• albert hoca class kavramını anlatmaya hazırlanmaktadır, olaya klasik ögretmen sorusuyla başlar-->

    ae: -arkadaslar sizce class nedir, ne olabilir?

    ahali: -sınıflandırma...hede..hödö

    ae: -hmm..e o zaman 'hayvanlar' bir class mıdır?

    ahali: -eeaa, ewt olabilir..

    öküzcan: -ne class ı be, hayvanlar alem lan !

    anti: *iptal*
  • if/else statement ı
    "normalde 4 yılda bir leap yıl oluyor ama 4x100 yılda bir olmuyor,teknik olarak olması gerektiği halde...işte biz cs ciler de burdan ekmek çıkartıyoruz" örneğiyle açıklayarak cs tabularını yıkan hocamız...
  • eğer bir cs201 (introduction to computing) sınavında soruyu albert levi hazırladıysa, ve bir statementın içinde hem fenerbahçeli hem de bir galatasaraylının gol atma ihtimali varsa ve sizden output isteniyorsa. bilin ki, o sorunun cevabında fenerbahçeli golü atsa atsa kendi kalesine atar.
  • 4 temmuz 2009 tarihli ilk sabanci mezunlar bulusmasinda cicegi burnunda evli ahmet altinisik ve mustakbel esi kampusu ziyaret ediyorlar
    gelin hanim merdivenlere dizilen henuz bekar sabanci mezunu kizlarimiza gelin cicegini atiyor
    tum kizlar heyecanli, kararli bir sekilde yerlerini aliyorlar
    albert levi bey kendisinden beklenmeyen bir panter cevikligi ve bir genc kizin heyecaniyla atlayip cicegi kapiyor
  • efendim yine son gün oturmuş cs 201 sınavına* çalışırken bi yandan da maillere filan bakıyorum tabi robot gibi çalışcak değiliz ya neyse hocamızdan şöyle bir mail geldi: sınav başlayalı 1 saat oldu girmeyi düşünüyormusun...
    100 metre rekorunu egale etmeme rağmen son yarım saatine yetiştim sınavın. sıçtık yine kaldık ulen derken süre bittikten sonra odasında devam etmeme izin verdi sınava..
    yani hem mail at sınav başladı diye hem de ek süre ver böyle de öğrenci dostu, örnek alınası bir insandır.
    o zmn teşekkür etmemiştim kendisine, belki de etmişimdir, burdan da ediyorum,evet.
  • (bkz: fenomen)

    albert levi'yi tanımlayabilecek mantıklı cümleler kurmak zor açıkçası, insanın ağzını açık bırakan bir çok özelliğe sahip... bunlardan bir kaçı daha önce de belirtilmiş olan inanılmaz mizahi şahsiyet; her ortamda yazılan**** sorulara günün her saati* spontane cevap verme özelliği; ders anlatma konusunda bol yetenek; bonkörlük; adalet anlayışı vs... bunların yanında çok başarılı bir akademik kariyer de, biz aklı fikri geyik şu bu olan öğrencilerin pek kanıksadığı birşey olsa da gayet önemli bir meziyettir...

    şimdi örneklerle açıklamak gerekirse, sanırım en iyi örnekleri albert levi'nin sınav soruları ve sınava hazırlık çalışma soruları oluşturacaktır...

    bakınız, ya geçen senenin ilk vizesi, ya da bu seneki ilk vizenin çalışma sorularında yer alan bir ibare;

    " 'hatasız sınav olmaz hatamla sev beni' cümlesindeki 'hata' 'ları 'kopya' ile değiştiriniz... yani sonuç, 'kopyasız sınav olmaz, kopyamla sev beni' olmalı..."

    ilk vizenin cevap kağıdında ad soyad bölümünde: osman özsolution

    ikinci vizenin çalışma sorularından bir string karşılaştırma sorusu için örnek stringli açıklama;
    "for example if the strings are “koysalar onume bariyer de” and
    “cocuk da yaparim kariyer de”, then the function should return 9 due to
    “ariyer de” part of both strings."

