• iğrenç sarı peruğu, yarısı boyalı kara kaşları, yeteneksizliği ve küçük emrah bakışları nedeniyle colin farrell'ın kesinlikle canlandıramadığı bilakis öldürdüğü bir rol olmuş *
  • filmin ortasinda saca surulen talk pudrasi ile 20 yas ihtiyarlayan turkan soray ile dalga gecenlerin kicina dvd'si sokulasi filmdir. allahin sopasi yok, cok sukela hollywood yonetmeni pek meshur angelina jolie'yi 40 senelik yesilcam yontemiyle yaslandirir boyle.
  • gittim gördüm nefret ettim...
    eh oliver stone be eh be anam be tamam anladik büyüksün her şeyin tabu yanlarını deşersin üzerine bi de abartır da abartırsın, ama be kardeşim hikaye anlatmayı ne zaman unuttun sen, bu kadar mı ne oldum delisi oldun be şebelek!
    hakikaten 3 saatlik bir işkence filmi idi. hayır elinde büyük iskender'in hayati gibi mükemmel hazır yazılmış bir senaryo varken sen gel adamın bütün yaptıklarını es geç, herifin ibneliğiyle anasının kaltaklığına tak kafayı. ayıp be bir firavun oluşu bile anlatılmaz mı yahu?! savaş sahneleri ise sondaki hindistan savaşı hariç güzel falan değildi hele tarihin en meşhur savaşlarından birini artık gerçeklik olsun diye mi yoksa efektler ucuza gelsin diye mi bilinmez toz içinde boğ bütün görseli yoket ondan pg kasmadığın için iki kafa kol uçması gösterince iyi halt ettim san! hele doğudaki esir halkları kurtaracaz tadındaki tiradlar bana busht zırh kuşanmış konuşma yapıyor hissi verdi ayrıca kıl kaptım. gerçi sonrasında vay be heriflerde ne medeniyet varmış be biz bide barbar dedik adamlara yollu günah çıkarma girişimleri var ama (aristoya da bayaa saydırıyor arada) gene de baştaki busht tiradı insanın sinirlerini fena oynatıyor. ha tarihsel gerçekliği var, o zaman için phillip'in ve iskenderin sefere çıkış sebepleri gerçekten egedeki iyon kentlerini kurtarmak ama herhalde ortadoğudaki bir savaşta da en yakındaki yunanlı 1500 kilometre ötedeyken böyle sallanmaz.
    hele az buçuk tarih bilenleri deli edecek son darbe ise finalde geliyor, ben artık ebenin amı ali sami diyecekken neyseki batlamyus * abimiz son anda vaz geçip boşver böyle bilsinler falan ayağına yatıp durumu kotarıyor ama taş kafa oliver'ın tarihte ima bile edilmeyen bir şeyi yok ben bilirim doğrusu bu işte şeklinde yedirmeye çalışması hakikaten bardağı taşırıyor.
    ha filmin güzel olan yerleri yok mu var yoksa ben üç saatten sonra bir sinama dolusu insanın başına geçmiş los angeles'a hollywood'u "özgürleştirmeye" gidiyo olurdum şu anda. neyse güzel yanların neler olduğuna gelince:
    annesi ve babası arasındaki çekişme ve iskenderin niye kafayı çizmiş olduğu güzel verilmiş fakat tabii iskender uzmanı olmadığımdan bilemeyeceğim ama arkeleoglar eğer iskenderin günlüğünü bulmadılarsa bir ara bunların hepsi oliver abimizin sallamaları. sonra hindistandaki savaş sahneleri (filler hakikaten süperdi). başka hmm başka da bişey pek yok benim beğendiğim. bir tek belki o da genel oliver stone'un ben lafımı sakınmam takıntısından olsa gerek o dönemdeki helen medeniyetinin totoşluğunu açıkça sergilemesi. gerçi iskenderin lejyonlarını seçerken sevgileri çifter çifter aynı phalanxlarda toplaması (birbirlerini korumak için daha iyi savaşırlar mantığıyla) gibi dahiyane fikirlerini atlamış ama olsun. özellikle troydaki gibi seyirciye şirin gözükmek için aşil'in sevgilisi değilde tüyü bitmemiş yetim yeğeni* öldürüldü hektor tarafından tribi yapmamış (troydan ayrı tiksinmiştim sırf aşil karakteri şebek romantik jöne çevrildi diye). ha arada bokunu çıkarmış biraz hele collin ile jared'in bir türlü kavuşamaması tam türk filmine dönmüş vaziyette. ha az kalsın unutuyordum bi de filde güzel olan angelina jolie var tabii ki.

