• bilincli yapıyorsa ayrı, farkında degilse ayrı dert. görüyorum üzülüyorum, bir insan bu kadar mı durumunun farkında olmaz yahu. korkuyorum ölse öldügünü idrak edemeyecek sonsuza kadar dans edecek.
  • kendisi müziğin babasıdır. çünkü son şarkısıyla müziğin anasını ..kmiş.
  • popstar türkiye sayesinde şöhret olmuş ve olacak yegane insandır kendisi. bu adam 3 vakte kadar başta hülya avşar show olmak üzere bilumum tv kanallarının izlemeye doyamadığımız eğlence(?) programlarında boy göstermezse ben de bir şey bilmiyorum sevgili sözlükçüler..
  • hülya avşar: şimdi ajdarcığım,sen kendini nasıl sanatçı olarak görebiliyorsun?yani aynaya baktığında -ben popstarım- diyebiliyor musun?
    ajdar ànik: yok ben aynaya bakmıyorum,size bakıyorum ve -ben popstarım galiba- diyorum...

    işte ajdar anik'in hülya avşar ile arasında geçen bu diyaloga sahit olduktan sonra,hiçkimse bana "bu adam aptaldır" diyemez...bence çok çok zekidir kendileri,hülya avşar'ın sorusuna cevabı tokat gibi yapıştırmış,bi nevvi "delilik ve dahilik arasindaki ince cizgi üzerinde duran bir halk kahramanı"dır kendileri...
  • uzun yıllar bu adamın bizleri trollediğini düşündüm. ciddi anlamda bunu düşündüm dedim ki kendisini rezil etme pahasına bile olsa 2006'dan beri 16-17 yıldır insanları trolleyebilmek için çelik gibi sinirlere sahip olmak lazım şeklinde bir bakış açısına sahiptim.

    fakat son zamanlarda, son zamanlardan kastım 1-2 yıldır ajdar'ın tiktok canlı yayınlarına denk geliyorum. bir süre sonra bu ''denk gelişler'' ciddi ciddi izleyip gözlemleme yapma rutinine dönüştü.

    bir süre sonra insanlar yarattıkları fake karakterleri, sahte fotoğraflarla sahte tiktok hesaplarına taşıyıp ajdar'ın canlı yayınlarına katılma boyutuna getirdiler.

    bu yayınlardan ajdar'ın beyninin içindeki kimliğine yönelik birkaç fact:

    - ajdar, tiktok'tan ona gönderilen hediyelerinin çalındığını düşünüyor.
    - yayınlarının ciddi ciddi yüzlerce milyon insan tarafından izlendiğini, fakat illuminati tarafından bu izlenme sayısının azmış gibi gösterildiğini düşünüyor.
    - dünya starı olduğunu, her yerde şöhretle tanındığını ve katrilyon doların birkaç sıfır fazlası bir miktarda parasının bulunduğunu fakat bankaların buna el koyup vermediğini düşünüyor.
    - yayınlarında mahkemeler düzenliyor. hayali fake tiktok hesaplarının canlı yayın katılımlarıyla bu mahkemeleri gerçekleştiriyor.

    bu yayınlar sırasında daha iyi gözlemleyebilmek için canlı yayınına katılmaya karar verdim. o sıralarda microsoft kurucu ve ceo'su bill gates'e takmış durumdaydı, zira onun paralarını çaldığını düşünüyordu. fırsat bu fırsat dedim ve bill gates isminde bir hesap oluşturup, fotoğrafını da ekleyip canlı yayınına katılmak istediğimi söyledim. beni tanımadığınız için parantez içinde belirteyim, bir amerikalı'dan ayırt etmekte zorlanacağınız bir aksan ve akıcılıkla ingilizce konuşabiliyorum. yayında da normalde 28 yaşında olan ses tonumu çok daha derinleştirerek bill gates yaşında biriymiş gibi konuştum. ve tahmin edin ne yaptı? ağzından salyalar açarak sinirlendi telefonun ekranına vurmaya başladı. ''çaldığım'' paralarını geri vermemi, ona atılan hediyeleri artık engellememem gerektiğini söyledi. şimdi diyeceksiniz ki ajdar ingilizce bilmiyor nasıl anlaştınız, çok basit. ajdar'ın içinde yaşadığı hayal dünyasında herkes türkçe biliyor. yani bill gates'le, george soros ile ve daha nice insanla türkçe konuşabileceğine inanıyor. bozuk bir türkçe ile konuştum. 15 dakikalık konuşmanın ardından, beni yayınında daha fazla tutmak istemediğini söyledi. ben de kahkahalar eşliğinde yayından ayrıldım.

    ajdar, günümüzde hala her gün canlı yayınlarla bu bahsettiğim aktiviteleri yapmakta. fakat artık ben ajdar'ın ciddi ciddi akıl hastası olduğunu ve içinde yaşadığı dünyayı reddedip beyninde oluşturduğu ve yarattığı dünyada yaşadığını düşünmeye başladım. çünkü bu adam makine mühendisi diploması var ama ben zannetmiyorum ki bir firma bu adama iş versin ya da başka bir iş yapsın. sahneye çıkacak hali yok, şarkılar rezalet. şarkı bile denmez, tekerleme. dolayısıyla bu adamın herhangi bir geliri olduğuna da inanmıyorum. bütün gün evde oturuyor ve canlı yayın açıyor, özellikle geceleri.

