• ismi gerçekten ak parti olan bir parti kurularak adalet ve kalkınma partisi'nin bu kısaltmayı kullanması ve dayatması engellenebilir heralde.
    (bkz: ben buldum)
  • yargitay cumhuriyet bassavciliginin, daha önce anayasa mahkemesi karariyla kapatilan sosyalist parti tarafindan kullanilan sp rumuzunu kullanarak 2820 sayili siyasî partiler yasasi’nin 96. maddesine aykiri hareket ettigi ileri sürülen saadet partisi’ne bu aykiriligin giderilmesi için ayni yasa’nin 104. maddesi uyarinca ihtar karari verilmesi istemiyle anayasa mahkemesinde açtigi davanin gerekçesinden iki paragraf:
    siyasi partiler, kendilerini ayirt edici unsurlarla ortaya koyabilmek için isimleri yaninda, baska ifade yöntemlerine de ihtiyaç duyarlar. bu anlamda bayrak, rozet, kisaltilmis ad yani rumuz gibi unsurlarla kendilerini kitleler karsisinda daha etkin ve akilda kalici sekilde ifade etme yolunu seçerler.
    kisaltilmis ad, partinin ismi disinda; kisa, açik veya öz bir ifade ile partiyi tanimlamak için kullanilan bir addir. uygulamada kisaltilmis ad genelde, parti adindaki kelimelerin bas harflerinden olusmakta ise de, kisaltilmis adlarin mutlaka parti adindaki kelimelerin bas harflerinden olusacagi yolunda bir hüküm bulunmadigi gibi, böyle bir kural koymakta dogru degildir. kisaltilmis ad, parti adindaki kelimelerin bas harfleri disinda, basli basina anlami olan ayri bir veya birkaç kelimeden de olusabilir. önemli olan partinin kendisini tanitici bir unsur ya da daha açik ve ayirt edici bir ifade ile ortaya koymasidir. bu sekildeki bir kisaltilmis ad, kuskusuz partinin bayragi gibi tanitici ve ayirt edici bir unsurdur, yani partinin rumuzudur.
    (http://rega.basbakanlik.gov.tr/…/03/20040313.htm#9)
    yargitay cumhuriyet bassavciliginin bu görüslerinden çikardigimiz sonuç su: bir siyasi parti, yasal sinirlar dahilinde istedigi gibi kendisini ayirt edici bir kisaltilmis ad(rumuz) seçebilir. (dikkat edelim; adinin kisaltmasini istedigi gibi yapabilir degil, istedigi gibi kisaltilmis ad seçebilir) bu noktada adalet ve kalkinma partisi kuruculari partilerine kisaltilmis ad olarak (büyük ihtimalle imaj danismanlari ve pazarlama uzmanlarindan da faydalanarak) ak parti ismini seçmislerse, bizim "sen ak parti degilsin, akpsin" dememiz ne kadar mantiklidir? ak olduguna inanmiyorsak gidip oyumuzu baska partiye veririz, bir parti rumuzu için bu kadar nefesimizi tüketmeye deger mi?
    ayrıca (bkz: anavatan) (bkz: hürparti) (bkz: depar)
  • seçim vaadi üretmek adına, adaşlarından kopya çekmekten çekinmeyen oluşum.

    şehri süsleyen reklam panolarında şöyle bir akp afişi:

    "yeni dönemde
    kobilere daha fazla kredi
    tam destek"

    e peki akbank'ın aynı kitleyi hedef alan aynı içerikli reklamı da yeni dökülmedi mi vizyona? (bkz: kral kobi)

    bu durumda ak parti akbank'ı mı taklit ediyor, yoksa bankacılık sektöründeki vaatlerini akbank üzerinden mi gerçekleştirmeyi planlıyor. ikisi de değilse, önümüzdeki aylarda akbank - akparti çekişmesine mi tanık olacağız?

    demek ki kobileri tavlamanın yolu, hizmetinizin sonuna ak güvencesi koymakmış a.k.
  • adalet ve kalkınma partisi'nin kısa ismi malesef ki "akp" dir (ve akepe şeklinde okunur). ancak ne gariptir ki bu takiyye uzmanlarının el attığı her şeyde bir "ak" öneki var (akbil mesela). sanki yaptıkları her iş tertemiz, zemzem suyu ile yıkanmış, cebe atılan paralar ace ile yıkanmış gibi..