    neyse gidip görmek gerek sonuçta iskenderin hayatı (olduğu kadar artık) ama çok bir şey beklemeyin ona göre ha bide kesinlikle boş olan bi üç saatinizi ayırın...
  • indirirken download çubuğunu izlemek daha zevkliydi.
  • filmin çekimleri bittikten sonra air france fillerle atların karşı karşıya geldiği sahnenin olduğu negatifleri hava limanında xray cihazına sokar. bu mallık sigorta şirketine 5 milyon$'a mal olur. hindistan'a dönülürek bozulan sahneler yeniden çekilir.
  • seyrederken "alexander kos anani zikiyolar" diye bagirmamak icin kendimi zor tuttugum film.
    (bkz: kucuk emrah)
    (bkz: colin farell)
    (bkz: emrah kasi)
  • kesinlike ve kesinlikle son yıllarda en büyük hayal kırıklığını yaşadığım bir film oldu alexander. sözü fazla uzatmadan gece yarısından sabahın dördüne kadar seyrettiğim film esnasında karaladığım notlarıma geçeyim:

    * filmin tarih danışmanı kimse ellerinden öpüyorum kendisinin. zırhlarda, silahlarda, kıyafetlerde veya mekanlarda en ufak bir falso yoktu. ikiyüzyıl boyunca bilinen dünyanın yarısını hakimiyetinde tutan makedon falanjını işbaşında nihayet görebilmek büyük mutluluk oldu benim için. otantisite açısından troy'un kat kat geçildiği barizdi.

    * ne var ki otantisitede gösterilen başarı savaş sahnelerinde görülmedi. ya bay stone kan görmeyi sevmiyor yahut askeri bilgisi zayıf ki tarihin en büyük askeri dehalarından olan büyük iskender'in stratejik başyapıtı gaugamela muharebesini toztoprak içinde yarı görünür yarı görünmez kopuk bir boğuşma olarak geçiştirmiş. ne var ki son bölümü oluşturan hydaspes muharebesi hint harp fillerinin dövmelerine kadar çok başarılıydı.

    * tamam, bay stone iskenderin iç dünyasını mümkün mertebe yansıtmak istemiş sözümüz yok. ama, bu adamın biseksüelliğinden başka özelliği mi yok ? tamam biliyoruz antikçağ grek kültüründe kadın aşağı varlıktır ve üst tabakadan erkeklerin hemcinsleriyle sevgili olması özendirilen bir durumdur.lakin, bre kütük, sevgilisiyle yaptığı muhabbete ayırdığın zamanın yüzde onuyla çok önemli bir sürü başka sahne gösterirdin !

    * hani anadolunun istilası ? hani sur kuşatması ? hani gordion düğümü ? hani mısırlı kahinlerle görüşme (iskenderin haleti ruhiyesini çok etkileyen bir olay) ? hani iskenderi zülkarneyn yapan bozynuzlar ? bu kadar önemli şey atlanınca tam bir iskender portresi çizmeyi nasıl beklersin ? olmamış bay stone olmamışşşş

    * roxane gibi kendi başına mitlere konu olmuş bir karakteri al, maymun suratlı bir acuze olarak on beşinci önemde bir karakter haline getir... aferim

    * angelina jolie her zamanki gibi harikaydı. yılanlara tapan çılgın olympias rolünde femme fatale rolünü süper doldurmuştu. val kilmer'da philippos monophtalmos rollünün altından iyi kalkıyordu.

    genel bir değerlendirme yapacak olursak megalos alexandros gibi ismi ölümsüz tanrılar arasına karışmış bir tarihsel devi hakkıyla yansıtmaktan çok uzak bir film olmuş. saçma sapan flashbackler kurguyu haşat etmiş, konu kopuk bir biçimde işlenmiş, vıcık vıcık bir oryantalizm filmin her yanına sinmiş. oyuncuların ortalama üstü performansı filmi kurtarmaya yetmiyor. bu haliyle alexander, tarihin ilk on ismi arasında yer alan adama hakkını vermekten çok uzak, hevesleri kursaklarda bırakan bir deneme olmaktan öteye gidemiyor. sonuç fiyasko...
  • kadronun iyiligine bakinca, yonetmenin ne kadar takintili biri oldugunu ve senaryo ile goruntu yonetmenligi alanlarinda basarisini gozler onune seren filmler ortaya cikardigini goz onunde bulundurunca, bir de konu buyuk iskender olunca kacirilmamasini dusunerek gittim filme.. ilk gununden her ne kadar cesitli tepkileri duymus olsam da kulaklarimi tikayip sadece kendi yorumumu yapabilmek ve hicbir seyden etkilenmemek icin hemen gittim.. gittim ama gordugum sey beni tam olarak yikima suruklemese de ciddi anlamda uzuldugumu ve filmin hayal kirikligi yasamama sebebiyet verdigini soylemeliyim..

