• kural 1: alman kale hakkinda konu$mayacaksiniz.
    kural 2: alman kale hakkinda konu$mayacaksiniz.
    kural 3: kalede tek bir ki$i vardir. ilk kaleye gecen topu ayaginda en az sektirendir.
    kural 4: eger top yerdeyken topa iki kere arka arkaya degerseniz, havadan cektiginiz bir $utu kaleci yere degmeden tutarsa, elle degerseniz, top yerdeyken $ut cekerseniz ve gol olursa, veya topu aut'a atarsaniz kaleye gecersiniz.
    kural 5: goller sadece havadan, top yere degmeden atilabilir.
    kural 6: kafa golu 2 puan, rova$ata 3 puandir. 12 puana varan oyundan cikar. bir oyuncuyu oyundan cikaran golu atan ki$inin puanlari sifirlanir. eger kaleci kural 3'teki yari$ma yerine gonullu kaleci olursa, limiti 13 puan olur. iki kaleci gonullu olursa, bu kural gecersizdir.
    kural 7: eger bu ilk gecenizse, oynamak zorundasiniz.
  • her mahalleye gore kurallari degisen bir oyun. biz buna alman kale degil alman kalesi derdik. 21 de derdik..az oynamadik zamaninda.. bizim mahallenin versiyonuyla anlatmak gerekirse, oncelikle topu en az sektiren -ki o ben oluyorum- kaleye geciyor. sonrasinda atilan gollerde topun yere degmemesi onemli. eger ki top yerden sekip de geliyorsa topa vuran kaleye geciyor... biz sifirdan yukari dogru sayardik, 21'e kadar. normal gol 1 (golcu mahalleydik), kafa 3, vole 3, besiklerden 5 rovasata da 8 puandi galiba..

    aklimda kalan bir ilginc not rovasatayla ilgili. ben hatirlamiyorum kac kere yerde yatip top bekledigimi... boyle bir camur icat cikarmistik. birimiz yerde yatiyoruz, digeri ayaginin ucuyla topu kaldiriyor, yerde yatan kisi de buna rovasatamsi sekilde vurunca taaak 8 puan yaziliyordu! biraz beceriksiz ve cirkef bir mahalleymisiz gibi geldi bak simdi...
  • koskoca türkiye'de meşhur olmuş bir mahalle oyunu. aklım almıyor arkadaş. böyle yaratıcı ve böyle güzel bir oyun nasıl tüm türkiye'de neredeyse aynı kurallarla oynanır. nasıl böyle ulusal oldu bu oyun? bu oyunu ilk çıkaran adamın cennete gitmesinin hükmünü ben veremem ama eğer cennet diye bir yer varsa ben kendi cennet hakkımdan feragat ediyorum arkadaşım? bu adam milyonlarca çocuğa mutluluk aşılamıştır. oynayanlar bir düşünsün şimdi. hangi birimiz sizden sonra top sektiren arkadaşınızın topunun düşüp kaleye geçmesini istemediniz ki ? hangi birimiz rövaşata aşkıyla yanıp tutuşmadık mı ? sükse vardı bir de, böyle artistik vuruşa denirdi, hangimiz o vuruşu yapıp arkadaşlarımızdan övgü dolu sözler istemedik ki ? genel olarak herkesin yazdığını okudum da puanlar değişiklik göstermiş, müsaade ederseniz ben de bizim orada * kuralların nasıl işlediğini anlatmak isterim:

    1. öncelikle her yerdeki gibi kaleye geçip geçmeme olayı top sektirmeyle belli oluyor ki ben bunu hiç beceremezdim.
    2. normal gol 1 puan, diz 2 puan, kafa 3 puan, vole 3 puan, bacak arası 5 puan *, rövaşata 7 puan, rövaşata+bacak arası 12 puan.
    3. oyun 13'te biter.
    4. kaledeki kişi 12 olursa istediği yere kadar çıkıp topu alma şansı vardır. tarzan mode on.
    5. son şutu atıp kaledekini oyundan diskalifiye edenin sayısı sıfırlanır.
    6. son 2 penaltı atışır.
    7. penaltı atışları 5 tane olur. eğer denk olursa 3'lü penaltı atışları, onda da denklik olursa tekli penaltı atışlarına geçilir.
    8. oyun bitince herkes mutlu bir şekilde evine gider.
  • kural 1: kalede tek bir kişi vardir. ilk kaleye geçen topu ayağında en az sektirendir.
    yedek kural 1: ilk kaleye geçeni daha hızlı belirlemek için topu ayak yerine kafayla sektirmek daha mantıklıdır.