    yanlış hatırlamıyor isem tkp'lilerin bir yayınında (yanılıyor olabilirim) bahsetmişlerdi bu "ak" mevzusundan. aklıma hemen bu en çabuk kirlenen renk geldi, sustum, çayımdan bir yudum daha alıp tayyip erdoğan'ın amerika'da bir yahudi derneğinden "cesaret ödülü" alışını seyrettim. dışarıdaki kar hala bembeyazdı..
  • truncation error gibi bir hata verebilir bu kısaltma dikkat etmek lazım..

    adalet ve kalkınma partisi --kısalt-->
    ak parti --uzat-->
    adalet ve kalkınma parti

    "si" yuvarlama hatası olarak düşmüştür..

    hem türkçe, hem de matematik hatası yapmak istemiyorsanız doğrusu akp'dir..
  • “all political parties die at last of swallowing their own lies.”
    "her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür."

    -john arbuthnot
  • 18 yaşını doldurmuş galiba.

    bu vesileyle, artık cezai ehliyete sahip olduğunu düşünüyor ve hadi hayırlısı diyoruz.
  • kendilerini neden sevmediğimi ve sevmeyeceğimi kısaca anlatayım;

    ben bugün facebook' a bir şey yazdım. sonrasında çok sevdiğim, adı geçtiğinde hep övdüğüm bir arkadaşım yazdığım şeyin altına yorum yaptı ''ilkokul mezunu kahvedeki adam gibi konuşuyorsun'' inanmadığı şeyi söylemez, gerçekten böyle düşünüyordur, olabilir. ama mesela biz birbirimize karşı hiç ''o kız sana bakmaz abi'' demedik. kırmadık birbirimizi. ağzımızdan bir cümle çıkarken karşıdakini incitir miyim diye hep düşündük, ona göre konuştuk. bugün klavye başında bile bunu pek düşünmemeye başlamışız artık demek ki.
    ya da başka bir arkadaşım şunu yazdı az önce facebook iletisine;

    ''bu devlet er ya da geç gerçek sahiplerince yonetilecektir,,, kabuk çoktan çatladı,, sen patlayadur ensest ilişki ürünü batı ,, sizin edebiyat dediğiniz pornografi,, sanat dediğiniz ,,, afyon,,, akıl dediğiniz yedirme bilgi,, ve hiç anlayamayacaginiz bizdeki duruş anadolu hissidir,, bizim harekete geçmek için öğretilmiş bir akla ya da dayatma kültüre ihtiyacımız yok ,, sadece hisseder ve yaparız,,, dua edin biz hala müslüman türküz ,,, intikam ya da hırs bize yarasmaz ,,, biliyorum siz bunu da anlamazssiniz,,,''

    ben bu adamın evinde kaldım. evinde kalırken de batıyı övdüm, pornografi diye tanımladığı edebiyatı sevdiğimi söyledim, necip fazıl' ı eleştirdim... hiç de sorun olmadı. çünkü o da ben de birbirimizi sevdik, birbirimizi kırmaktan korktuk, hep ona göre seçtik cümlelerimizi. siyahla beyaz kadar farklıydık ama yine de sorun olmuyordu farkımız. sen siyahsın ben beyazım diyorduk ama ''sen siyah bir orospu çocuğusun'' ya da ''hayır sen beyaz bir orospu çocuğusun'' demiyorduk birbirimize. mutafağa beraber giriyor, beraber yaptığımız yemeyi aynı sofraya oturup yiyorduk. oysa bugün klavye başında bile öfkemize hakim olamıyor, söylemlerimizi yumuşatamıyor, karşımdakini kırar mıyım diye düşünmeden savuruyorsak cümlelerimizi demek ki biz artık aynı sofraya oturamayız onunla. akp size ne yaptı diyorsunuz ya hani, işte bunu yaptı ulan daha ne yapsın!
  • allah kuruşu partisinin kısaltılmış hali.
    bütün hesaplar bu para birimi cinsinden tutuluyormuş.
hesabın var mı? giriş yap