    oncelikle oliver stone amcamiz kanimca goruntu yonetmenligindeki basarisini yine gozler onune seriyor her ne kadar senaryo ve kurgu acisindan ayni seyleri soyleyemeyecek olsam da.. bir kac sahne var ki gercekten cok basarili deyip tuyleriniz diken diken kaliyorsunuz.. bunlarin sayisi cok degil, ki zaten cok olmasi da akisi bozabilirdi.kaldi ki zamanlamalari oldukca onemli ve basarili olmus.. savas sahneleri gladiator, braveheart ve troy da oldugu gibi cok bilindik savas sahneleri olmus onlar icin kotu bir tarafi spoiler ile soyleyecegim.. goruntudeki basari film boyunca gidiyor ve gerek babylon gerek duvardaki simgeler insani oldukca etkiliyor..

    castingin basarili olup olmadigi yonundeki dusuncem filmin sonunda da degismedi ne yazik ki.bir kere su kesin ki oyunculuk oldukca basarili.colin farrell cok cok iyi oturmus oynadigi karaktere ve onunla ilgili suphelerimi de tamamen kaldirmis ortadan.. duyguyu,hirsi,bencilligi,nefreti gayet guzel veriyor izleyene..angelina jolie de basarili.. kendisinden isteneni basarili bir sekilde verdigini goruyorsunuz.. olimpia karakterinde var olan hisleri,ogluna olan duskunlugunu iyi yansitiyor.ancak ne yazik ki butun film boyunca sanki angelina jolienin colin farrellin annesi olmasi biraz havada kaliyor, yani ikisi de kisisel performanslarinda cok basarili olsalar da, beraber olduklari sahnelerde bir kopukluk,olmamislik sergileniyor.. ya da ben boyle hissettim..

    herkesin dilinde olan alexanderin biseksuelligi konusu yine herkesin dedigi gibi boku cikmis bir halde geliyor insanin karsisina."ulan yeter be allah kahretsin dunyanin en buyuk fatihinin biseksuel olmasi tabiki yansitilir ama adam neler yapmis hic mi gosterecek sey yok surekli bu konuya geliyorsun" seklinde veryansinlari degil ben filmi izleyen herkes yapti, yapiyor, yapacak.. merak ettigim oliver stone cektikten sonra (ki kendisi eminim ki her sahneyi milyonkere izlemistir takintilari ve guzel olmasi hirsi yuzunden) hic mi farkedememis bunun abarti oldugunu? ya da ne dusundu gercekten merak ediyorum.. bir ara cikip aciklarsa cok bahtiyar olurum. abarti otesi olmus, igrenc olmus, cok cok kotu olmus bu durum. tabii ki boyle bir insanin biseksuelligi onemlidir, islenebilir uzerinde durulabilir.ama bu kisi dunyayi fethetmeyi amaclamis biri sonucta kac tane savasa girmis cikmis, neler dusunuyor hepsini yansitiyor ama biseksuellik de biseksuellik..

    film muzikal acidan acikcasi hic etkilemedi beni.. yani savas sahneleri oldu, damar diyaloglar oldu ama gladiatordeki tadi almayi birakin, suan bir muzik var miydi, onu bile hatirlamiyorum.bunu da bir eksi olarak yaziyorum bu nedenle..

    sonuc olarak goruntu acisindan, konu acisindan gidip gorulmesi, izlenmesi gereken bir film. evet, vasat bir film. evet senaryo cok iyi hazirlanmamis ama nihayetinde oliver stonedur kendisi ve nihayetinde filmin icinde babylon gibi inanilmaz guzellikte bir yer gecmektedir.. goruntu icin gidip izlenmelidir ve tabii colin farrellin ustun performansi icin..

    --- spoiler ---
    savas sahnesinde alexanderin savasa baslamadan onceki gaz konusmasinin surekli kesilmesine sinir oldum.tam olaya kaptiracakken kendimi surekli persian tarafinin gosterilmesi ile bir turlu adapte olamadim ve savas goruntulerinden istedigim tadi alamadim.bu acidan da kiniyorum kendisini*. ayrica alexanderin babasiyla olan diyaloglari cok etkileyici ve aforizma tadinda cumleler de geciyor.
    --- spoiler ---

    not: afm fitasa da yaziklar olsun.. hadi film baslangicindaki 20 dakikalik reklamlarina artik alistik yillardir ama arayi 35 dakika tutarak adeta sov yapmislardir. bu sureyi bu kadar uzun tuttuklari icin de filmin sonunda "directed by oliver stone" yazisi ile casting i gostermeyi durdurmuslardir.. eger orada izlemeyi dusunuyorsaniz da bosverin, gidin baska bir yerde izleyin.. zira bir sinema ancak bu kadar kotu olabilir ve musterisine saygisizlik yapabilir..
  • iskender'in ecnebicesi.
    (bkz: farkli dillerde farkli yazilan ayni isimler)
  • 1920 yılında bir maymun tarafından ısırılması sonucunda kan zehirlenmesinden ölen yunan kralıdır. derler ki birinci dünya savaşı sonrasında, 'megalo idea'nın gerçekleşmesine ramak kalmışken devreye giren bu vatanperver türk maymunu, yunan'ın planını bozmuştur...
hesabın var mı? giriş yap