıyor, çakar dibine kadar haklı. bir arkadaş, hem de canlı yayında, yıllar boyu dost olduğu insana bu saygısızlığı emrivakiyi yapıyorsa, arkadaşlık da biter, dostluk da biter. bitsin de zaten.

    orada erman toroğlu'nu yavrucuğum lafıyla olayı emrivaki bir şekilde oldu bittiye getirmesi bardağı taşıran son damla oldu. bu ikilinin yıllar süren dostluğu ve arkadaşlığı sırf bu sebepten bitti. erman toroğlu, "ahmetçiğim, biz de lafa girelim" diyebilirdi, türkçede iki milyon farklı şekilde nazikçe böyle bir şey denebilir, "yavrucuğum" diyerek ve efelenerek olayı bitirdi adam. üzerine efelendi, böyle böyle bitti dostlukları.

    çakar haklı, yerden göğe haklı. herkesin bir egosu var, kendi kişisel alanı var. dünya bu egou ve saygıya göre dönüyor, insanlar bu ego ve saygıya göre kendiyle özdeşleştirdikleri partilere yöneliyor, popülistler, susukunluk sarmalının sakladığı dip dalgaların tepkilerini okuyarak insanların o saygınlıklarına değer vererek, hiç olmazsa veriyormuş gibi göstererek geniş halk kitlelerinin sempatisini kazanıyorlar. iyi liderler, toplumda sosyo ekonomik olarak en aşağıdaki insanları dinleyerek, onlara belki de hayatta görmedikleri önemi yansıtarak onların lideri oluyorlar, her şey dilde bitiyor, tavırda bitiyor ve saygı bu işin püf noktası. bireysel ilişkiler, organizasyonlardaki ilişkiler, toplumsal ilişkiler günün sonunda kendini değerli ve saygın hissetmesine göre ilerliyor beşerin hayatında.

    ahmet yılmaz ya da cem yılmaz karikatüründeki mizah konusu, aynı anda dostoyevski'nin uzayındaki bir trajediye, ya da trajikomikliğe de konudur. ben ahmet çakar'dan çok şey öğrendim, bu onu çok sevdiğim için değil, daha başka bir şey bu, rol yapar gibi televizyonda yaptığı şov esnasında tiyatro ile gerçeğin birbirine girdiği anlarda insana dair birçok detay açığa çıktığı için.

    buraya iki video bırakıyorum. bakış açınıza göre bu iki video müthiş komiktir ya da müthiş trajiktir. bu iki video, trajediyi de gülünçlüğü de barındırır. belki komik diye tekrar tekrar izlersiniz, ama bir yandan orada gerçekle tiyatronun karıştığı ve içinde insana dair çok şey olduğunu da görebilirsiniz dikkatle bakarsanız;

    1. yavrucuğum tartışması (erman toroğlu ile dostluğu bu programdan sonra bitti)
    2. yanak alma
hesabın var mı? giriş yap