    kural 2: eğer top yerdeyken topa iki kere arka arkaya değerseniz, havadan çektiğiniz bir şutu kaleci yere değmeden tutarsa, elle değerseniz, top yerdeyken şut çekerseniz ve gol olursa, veya topu aut'a atarsanız kaleye geçersiniz.

    kural 3: goller sadece havadan, top yere değmeden atılabilir.

    kural 4: kalecinin ortalanan topa müdahele edebileceği alan belirli mesafelerle sınırlandırılmıştır.

    kural 5: kafa golü 2 puan, rövaşata 5 puandır. 12 puana ulaşan oyundan çıkar. bir oyuncuyu oyundan çıkaran gölü atan kişinin puanları sıfırlanır. eğer kaleci kural 3'teki yarışma yerine gönüllü kaleci olursa, limiti 13 puan olur. iki kaleci gönüllü olursa, bu kural geçersizdir.

    kural 6: oyundan çıkan oyuncunun yerine üst limite en yakın olan kişi kaleye geçer.
    yedek kural 6: eğer iki veya daha fazla oyuncunun puanları eşitse içlerinden en son kaleden çıkan kaleyi devralır.

    kural 7: oyunun birincisi, son ikiye kalan oyuncuların aralarında yaptığı seri penaltı atışlarının galibidir.

    extra centilmenlik kuralları
    1: abanmak yasaktır.

    2: herhangi bir oyuncunun şutu auta gidiyorsa veya yerden atılan şut kaleye gidiyorsa bunu tehlike bölgesinin dışına çıkartmaya çalışmak oyunun etik kurallarındandır.
  • herkesin attığı golün kendi hanesine yazıldığı futbol türü.

    (bkz: alman usulü)
  • benım hatırladıgıma gore ıse;kaledekının puanı yok.gol yedıkce puan alıyordu.ama o puanlama dogru ve kalecı elıyle topu havada yakalarsa o topu atan kaleye gecıyordu..
  • sanırım bizde daha seksist bi bakış açısıyla oynanırdı. 21 ya da 31 sayıya ulaşan ilk kişi anne olurdu. sonra olunmak istenmeyen ikinci mevki top kardeş olurdu. birçok mahallede bu yoktu sadece bizde mi vardı bilmiyorum. öyle bir unvan verilirdi. sonra sırasıyla kız kardeş ve erkek kardeş gelirdi. hatta erkek kardeş ve baba son ikiye kaldığında penaltı çekişirdi. baba unvanını hakkıyla alan kişi anne figürüyle dalga geçerdi. kafa 5 rövaşata 10 yedilik diye bir vuruş vardı haliyle puanı 7 idi. görece bizden daha büyük abilerimiz bunu oynarken alan genişler muz ortalar artistik kafa vuruşları havada uçuşurdu.
  • en az 5-6 yıl boyunca istanbul'un etrafı betonlarla çevrili dar sokaklarında oynadığımız efsane oyun.
    futbol topu mu aldık. mahalle maçı mı o da ne? siktir et, alman kaleye devam.

    çok fazla topu sektiremediğimden direkt kaleye geçerdim iş uzamasın diye. tabi iyi bir kaleci olmanın avantajı ile birlikte kaleye gelen 3. veya 4. topu havada yakalamak ve oyuna futbolcu olarak devam etmek paha biçilemez bir duyguydu. hoş yine yetenek olmadığından kaleye çektiğim 2. veya 3. şutun auta gitmesiyle birlikte tekrar kaleye geçmek de bir o kadar utanç vericiydi.
  • kucukken oynamaktan en cok zevk aldigimiz oyunlar biriydi. bilmiyorum almanlarin onlarin futboluna olan bu sevgimizden veya bu oyundan haberleri var mi ama yine de cok eglenceliydi. teknigimizi gelistirmemize faydali oldu. ama en aci durum hep topu auta atip kaleye gecmektir. her zaman huzun kaplardi beni o durumda.
  • lise* yılları boyunca içimizdeki öfkeyi kusmamıza ve çoğu zaman gülmekten kendimizi kaybetmemize sebep olmuş oyun.

    kendi aramızda oynadığımız alman kale de öncelikli amaç asla ve asla gol atmak değildi, onun yerine oyun, topa son güç abanarak kaleciyi bas bas bağırtma ya da etkisiz hale getirme üzerine kuruluydu. oyunda kullandığımız top ölümcül yara açabilecek potansiyelde* olmadığı için hiç bir zaman ciddi sakatlık olayları yaşamadık.

    çok kahkahalar atıldı, çok canlar yandı, çok bağırtılar yükseldi alman kale arenasından.. bir zamanlar liseliydik ve psikopattık.. (bkz: hey gidi hey)
hesabın var mı? giriş yap