    final sınavından iki soru;

    "aşağıdaki program parçasının çıktısı nedir?

    if (2 > 3) cout << "when you just dream about it" << endl;
    if (5 == 7) cout << "i can see it in your eyes" << endl;
    else if (3 != 2) cout << "when you feel that you can do it" << endl;
    else cout << "you can easily realize " << endl;"

    ve;

    " 'butun cs201ciler toplandik toplandik toplandik
    sorduk neden yiprandik yiprandik yiprandik
    biz c++dan hoslandik hoslandik hoslandik
    simdi niye zorlandik zorlandik zorlandik' gibi bir girdinin satırlarını tersten yazdırınız (4. satır 1., 3. satır 2., 2. satır 3., 1. satır 4. satır olacak)"

    özellikle bu son, finaldeki iki soru, beni sınavın ortasında gülme krizine sokmayı başarmıştır :)

    ha, bir de "gariplikleri" vardır sayın levi'nin, örneğin final sınavında "gıcıklık olsun diye"* sene başındaki ilk dersin ilk 10 dk'sında bahsettiği bilgisayar mimarisi modellerinden birinin adını sorması buna en güzel örneklerden biri olabilir. zira bu soru 1 puanlık olup, sınavdan alınabilecek en yüksek notu direkman 99'a kilitlemiştir... lakin ahanda atıp tutturduğum bir soru olduğundan da (bkz: kapak olmak).**
  • demin e-postayla yolladığı sınav örneğinde (2005, ikinci vize) bulunan, birden fazla dosya içine dağınık olarak bulunan inputları tek bir output dosyasında toplama amaçlı sorunun örnek output'unu aşağıdaki gibi hazırlamıştır. bir de soru 25 puanlık, bir bölme bırakmış "vallahi dokunmadım" bölmesi, imzalayınca soruya dokunmamak kaydıyla 4 puan alıyor, adamı işinden gücünden boş yere etmemiş oluyorsunuz. neyse bahsi geçen output şöyle:

    yaziklar olsun, yaziklar olsun
    programin buglisina yaziklar olsun
    zaman kisalir, nerde debugger
    koda kulluk edene yaziklar olsun

    batsin bu dersim, bitsin bu derdim
    partisiz gecen omrume yaziklar olsun
    bitmeyen odevler, evde beni bekler
    ustune bir de sinav benim mi olsun

    ben ne yaptim hoca sana
    mahkum ettin beni buna
    her satirda bin hata var
    sikayetim yaradana, sikayetim yaradana

    sasiran ben mi yoksa compiler mi bilemedim
    oyle bir kod verdin ki bir output goremedim
    sonsuz bir dongudeyim, cikisi bulamadim
    ooof of of of of of

    ben mi yarattim, ben mi yarattim
    vc++’i ben mi yarattim
    hatalar artmissa, robot dagitmissa
    deadline yaklasmissa ben mi yarattim

    bir de, yardımcılığının yanında takipçi bir hocadır. kodunuza bakmak, sorduğunuz soruya yanıt vermekle kalmaz, "oldu mu benim dedigim gibi yapinca problem çözüldü mü?" şeklinde takip eder, takdir toplar.
  • "yazın , lodosla gelen deri kokuları arasında kod yazmak " temalı tehdit savururken bile gülümseyen , karsisindakini de gülümseten sabanci universitesi hocası. kampuste arada sırada gorunen bir de prototipi var, ogluymus, bu kadar benzeyebilir.
  • sabancı üniversitesinin news grubunda öğrencilerden birisinin not kırma hakkındaki bir sorusuna güzel cevap vermiş insandır;

    "hakeme maçtan once "şu pozisyonda kart verir misin? hani vermeyeceksen ona göre girişeceğim." diye soruluyor mu? "
  • eskiden sözlük yazariyken uçurulmus sahis. kaynak: kendisi
hesabın var mı? giriş yap