    yayınlarına katılan insanların %90'ı da star olduğunu, paralarının çalındığını söyleyip beyninde yarattığı dünyada yaşamasına yardımcı oluyorlar. psikoloji alanında bir diplomam ya da yetim yok, fakat şahsi düşüncem bu kişi böyle bir ortamda tedavi olması imkansız. bu ortamdan soyutlanması da imkansız. ama kendisi bu şekilde mutluysa hayatını böyle sürdürmesinde sakınca görmüyorum. sonuçta bütün gün canlı yayın açan, dünya çapında ünlü olduğunu düşünen gariban bir insan kendisi.

    kendisine mutluluklar dilerim, umarım pembe balonu bir gün patlamaz ve dışarıyı gördüğü toz pembe çerçeveyi atıp gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalmaz.
  • türkiye popstar'ın en hiper yarışmacısı. star ruhlu şov insanı makine mühendisi.
  • igdaş’ ta çalışıyor. gerçek.

    çok paramız oldugundan yeni eve çıkmışız, fakat doğalgazı bağlamamışlar daha, randevu alıyoruz igdaş’ tan gelsinler doğalgazımızı açsınlar diye. 3-4 gün sonrasında randevu veriyorlar. bekliyoruz.

    (bkz: doğalgazımızı açmak) süper! tespit.

    bir sabah kapı zili neşeli neşeli çalıyor, ev halkı dans ede ede kapıya dogru gidiyor, kapıyı açıyor o da ne?

    ajdar anık.

    şaka mı bu ? herkes birbirine bakıyor.

    - biz igdaş’ tan geliyoruz.

    e buyrun girin diyoruz şaşkınlıklar içersinde . evin doğalgaz hatlarına bakıyor, ediyor , bir şeyler kurcalıyor sonunda doğalgazın açılmasına da onay veriyor.bir de çıkmadan evvel doğalgaz borularına imza atıyor. benim için çok önemli bir insandır o imzadan sonra , artık o benim kahramanım.

    bir de vurucu bir laf etti kendisi babama kapıdan girdikten sonra , babam da zavallım tanıdı, tanımadı tam olarak ;

    ajdar anık: merhaba beni tadınız mı ?
    babam: bir yerden cıkaracagım ama. heh nane naneee.
    ajdar anık: evet efendim.nane.

    ahahaha, sıcıcam altıma , girdim yan odaya yastıklara gömüldüm sesim cıkmasın diye.

    keşke doğalgaza bir sey olsa da gene bize gelse.

    tam böyle hatrımda kalacak derken;

    evet derken , geçenlerde tramvayda bir adam sürekli konuşuyor, döndüm baktım gene bu . canım benim ya ne de güzel konuşuyor ;

    '' bu ülkede ibrahim tatlıses' i destekliyorum ''.

    süper bi adamsın, yok efendim cekemedikleri için kendisinin önün kesmişler, yok efendim çekememişler sanat camiasında. amma dertliymiş adam be. sanırım igdaş için birilerinin evine doğalgazı açmaya gidiyordu gene.

    fındıkzade-fatih-eminönü üçgeni içersinde bir gün karşılaşmanız ümidiyle.
  • senelerdir bu adamı televizyonda gülerek eğlenerek izlememe rağmen hiç dünkü kadar acımamıştı içim. yani o şapkalı çocuğun çıkıp da "siz saçmalıyorsunuz biz de size bakıp dalga geçiyoruz" demesi belki de beni kendime getirdi. kendimi son derece acımasızca bir güruhun parçası gibi hissettim ve rahatsız oldum.
    yine senelerdir mehmet ali erbilin tikli vatandaşları çıkarıp özürleriyle türk filmi acımasızlığında dalga geçmesine sinir olan ben, benzer bir hareket yaptığımı farkettim. sonuçta ortada kendisiyle dalga geçildiğini bile anlayamayan bir adam var ve bu adam sırf insanları güldürüyor diye programlara konuk ediliyor. alay etmek, alay ettirmek için...
    keşke anlayabilse ajdar anik, keşke görebilse hayranım dediği o insanların kendisine nasıl küçümseyerek, alay ederek baktığını, anlasa da çıkmasa programlara daha fazla küçük düşürmese kendisini. ya da reyting uğruna bu kadar acımasız olmasa yapımcılar, yüzüne gülüp arkasından alay etmeseler böyle çaresiz durumda bir adamın, gerçekten içim acıdı dün gece...
  • toplumsal sorumluluk diye bişey varsa, o da bu insanı televizyon programlarına çıkartıp, milleti üzerine güldürmesine alet olmamak, izin vermemektir.

    bu bir banu alkan vakası değil çünkü. banu alkan'ın tüm farkındalığıyla prim yapmak için kullandığı davranışlar değil bunlar. düştüğü durumun farkında ol(a)mayan, sağlıklı göremeyen, açık algı sahibi olmayan, belki zeki ama zekasını sosyal ve toplumsal olaylara kullanamayan, satır aralarını okuyamayan, tepkileri değerlendirmekten uzak bi insan bu davranışları sergileyen. programlara çıkartıp çok iyi bişey başardığı için programa davet ediyormuş gibi davranmak, övgüler yağdırmak, teşvik etmek "etik" değil en azından kanaatimce.

    eğlencelik değil bu, insanın içi acıyor. yazıktır. ayıp gibi de geliyor bana. bilemiyorum.
  • "bütün bilgisayar benim fan kulüplerimle dolu."

    ajdar anik
hesabın var mı? giriş yap